Devam
Sakince adama bakıp evet demiştim
Adam kahkahasını sonlandırıp he şöyle demişti tramhaft soyu cesur olmalıdır zaten demiş ve gülümseyerek devam etmişti çok uzun zamandır seni bekliyoruz kraliçe tramhaft demiş ve önümde reverans yapmıştı cafedeki herkes önümde reverans yapınca şok içinde onları izliyordum en azından rahatlamıştım nisan önümden çekilirken rahatladığını görüyordum. Mert ise keyifle sırıtıyordu demek ki tramhaft soyu gerçekten ün salmış bir soydu vay be ve ben ise o soyu taşıyordum. Önümde ki adam dikleşince ona sen kimsin peki demiştim adam gülümseyerek seni korkuttuysam kusura bakma sadece seni test etmek istedim ben babanın büyük hayranıydım tramhaft soyu çok asil bir soydur ayrıca senin bebekliğini hatırlıyorum ailen ölünce seni heryerde aradım ama bulamadım bu yüzden umudum tükenmişti ama şansa bak ki şuan tam karşımdasın demişti yine de ona sen kimsin demiştim adam gülerek ben hortlağım bir büyücü tarafından ölümden döndürüldüm o zamanlarda babanla karşılaştım sonrası sana anlattığım gibi demişti ona gülümsemiş ve tanıştığımıza çok memnun oldum demiştim adam bana dönmüş ve adım Faruk demişti ona gülümserken adam merte dönüp sen kurt sürüsünün lideri olmalısın demişti mert yamuk bir şekilde gülümseyerek evet lideriydim demişti adam merte bakmış ve artık yeni bir sürünün içindesin anlaşılan demişti mert gülümsemiş ve evet bundan memnunum diyerek adama elini uzatıp ben mert demişti adam gülümseyerek elini sıkmıştı adam nisana dönünce sen şu baş büyücünün çırağı olmalısın o ihtiyar senden çok ümitliydi her seferinde bu kız benden güçlü diyordu nisan burukça gülümsemiş ve teşekkürler diyerek ben nisan demişti adam minuya dönünce minu bana bakmış ve adama bakışlarını yöneltmişti adam minuya bakarak elf kraliçesinin yanında bir elf olması zaten şarttı ama bu kadar güçlü bir elf olmasını beklemiyordum memnun oldum demişti minu gülümsemiş ve bende memnun oldum adım minu demişti Faruk gülümsemiş ve herkesle tanıştığıma göre size buradan bahsetmek istiyorum demişti faruğa dönüp sen mi yönetiyorsun burayı demiştim Faruk bana kafasını sallamış ve hayır ben sadece burada bir elçiyim kralın elçisi demişti. tedirgin olmaya başlamıştım. eğer elçiyse beni krala söyleyebilirdi planım suya düşebilirdi minu bunu fark edip buraya geldiğimiz krala gidicek mi demişti Faruk bana dönüp gülümserken karşımda durdu ve merak etme kraliçem burada güvendesiniz kral sizi illaki fark edicektir ama bunu erkenden fark etmesini istemiyorum. aslına bakarsanız sizin gücünüzü burada kontrol etmeyi öğretmek istiyorum demişti ona içtenlikle gülümserken teşekkür ederim ama siz bana nasıl öğreneceksiniz demiştim Faruk gülümsemeye devam ederken babanızın yanında çok yer aldım nasıl gücünü kullandığını gözlemliyordum onları size aktarıcam demişti mutlulukla bizimkilere bakıp çok isterim demiştim Faruk önüne dönmüş ilk önce size kalacak yer bulmalıyız demişti gülümseyerek tamam demiştim. Faruk bize yön gösterirken bir binanın önüne gelmiş ve içeri girerek bizi de çağırmıştı içeri önden girerek onu takip ediyordum Faruk ikinci kata çıkıp bir dairenin önünde durup kapıyı açtı ardından içeri girince hepimiz içeri girmiştik Faruk bana bakıp sürünle birelikte yaşamak istersin bu daire sizin, en büyük dairemizdir 4+1 demişti. gülümserken teşekkür etmiş ve anahtarı almıştım ardından Faruk yerleşince seni aşağıdaki dövüş sahasında bekliyor olacağım demişti gülümseyerek orada olacağım demiştim. Faruk çıkınca hepsine bakarak en büyük oda benim demiştim mert burun kıvırırken nisan sonraki benim demişti minuda nisanın arkasında yer alırken mert homurdanarak en küçük oda benim mi olacak demişti ben kahkaha