11¿ GÜLÜN KIRMIZI RENGİ

3.7K 285 685
                                    

Bu kitabımın "Tamamanlandı" işaretini koyduktan sonra bir teşekkür bölümü yazmak istiyorum ve bu kitabı yazmakta bana ilham kılan şeyi sizinle paylaşmak... Benim çok şaşırtıcı olmasa da sizin için öyle olacak gibi ahshajfajhahs

🎭 11. BÖLÜM: GÜLÜN KIRMIZI RENGİ

Herkes korkardı. Herkes her şeyden korkardı. Yükseklikten, karanlıktan, yalnızlıktan, bir hayvandan ya da bir insandan. Peki ya biz kimden korkuyorduk? Müdürden mi katilden mi? Belki de yalnızlıktan korkuyorduk? Müdürü ve katili alt edebilirdik peki nasıl yapacaktık bunu? Tek başımıza mı? Evet, bizim korkumuz yalnızlıktı. En azından benim için öyleydi. Bu koca okulda yalnız ve dışlanılmıştım. Herkesin tek düşüncesi, "Nur bir katil."

Burada herkes birbiriyle bir olmuşken, ben kendimle birdim. Ben yalnızdım ve bundan korkuyordum. Müdürü veya katili hep beraber alt edebilecek bir grup vardı ve bu grupta benim yerim yoktu, olmayacaktı. Belki daha önce olsa bir imkanı olabilirdi ama Pelin'in ortaya attığı yalana herkes inanmıştı ve bana katil gözüyle bakmışlardı. Belki buna Merve ve Kerem inanmıyordu ama çoğunluk inanıyordu, önemli olan o değil miydi?

Derin bir nefes alarak yanımda oturan Emir'e başımı yerden kaldırmadan göz ucuyla baktım. Ona baktığımı fark ettiğinde yüzünde bir gülümseme oldu. Oldukça sıcak ve samimiydi.

"Naber?" Durduk yere sorduğu soruyla yüzümü buruşturdum. Gülümsemesi ne kadar sıcak ve samimi olsa da sorma şekli yılışıktı.

"İyi," dedim kısaca.

"Bende iyiyim," dedi gülümseyerek. Sesinde hafif bir şımarıklık vardı. Başımı kaldırarak arkamda kalan duvara yasladım.

"İyi," dedim yüzümde istemsizce oluşan gülümsemeyle.

Yüzündeki gülümseme büyüdüğünde, "İyi," dedi.

Aynı şekilde tekrardan, "İyi," dedim. Emir, tekrardan aynı şeyi söylediğinde kahkaha attım. Gülmek için benim gülmemi bekliyormuş gibi Emir'de kahkaha attığında kahkahamın aralarında, "Tamam, yeter bu kadar," dedim. Konuşurken elimi kaldırmış "dur" işareti yapmıştım.

Emir, iki elini de havaya kaldırarak teslim olurmuş bir hava takındı. "Pekâlâ," dedi. Kahkalarımız durmuş yüzümüzde ufak gülümsemelerimiz kalmıştı.

İçimde oluşan ufak huzurla yüzümdeki gülümseme büyüdü. Uzun süredir böyle rahat hissetmemiştim. Her an bir ip gibi gergin olan bedenim, hislerim, düşüncelerim ufacık bir ânla, ufacık bir mutlulukla, ufacık bir kahkahayla kopmuş, rahatlatmıştı. Sanki üzerimdeki gerginlikten kurtulmak için sadece mutlu olmam gerekiyordu.

Emir'in bakışlarını, yüzümde gezdirirken yakaladığımda suratımdaki silinmeyen gülümsemeyle başımı "Ne oldu" anlamında salladım. Beni anladığını belirtir gibi gözleri gözlerimde durdu.

"Hiç," dedi omuz silkerek. "Sadece çok güzelsin..."

Âni itirafıyla utandığımı hissettim. Yanaklarım alev alev yanarken,  amaçsız bir şekilde zaten kucağıma yerleştirdiğim ellerimi nereye koyacağımı bilemedim.

"Teşekkür ederim," dedim gözlerimi gözlerinden çekmedim. Ne kadar utanmış olsamda bunu belli etmezdim. Eğer belli edersem rezil olacağımı bilirdim çünkü.

"...Ve," dedi az önce cümlesini kesmişim gibi konuşmaya devam etti. "Güzele bakmak sevaptır. Bende cennete gitmek istiyorum."

Ellerini iki yana açarak havada tuttu ve omuz silkti. Pekâlâ bu dediğini başka biri söyleseydi suratına yumruğu geçirirdim ama nedense Emir gözüme çok tatlı gözükmüştü.

KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin