Bilgeseyarımın başında üniversiteyi kazanabilmişmiyim diye sayfayı açıyordum. Kendimden emin bir şekilde fareye tıkladım ve sayfayı açtım. Ve çıkan yazıyı okudum. Sınavı kazanamamışım. Kazanamamıştım. Ben ağlamaya başlarken annem aradı
"Eee kızım sınavı kazanabildin mi? Dur ben sana söyleyeyim kazanamadın değil mi? Zaten kazanamayacağın belliydi." Dedi ve kapattı. Sonra İpek yanıma geldi ve
"Nazlı ben sınavı kazanmışım eee sen kazanabildin mi? Gerçi sende bu akıl oldukça kazanamazssın ama ben yine de bir sorayım dedim."
Dediği sırada Biri tarafından dürtülüp" Nazlı kalk sabah oldu sınav sonuçları açıklanacak birazdan uyansana Nazlııı"
İpek in sesiyle birlikte gördüğüm kötü rüyadan uyandım ve İpek e
" İpek çok kötü bir rüya gördüm sınavı kazanamıyordum. Sen de benimle alay ediyordun. Aşk olsun sen kazanamazsan ben sana böylemi yaparım?" Dediğim sırada İpek heyecanlı bir şekilde
"Ayy Nazlı ne bilim ben rüyanda ne dedim. Gem rüyanda sınavı kazanamadıysan kesin kazanmışsındır. Rüyaların tersi çıkar ya o bakımdan şey ettim. Neyse yaa hadi kalk sonuçlara bakalım." Dedi.
Ve kalkıp yüzümü yıkayıp bilgeseyarın başına oturan İpek in yanına gittim.
İpek le bir on beş dakika bekledikten sonra sayfa açıldı ilk önce İpek in sınav sonucuna baktık. İpek sınavı kazanmıştı. Gideceği üniversite benim yazdığım üniversiteydi. İstanbul da bir Güzel Sanatlar okuluydu. Tabi o resim bölümünü seçmişti. Ben de kazanırsam fotoğrafçılık ve video yapımcılığı nı seçecektim.
Sıra benim sınav sonucuma gelmişti. Sayfa yüklendikten sonra ben telaşlı bir şekilde gözümü kapatıp bilgeseyardan uzaklaşarak İpek e
" İpek ben bakamayacağım sen söyle sonucu."
Dediğim sırada İpek itiraz etmeden kabul etti ve sayfayı açınca sonuca odaklanarak yüzünde ne mutlu ne de mutsuz bir ifade vardı. Ne olduğunu anlamamıştım. İpek e ciddi ciddi bakarak
"İpek söylesene yaa sonucum ne kazanmışmıyım?"
Dediğim sırada İpek hala yüzü aynı şekildeyken gözlerime bakarak ve dudağını büzmüş bir şekilde
"Nazlı şeyy... Üzülme bi daha ki sene denersin. Olmaz mı?"
Dediği sırada ağlamamaya çalışarak bilgeseyara baktım ve İpek in beni kandırdığını fark ettim. Ha yalan söyledi yetmedi bir de gülüyordu. Sinirli bir şekilde İpek e baktım ve
"Neden bunu yaptın ki? Çok korktum." Diyince İpek te haklı olarak
"Senin denizde boğulma şakandan daha kötü değildi. En azından ben merhametli davrandım kuzumm"
İpek in kuzum demesi bana yeşilçam filmlerini hatırlattı. Ama haklıydı ben bunu çoktan haketmiştim. Bana iyi bir ders olmuştu. Zaten bu saatten sonra İpek e şaka falan da yapmam. Yapsam da ufak tefek şakalar yaparım.
Annemin aramasıyla birlikte annem ve babama müjeli haberlerimizi verdik. Onlarda çok sevindiler.
Biz de üniversiteyi kazanmanın sevinciyle İpek le birlikte İzmirin sokaklarında gezdik. Öğle saatlerine doğru çarşı gibi bir yere girdik.
Orayıda gezdikten sonra çok yorulduk ve bir restauranta yemek yemek için girdik. Restaurantta otururken İpek lavaboya gitti. Neden İpek her gittiğinde böyle şeyler oluyor bilmiyorum ama yemek yediğimiz restauranta Barış girdi.
Ben onu gördüm ama o beni görmedi. Kafede çalışan bir çocuğa selam verdi. Ve bugünün yemek artıklarını istedi. Bir an aklımda onları ne yapacağı geçti. Ama o sırada çoktan yemek artıklarını aldı ve gidiyordu.
Bende tam ayağa kalktım ve Barış ı takip edecektim ki tuvaletten çıkan bir İpek masaya doğru yol aldı. Geldiğinde çok açıklama yapamadan gitmek zorunda kaldım İpek e sadece şunları söyleyebilmiştim
"İpek o burda ve gidiyor. Gitmem lazım sen beni merak etme. Baybay"
İpek in konuşmasını beklemeden oradan ayrıldım. Ve Barış ın peşine takıldım. Evet bu sefer doğru Barış ın peşindeydim. Doğru Barış ın peşinde ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI ANANAS
NouvellesAnanas bizi sevmedi diye bizde ananası sevmekten vaz mı geçelim? Ben ne bana kırmızı anası verdikten sonra kaybettiğim Barış tan vazgeçtim ne de kırmızı ananası düşürdüğümde kaybettiğim Barış tan vazgeçtim.