Selen
Güneşin can alıcı ışıklarıyla gözlerimi açtım. Yavaşça doğrularak oturur vaziyette nisana baktım, hala uyuyordu kafamı pencereye çevirdiğimde güneşin yeni doğmakta olduğunu gördüm. Ayağa kalkarak pencereye yaklaştım, dışarısı çok güzel görünüyordu. Sessizce aşağı inmiş ve dışarı çıkmıştım. Kapı önündeki masaya oturmuş ve derin nefes alarak gözlerimi kapatmıştım. Hafif rüzgarın saçlarımı savurmasını ve burnuma dolan lavanta kokularıyla kendimden geçiyordum adeta.
Bir anda dün akşam gördüğüm rüyam aklıma gelmiş ve irkilerek gözlerimi açmıştım. Dün akşam olanlar tedirgin olmamı sağlıyordu, gördüğüm rüya çok gerçekçiydi kırılan kemik sesleri, acı dolu nidaları kafamı tereddütle sallayıp bunlar gerçek değildi, bunlar sadece rüya çok düşünme diye kendimi teskin ederken ayağa kalktım ve ormana doğru ilerlemeye başladım. Nisanın beni götürdüğü gölete gelince sessizce oturup göleti izledim. Kuş cıvıltıları, yaprak hışırtıları yerime sinerek gözlerimi kapattım. Minik bir cennetteydim şuan ve bunun kıymetini bilmeliydim. Arkamdan dal hışırtısı gelince dikleşmiş ve arkama dönüştüm. Nisanı görmemle ne zaman tutuğumu bilmediğim nefesimi verdim ve tekrar yerime oturdum.
Beni korkuttun diyerek oturmasını beklemiştim ama oturmuyordu tekrar arkamı dönmüş ve nisana bakmıştım. Neden oturmuyorsun diye sorsam da cevap vermiyordu ayağa kalkmış ve gözlerine bakarak "sorun ne? Bir şey mi oldu? " Nisan beni yeni duymuş gibi irkilmiş ve "pardon dalmışım" demişti ona bakmış " sorun ne? " Demiştim. Gözlerini benden kaçırmış ve sorun yok diye gevelemişti. Kesinlikle sorun vardı neden benden kaçıyordu ki, sakince "bana güvenebileceğini biliyorsun değil mi? " Demiş ve ona bakmıştım. Nisan bana tebessüm etse de "gerçekten sorun yok, hem sen kargalar bile uyanmamışken buraya gelmişsin özel bir nedeni mi var? " Dediğinde konuyu değiştirdiğini fark etsem de üstelemeyecektim, zamanı gelince söylerdi elbet. Dediklerini tekrar düşünmüş ve cevap vermiştim "akşam kabus gördüm. Bu yüzden de erken uyandım, havada çok güzel gözüküyordu bende dışarı çıktım ve bir baktım ki buradayım." Demiş ve gülümsemiştim. Nisan bir anda aklına bir şey gelmiş gibi irkilmiş ve bana bakmıştı "Rasim usta bizi bekliyordu kahvaltıya, hızlı olsak iyi olur demişti" bunu bile unutacak kadar ne düşünüyordu acaba diye, düşünmeden edemiyordum. Hızla ormandan çıkmış dışarda ki masanın üstünde ki kahvaltılıklara bakıp gülümsedim Rasim usta hazırlamıştı. Masaya oturunca içerden Rasim usta çelik çaydanlığı masanın üstündeki korumalığın üstüne koyup bize bakarak "isteyen var mı? " Dediğinde gülümsemiş "ben " diyerek bardağımı uzatmıştım. Nisanda isteyince ikimize de dökmüş ve yerine kurulmuştu, afiyet olsun diyerek kahvaltıya başlamıştık.
