Kral Arenden
Sabah telefonun çalmasıyla uyanırken. sabır çektim bir düzgün uyutmamışlardı, telefonu açıp evet derken. thomasın sesiyle dikkat kesildim. kusura bakmayın lordum, sizinle görüşmek için mavi şehire geldim. nerdesiniz,demişti evdeyim gelirsin dediğimde. tamam demiş ve telefonu kapatmıştım. ona konum atarak, ayağa kalktım. giyinip aşağı indim, salona girecekken kapının çalmasıyla kapıya yöneldim. kapıyı açtığımda smokinle thoması gördüm. ne resmiydi, kapıdan ona yol açarak kenara çekildim. Thomas eve girince kapıyı kapatıp. onu salona yönlendirdim. kendimi koltuğa atarken, Thomas kanepeye oturdu, çok ciddi bir şekilde oturmuş bana bakıyordu. rahat bir şekilde ona bakıp sorun ne dedim. Thomas bana bakıp, lordum bir şey gördüm. dediğinde dikleşerek ona baktım. Thomas hayalet şehrin kralıydı, özel gücü ise genelde kehanetleri yani geleceği görüp, insanların hayallerime hükmediyordu. ona bakıp ne gördün demiştim...
sertçe küfür savurdum. bunu gördüğüne emin misin derken. evet lordum, bu yüzden yanınıza geldim. demişti ayağa kalkıp yürümeye başladım. o zaman zamanımız az kalmadı demiştim. Thomas ayağa kalkmış ve bana bakarak benim gitmem lazım. oğlum yanında kızla gelmiş, dediğinde güldüm. oğlun artık harekete geçiyor demek demiştim. Thomas gülümsemiş ve o yüzden izninizle demiş ve gitmişti. derin bir nefes alarak, Thomasın dediklerini düşündüm. selenin ailesini hemen bulmalıydım. ceketimi alıp çantamla arabaya bindim. şirkete yanaşınca hemen şirkete çıkıp, sudeye seslendim. Sude yanıma gelirken sorun mu var Aren bey dediğinde, hayır benlik bir iş varmı demiştim. Sude hayır efendim şuanlık kalmadı, dediğinde tamam demiş ve şirketten çıkıp arabaya binmiştim. hızla sürmeye başladım. bir an önce sırrı çözmeliydim. neyseki mavi şehirle yeşil şehir yakındı, saatlerin geçmesiyle öğlen olduğunu fark ettim. aniden önümde trafik kazası kalıntıları görmemle, frene asıldım. arabanın tekerleri yanarken, durdum. ne olduğunu çözmeye çalışıyordum. arkama baktığımda, hiç araba olmadığını fark ettim. önüme döndüğümde, bir kadın kaza yapılan araçtan inmiş ve içinden bir erkeği çıkartıyordu, kadının hiç bir şeyi yokken, adamda ufak çizikler vardı. kadın adama sarılmış ve bana dönmüştü, bana doğru gelirken. yüzü tanıdık gelmeye başladı, bu kadını bir yerden hatırlıyordum ama nerden. adam kadına Hannah diye seslenince, dediği şeyle şok olurken, kadın tam karşımda durup, konuşmaya başladı.
Yeşilliğin sonu, mavinin başlangıcı, dalgaların çığlığı, iyilik ile kötülüğün buluştuğu yer, bul bizi .
Aniden görüntü yok olurken. arabadan inmiş gördüklerimi tartıyordum. yeşilliğin sonu mavinin başlangıcı mı? dalgaların çığlığı.. yeşil şehirin sonu, mavi şehrin başı olabilir miydi? peki ya dalgaların çığlığı, yeşil şehirin sonunda deniz düşünmeye başladım. aklıma gelen yerle arabaya binip. u dönüş yapmış ve sürmeye başlamıştım. yakınlaşmıştım. son sürat giderken, umarım gittiğim yer doğrudur diye düşünüyordum. mavi şehrin girişinden, sola dönüp dağlık yola çıktım. hava kararmaya başlamıştı, zorlu bir yoldan sonra, arabayı durdurup farları açık bırakarak aşağı indim. geldiğim yere baktım. arkama dönünce ormanın sonuydu önüme dönünce de gökyüzünün başlangıcı olduğunu gördüm. kenara gidince uçurumdan aşağı baktım. dalgaların çığlığı,
peki neredeydiler, arkama dönüp arbaya giderken yerde ki simge dikkatimi çekerken, yere çömeldim bu yin yang değilmiydi.Yazardan
Aren yerdeki şekile dokununca dövmesi sızlamaya başlamıştı. göz rengi siyaha dönerken, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Selen ise her şeyden habersiz, kraliçe ve kralla yemek yerken. kendini iyi hissetmediğini fark edip, lavaboya gitti. dövmesi sızlarken, aynaya baktı, göz rengi bem beyaz olmuştu. dövmesi ışıldıyordu, neler oluyordu. Aren ışıldayan dövmesine baktı, şekil çıkurlaşıp merdivene dönerken, merdivenlere baktı, ayağa kalkmış ve merdivenlerden aşağı inmeye başlamıştı. artık dövmesi sızlamıyordu, Selen sızlamayı kesen dövmesine baktı, ne olmuştu, gözleri eski haline alınca. sertçe yutkundu, neler olmuştu. derin bir nefes almış ve yemek masasına ilerlemeye başlamıştı ne olduysa artık geçmişti.
