Gözümü açar açmaz İpek in altı cevapsız aramalarına baktım. Ve hala daha arıyordu. Elime aldığım telefonu hemen açtım ve açar açmaz " kızım neden telefonlarımı açmadın? İki saat sonra uçağımız kalkacak sen hala uyuyorsun çabuk hazırlan bavulunuda al havalimanın da buluşalım. Tamam mı ? "
" Tamam İpek hemen çıkıyorum. Öyle uykunun tatlılığına kaptırmışım kendimi kusura bakma. Şimdi giyinip çıkıyorum. Öptüm. Bay "
Der demez hemen yataktan fırladım ve üstüme göbek açık bir t-shirt altınada yırtık bol bir pantolon ve kemer taktım. Tabi olmazsa olmaz ananaslı çorabımı giydim. Bilekliğimi zaten bileğimden çıkarmıyordum. Ve hazırdım. Evden çıkmadan önce içinde önemli eşyalarımın olduğu küçük bel çantamı belime bağladım ve, bavulumu elime alıp annemlerle vedalaştım. Annem gitmeden önce "kendine dikkat et kızım."
Dedi. Aynı şeyi babam da söyeldikten sonra kapıdaki taksiciyi bekletmemek için acele davranarak evden uzaklaştım ve sokağa çıktım.Taksiden indiğimde havalimanınin giriş kapısındaydım. Kendime güvenir bir şekilde içeriye doğru adımlarımı attım. İçeri girdiğimde İpek i bulmak için telefonla konuşuyordum.
"Alo İpek nerdesin ben geldim. O bavulları teslim ettiğimiz yerdeyim. Sen nerdesin?"
"Nazlı bende bavulları verdiğimiz yerdeyim. Ama burası kalabalık seni göremiyorum."
"İpek bak ben tam olarak..."
Dediğim sırada bir kadın bavuluma çarptı ve ben o sırada bavuluma elimle yaslanıyordum. Ve kadın bavula çarpınca bavul elimden kaydı ve o an önümde duran bir adama sarılmış bir şekilde buldum kendimi. Adam sağolsun beni tuttu yoksa yere bocalanacaktım. Yere düşen bavulumu kaldırırken adamın yüzüne bakmadan
" Teşekkür ederim. Beni son anda düşmekten kurtardınız."
Dediğim sırada adamın yüzüne baktım. Aman Allah ım bu olamaz. Bu ... bu... bu... Barış Topçuoğlu ydu. Youtuber olan Barış bu. O an ben şok olmuş biçimde Barış a bakarken.
"Önemli değil de sen iyimisin? İstersen sana bir su alabiliriz." Dediği sırada İpek geldi ve
" Oh şükürler olsun buldum seni Nazlı nerdeydin sen? Telefonun da açıktı..."
Dediği sırada o da Barış a bakarak şok içinde kaldı. İpek benim en yakın arkadaşım olduğu için ona tabiki de iki yıldır aşık olduğum adamdan bahsedecektim. İpek le ben Barış a ilk defa insan görmüş gibi bakarken Barış
"Eee pardon hanımlar iyi olduğunuza eminmisiniz acaba?" Dediği sırada donmuş bir ifadeyle ona bakarken elini omzuma dokundurdu.
Ben kendime gelerek yada gelmeye çalışarak"Aaa iyiyim... yani ... biz ... şeyy... iyi... seni gördük ... iyi olduk..." ahh baya bir saçmalamıştım. Ama haklı olarak insan sevdiğinin yanında ne yapacağını şaşırıyor. Ben ne yapabilirdim ki bu duruma? Diye düşünürken Barış
"Siz iyi olduğunuza göre benim gitmem gerek. Hoşçakalın!" Dedi. Bende sanki bir daha görüşecekmişiz gibi
"Görüşürüz." Dedim. Barış gidince yaptığım şeyin farkına varıp ahlanıp vahlansamda bir çaresi yoktu zamanı geri almanın.
İpek meraklı bakışlarla bana bakarak
"Kızım inanamıyorum iki yıldır platonik olduğun adam az önce senin omzuna dokundu ve bize hoşcakalın mı dedi? Şimdi hemen anlat ne oldu brn yokken ? Nasıl karşılaştınız?"
Dediği sırada uçağı kaçırmak üzere olduğumuzu İpek e hatırlattım. Ve uçakta anlatacağımı söyledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI ANANAS
Storie breviAnanas bizi sevmedi diye bizde ananası sevmekten vaz mı geçelim? Ben ne bana kırmızı anası verdikten sonra kaybettiğim Barış tan vazgeçtim ne de kırmızı ananası düşürdüğümde kaybettiğim Barış tan vazgeçtim.