SAKLI KALANLAR (TAMAMLANDI)

24.BÖLÜM

Yazardan

Selen hızla binaya girmiş ve odasına koşmuştu. Arkasından Nisanla Minu da koşarak içeri girmiş ve Selene sesleniyorlardı. Selen içerde olayın şokunu hala atlatmaya çalışıyordu. Nisanla Minu odaya girince, selenin yanına gidip oturdular. Selene sorular sorsalar da Selen dalgın bir şekilde düşünüyordu. Ne yani kral ona evlenme teklifi mi etmişti? Şimdi ne yapacaktı? Kralla kırmızı şehire mi taşınacaktı? Daha neler ! Bu olanlar ona fazla gelemeye başlamıştı. Ayağa kalmış ve ileri geri yaparak konuşmaya başladı. Selen konuşmaya başlayınca, Nisanla Minu da dikkatle onu dinlemeye başladı.
Selen "ne yani kral bana evlilik telklifi mi etti? of off ... " Nisanla Minu ağızları açık şekilde Selene bakarken.' ne' demişlerdi.

Selen onlara dönmüş ve cebindeki fal taşını çıkartıp onlara gösterirken. Nisana "fal taşı" dedi, Selen gülümseyerek "sadece fal taşı da değil" bileğindeki dövmeyi de gösterirken. ikisi de merakla Selene bakıyordu, Minu "anlat artık şunu düzgünce" diye kızınca.

 Selen yanlarına oturup her şeyi anlattı. Nisan ayağa kalkmış ve "şimdi kral sana reverans yapıp KRALİÇEM mi dedi" dediğinde. Selen onu onaylayıp "evet"  Minu o "zaman sana cevap hakkı bırakmamış ki seni direkt kraliçesi yapmış" Selen gülerek Minuyu onayladı. Nisan Selene bakıp "şimdi sen onunla evlenecek misin?" Selen "bilmiyorum bu çok fazla, ben kendimi buna hazır hissetmiyorum. Ben dünyaları dolaşıp diğer krallıkları ziyaret etmeyi düşünüyordum. Annemle babam hakkında daha çok bilgi almak istiyordum. Bu yüzden kafam çok karışık" Nisan hemen söz alarak " o zaman bunu krala anlatmalısın" Selen yerinde rahatsız bir şekilde kıpırdanıp "ama nasıl" demişti. 

Nisan seleni ayağa kaldırıp "hemen şimdi kralın evine git"  Selen ayakta şaşkınlıkla onlara bakarken "bu kadar kolay değil ama" diyerek isyan etti. "Bunu yapamam ben ona karşı gelebilir miyim, bilmiyorum neticesinde o büyük bir kral "dediğinde Minu "sadece ona anlat konuşun." 

Selen kızlara bakıp "eşyalarınızı toplayın buradan gideceğiz." Nisan "neden" diye sordu. "Kralla konuştuktan sonra kırmızı şehire gidemem." Minu "peki ailen" dediğinde. 

Selen "krala bahsederim ama kabul edeceğini sanmıyorum ama yine de şansımı deneyeceğim." Selen kapıya yönelip "bu yüzden siz yine de toparlanın" diyerek kapıdan çıktı. Merdivenlerden hızla inerek, kendisini sakinleştirmeye çalışıyordu. "Sadece daha erken diyeceksin, sanki kral da ona seni beklerim diyecekti. Selen sakinleşmeye çalışsa da olmayacağını anlayıp kralın villasına baktı ne olursa olsun demeliydi bunu. Artık kaçamazdı.

Villanın kapısına bakıp derin bir nefes aldı. Korkunun ecele faydası yok diyerek kapıyı çaldı. Gözlerini kapatıp derin derin nefesler alırken kendisini tesseli veriyordu. Kapının açılma sesiyle gözlerini açıp kapıda ona bakan krala baktı. Zorla gülümseyerek "sizinle konuşmalıyım lordum" dediğinde. Kral gülerek "size bize gerek yok artık" demişti. Selen tamam mahiyetinde kafasını sallamış ve kralın açtığı yoldan içeri girerek içeriyi incelemeye başladı. Kapıdan girer girmez büyük bir merdiven onu karşılıyordu. Hemen kapının sol tarafında büyük ve siyah ton ağırlıklı bir salon vardı. Sağ tarafta ise American mutfak tarzında salona uyumlu siyah tonlarla oluşturulmuş mutfak çok güzel duruyordu. Mutfağın tam ortasında büyük bir ada vardı ve yemek masası olarakta kullanıldığını gösteren sandalyelerle çevrelenmişti. Kral seleni yönlendirip salona sokarken, Selen derin derin nefesler almaya devam ediyordu.

 Kral koltuğa oturmuş ve Selene bakarak, oturmasını işaret etmişti. Selen kralı dinleyerek oturmuş ve salonu incelemeye devam etti . Karşısında duran güzel bir şömine vardı ve içinde ki yanan odunlarla içinin ısındığını hissetti sakinleşmişti. Kral hemen sol tarafında oturuyordu, sağ tarafında ise ikili kanepeler vardı. Kral sakin sesiyle dikkati üzerine çekmek adına "seni dinliyorum" dedi. Selen krala dönüp  dik durmaya çalışarak konuşmaya başladı.