Kral Arenden
Merdivenler den aşağı inerken, elime alev yapmış ve daha net görmeye başlamıştım. merdivenlerden aşağı indiğimde, düzlük bir alana çıkmıştım. etrafa bakıp ilerlemeye devam ettim. oval şeklinde bir yere gelince, etrafa baktım. hiç bir şey Yok gibiydi, biraz daha ilerleyince, karşımda bir masa gördüm. masanın yanına gidince, üstünde bir kağıt bulmuştum. elime alıp okudum.
Zamanı gelince karşılaşacağız Aren. o zamana kadar kızıma iyi bak. şuan ayrı olsanız da, tekrar birleşeceksiniz. o zaman seninle görüşmek dileğiyle...
H&TBunlar selenin annesi ve babası olmalıydı, nasıl olurda herşeyi bile bilirlerdi, onları bulucağımı. Thomasın gördükleri gerçekleşmeye başlamıştı bile, hızla merdivenlere yöneldim. yukarı çıkınca yer kapanmış ve simge yok olmuştu. aldırmadan arabaya bindim. anlaşılan kırmızı şehire gitmem gerekecekti. Hızla arabayı döndürüp dağdan inmeye başladım. hava iyice kararmıştı, sarı şehirin girişindeyken, sarı şehirde dinlenmem gerektiğine kanaat getirip. sarı şehirdeki evime gitmiş ve içeri girmiştim. telefonumdan açık olan bir yemek sitesinden, yemek sipariş etmiş ve onu beklemeye başlamıştım. zil çalınca kapıya gidip açtım. karşımdaki kuryeyle yemeği almış ve ücretini ödeyerek içeri girmiştim. Yemeği hızla yemiş ve odama geçip yatmıştım. gördüğüm şeyle irkilerek uyandım. bu gelecek beni çok tedirgin ediyor du, hızla banyoya girmiş ve soğuk bir duş alıp giyinerek aşağı indim. dışarda fırtına kopuyordu, yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu. aldırmadan, eşyalarımı toplayıp arabaya bindim. sarı şehirden çıkmadan bir restorantta durmuş ve kahvaltı sipariş ederken, cenki aradım. cenk ikinci çalışta açarken, saate baktım. saatin daha çok erken olduğunu gördüm. cenkin uykulu sesiyle kendime gelirken. cenk demiştim. cenk evet patron dediğinde, gülümsemiş ve uykunu mu böldüm demiştim. önemli değil patron sorun mu var dediğinde, hayır kırmızı şehire dönüyorum.
cenk tamam patron dediğinde, telefonu kapatmadan tekrar uyumasını söylemiş ve öyle kapatmıştım. gelen kahvaltımla yemeğe başladım. bittikten sonra hesabı ödemiş ve arabama binmiştim. yağmur hala yağıyordu, hava bulutlar yüzünden kap kara duruyordu, arabayı çalıştırıp sürmeye başladım. bir an önce kırmızı şehire gitmeliydim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI KALANLAR (TAMAMLANDI)
Mystery / ThrillerArkadaşlar lütfen iblis kralına aşık olmayalım bu mesuliyeti kaldıramam şdmfkfjflfkflfkdlf İlk bölümün böyle olması diğer bölümlerin gizemli olmayacağı anlamına gelmez... Şehirlerin renklere göre ayrıldığı dünyada, her şeyin yeni farkına varan bir k...