Sınav a girdikten birkaç gün sonra , kafa dağıtmak için biryerlere gitmeyi planlıyordum odamda. O sırada kapı çaldı. Gelen İpek ti. İpek ilk defa bu kadar heyecanlı görünüyordu. Ben daha içeri davet edemeden içeriye girdi. Ve odamdaki çalışma masama yerleşti. Bende zaten İpek in böyle yapmasına alışıktım. Hızlıca kapıyı kapattım ve İpek in yanına gittim.
İpek bilgeseyarımdan bir şeyler açerken ona "Ne oldu kızım iyimisin? Ne bu telaş? Hani sen herşeye heyecanlanırsın da bu biraz..." Derken İpek uzun uzun konuşmaya başladı. "Kızım iki gün sonraya iki tane İzmir uçak biletim var. Ve sende benimle geleceksin. Ama hemen hayır deme çünkü tüm masraflar senden habersiz gizlice ikimizin de adını yazdırdığım tatil çekilişinden. Gerçi adımızı yazdırırken biletlerin bize çıkacağından haberiim yoktu ama olsun. Bu sene talih kuşu bizim kafamıza vurdu. Ne güzel değil mi?"
" Ne güzel mi? Kafayımı yedin sen? Giyecek kıyafetim yok. Oraya çıplak mı gideyim? Hem bu şimdimi söylenir ? Neden daha ömce söylemedin ki? İpekkk " Dedim. Şaşırmış ifadeyle ama tepki almam fazla uzun sürmedi.
" Ne bilim yine heryıl olduğu gibi bu yıl da çıkmaz diye zannetmiştim. Ama çıktı eğer istemiyorsan gitmeyelim Nazlı. " Dedi.
Bende hemen söze atlayarak" Hayır hayır zaten bir yerlere gidesim var ama ne bileyim çok ani olmadı mı sencede bu? "
"Evet biraz ani oldu aslında sonuçlar bir hafta önce açıklanmış ama sınav falan derkek görmemişim. Bende bugün telefonuma gelen bildirimle ögrendim. Eee şimdi gidecekmiyiz? Benden bir cevap bekliyorlar" Dedi. Bende anlayışlı bir şekilde
"İyi tamam o zaman biletler boşa gitmesin bari." Dedim.
"Yupppi ! Be " Diye bağıran İpek e dönerek
"Kızım biz artık çocuk değiliz. Yakında havalı iki üniversite öğrencisi olacağız yuppi de neymiş? "
Dediğim sırada İpek çoktan adamlara olumlu bir dönüş yapmıştı. İpek in olumlu dönüş mesajı bittikten sonra durumu annemlere anlattık onlar da onayladılar. Neticede kocaman kızdım kendi kararlarımı verecek yaşa gelmiştim. Bu yüzden annemler kolay ikna oldular.
Annemleri de ikna eder etmez İpek le alışveriş e çıktık. O kadar güzel şeyler aldım ki görseniz inanmazsınız. En azından şimdilik bana öyle geliyordu. Nasıl olsa eve gelince hiçbirini beğenmeyecektim.
Hani cidden öyle bir şey var ya o çok can sıkıcı. Mağzada denediğin kıyafet o an sana sanki dünyanın en güzel kıyafeti gibi gelir. Eve geldiğinde de keşke bunu almasaydım yaa , öbürü daha güzeldi hissi cidden çok saçma ama var işte.
Kıyafetlerimizi aldıktan sonra İpek kendi evine ben kendi evime gittim. Eve geldiğimde aldığımız kıyafetleri bavula yerleştirmeden önce çamaşır makinesine attım. Çünkü yıkamadan giydiğim kıyafetler bende pisikolojik ve fiziksel olarak kaşıntıya sebep oluyordu.
Kıyafetlerimi makinaya attıktan sonra güzel bir uyku çektim. Ama İzmir i düşünmekten de alıkoyamıyordum beynimi. Kırmızı ananaslı bilekliğime dokunurken içimden bir his herşey güzel olacak diyordu.
Uzun süredir bu his vücudumu kaplamamıştı. Kafamı karıştıran tek soruysa
"Peki gerçekten de herşey güzel olacak mıydı?" Sorusuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI ANANAS
Historia CortaAnanas bizi sevmedi diye bizde ananası sevmekten vaz mı geçelim? Ben ne bana kırmızı anası verdikten sonra kaybettiğim Barış tan vazgeçtim ne de kırmızı ananası düşürdüğümde kaybettiğim Barış tan vazgeçtim.