atmış ve büyük odayı arıyordum. bulunca içimden ne kadar güzel olduğunu geçiriyordum. ebeveyn odası olduğu için ebeveyn banyosu da vardı gülümseyerek yatağa kendimi atmıştım, burası gerçekten çok güzeldi yatakta dikleşip odayı incelemeye başladım kapıdan içeri girdiğiniz gibi solda çift kişilik yatak vardı yanında komodinleriyle, sağ tarafta ise büyük bir gardrop duruyordu yatağın solunda bir kapı banyoya açılıyordu, oda kapısının tam karşısında ise pencere önünde çalıma masası duruyordu ayağa kalkıp çantamı masanın üstüne koyarak içinden bir kaç kitabı üstüne koymuştum. banyoya girince buranın da büyük olduğunu görmüştüm. büyük bir duşakabin vardı yanında klozet ve lavabosuyla ideal bir banyoydu odada çıkınca karşımdaki odadan nisan çıkmıştı ona bakıp dur odana bakayım demiştim nisanın odasına girince tek kişilik yatak sol tarafta duruyordu karşısında gardrop ve pencere önünde de çalışma masası vardı benim kisi gibiydi ama daha ufağı duvarlar tek renkti krem rengiydi onun odasından çıkınca yanında banyo duruyordu benim odamın yanı ise minunun odasıydı onun odasına girince aynı dizaynda olduğunu ama ek olarak balkon olduğunu fark etmiştim minu çalışma masasının üstünü türlü türlü bitkilerle donatmıştı şimdiden. minunun odasının karşısında ise Mert'in odası vardı ona da bakınca o kadar küçük olmadığını görmüştüm aynı boyutlarda gibiydi aynı şekilde dizayn edilmişti koridordan çıkınca yol kapısının karşısında salon ve Amerikan mutfak bizi karşılıyordu mutfağa girip dolapları kurcalarken buzdolabın dolu olduğunu gördüm, vay be burası ne kadar hazırlıklı diye içimden geçirirken minu beni yana itmiş ve yiyeceklerden sofra hazırlamıştı ona bakıp gülümserken ne kadar da hızlısın demiştim. gülümseyerek masaya oturmuştum mert ve nisan da aramıza katılınca yemek yemiş ve masayı toplamıştık nisan burada çamaşır makinesi olduğunu söyleyince kirli kıyafetlerimizi toplamış ve makineyi çalıştırmıştı bende yeni kıyafetler giyerek ben çıkıyorum demiştim. minu arkamdan bende geliyorum demişti, nisan la mert burada kalacaklarını söylemişti bizde itiraz etmeden aşağı inmiştik evin anahtarını yanımıza almıştık nisan büyüyle çoğaltmıştı çünkü. ne hünerli bir kızdı, binadan çıkmış ve etrafa bakınıyordum. nerdeydiki bu saha minu elimden tutmuş ve beni yönlendirmeye başlamıştı binanın sağ tarafına beni yönlendirmişti, ilerleyince büyük bir saha olduğunu fark etmiştim. devasa bir daireden oluşuyordu gizli bir kalkanı vardı içerdeki insanlar büyü yapınca kenara çarpıyor ve yok oluyordu ne kadar müthiş olduğunu düşünürken. Faruk yanıma gelmiş ve hazırmısın demişti ona hazırım demiş ve hazır olduğumu belli etmek adına gözlerimi beyaz yapmıştım. Faruk bunu görünce gülümsemiş ve beni takip et demişti onu takip ederken minu da bizi izliyordu ben yanındayım dediğinde ona gülümsemiş ve öpücük atmıştım minu sırıtıp etrafına bakmaya başlamıştı önüme dönüp faruğu izledim o sahaya gelmiş ve içindeki insanları dışarı çıkartmıştı, bana hadi demiş ve içeri girmişti sakin ol sadece odaklan demiştim. ellerim sallayarak içeri girmiştim. ardın dan Faruk karşıma dikilmiş ve bir şeyi bekliyordu neyi bekliyorsun dediğimde içeri yeni tanıştığım druid girmişti. Arthur dediğimde senin eğitmenin bizleriz demişti hazırmısın dediğinde hırsla hazırım demiştim artık bunu başarmalıydım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI KALANLAR (TAMAMLANDI)
Misterio / SuspensoArkadaşlar lütfen iblis kralına aşık olmayalım bu mesuliyeti kaldıramam şdmfkfjflfkflfkdlf İlk bölümün böyle olması diğer bölümlerin gizemli olmayacağı anlamına gelmez... Şehirlerin renklere göre ayrıldığı dünyada, her şeyin yeni farkına varan bir k...