Kıtlıktan çıkmışım gibi yiyordum, sanki dün hiç bir şey yememiştim. rasim ustada dalgın gözüküyordu, yemeği kesmiş ve Nisanla ikisine bakmaya başlamıştım, ikisi de pek bir şey yememiş ve kahvaltı boyunca da konuşmamıştı. Kesinlikle bir sorun vardı ve ben bunu bilmiyordum. Bana neden söylemediklerini düşünüyordum. Artık biliyordum işte saklı kalanları, benden ne saklıyor olabilirlerdi ki? Yüzüm düşse de dün rasim Usta'nın dedikleri aklıma gelince yerimden kıpırdanmıştım. Nisan ve rasim Usta'nın dikkatini çekince söz aldım " Rasim usta sen bana eğitim verecektin dün öyle konuşmuştuk." Dediğimde ikisi de affallamıştı, birbirleriyle bakışmış ve "tabi kahvaltıdan sonra nisan sana bir kaç kıyafet versin " demişti. Kafamı sallamış ve kahvaltıya devam etmiştik. Kahvaltı bitince nisanla masayı toplamış ve odaya çıkmıştık. Nisan dalgın bir şekilde kıyafet çıkartıyordu bana siyah bir eşofman takımı vermiş ve içime de pembe kısa kollu tişört vermişti. Onları hemen giyip aşağı inmiştim. Eğitim alacağım için çok heyecanlıydım, en azından kendimi koruya bilecektim . Hızla aşağı inmiş ve rasim ustaya bakmıştım içeride olmadığını anladığımda dışarı çıkmış ve etrafa bakmıştım, rasim usta ileride çimlere oturmuş bir sürü kitaba aynı anda bakıp bir şeyler arıyordu yanına vardığımda "hazırım " demiştim . Rasim usta kafasını kaldırmadan karşıma otur dediğinde dediğini yapıp karşısına oturmuştum.
Rasim usta kafasını kaldırmış ve "şimdi zihnini boşaltmanı istiyorum, kendini en huzurlu hissettiğin yeri düşünmeni istiyorum. Nerdesin? " Diye sormuştu, o yeri düşünmeye başladım neredeydim ben? Kafamı çevirip etrafa bakmaya başladım. Yemyeşil çimlerle kaplıydı sıra sıra etrafta meşe ağaçları vardı burukça gülümsedim küçükken bizim bahçemizde de meşe ağacı vardı gökyüzü mavinin her tonuydu nerdeyse. Rasim amcaya gördüklerimi anlatırken, rasim amca devam etti "şimdi içindeki enerjiyi hissetmeni istiyorum, kalbinin ritmini dinle ve derin derin nefesler al ve geri ver "demiş ve dediklerini uygulamaya başlamıştım. Kalbimin ritimlerini dinlemeye çalışıyordum. dup dup, dup dup. Aynı ritimde nefes alıyor ve nefes veriyordum. Rasim amca etkileyici sesiyle devam etti " avucunu açmanı istiyorum " dediğinde avucumu açmış ve devam etmesini bekliyordum "şimdi ise içindeki gücünü avucuna aktığını düşün ve buna odaklan, zamanın yavaşladığını fark edeceksin sadece içindeki güç devam edecek. Gücünü avucunda hissediyor musun?" İçimdeki gücün hepsini oraya aktığını hissediyordum, elimin ısısı artıyordu avucunda bir elektriklenme hissediyordum. Kendimi o kadar kaptırmıştım ki avucumun ışıldadığını ve beyaz bir ışık hüzmesi olduğunu daha yeni fark ediyordum, elimi hareket etsem de o stabil şekilde elimde duruyordu. Elimi havaya fırlatmış ve o ışığın gökyüzünde parıldadığını düşünmüştüm ve öyle de olmuştu. Gözlerimi yavaşça açarak Rasim ustaya baktım. Rasim ustanın kafası karışık gibiydi ona rağmen güzel bir şekilde konuşmaya başladı "bugünlük yeter ilerlemen gayet güzel demişti." Kafamı kaldırıp eve baktığımda nisanın camdan bizi izlediğini görmüştüm . Ayağa kalkarak "yarında çalışacak mıyız?'" diye sorduğumda Rasim usta kafasını olumlu anlamda sallayıp "çalışırız " lafıyla gülümsedim kendimi geliştiriyordum. Rasim ustadan ayrılıp eve doğru ilerlemeye başladım. Nisana baktığımda artık camda olmadığını fark etmiştim. Eve girdiğimde nisana seslenmiştim. Yukarıdan gelen sesle yukarı çıkmaya başladım. Nisan çalışma masasına oturmuş, kitaplardan bir şeyler araştırıyordu, onun yanına oturup ne araştırdığına baktığımda kitapları kapatmış ve bana bakmıştı. Ona kafam karışmış şekilde baktığımda "senin daha bunları öğrenmen için erken demişti, ilerde zaten öğreneceksin " diyerek bana baktı. Kafam yine de karışmıştı, bende kitaplıktan büyücülüğe dair bir kitap alıp yatağa oturmuş ve okumaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI KALANLAR (TAMAMLANDI)
Mistero / ThrillerArkadaşlar lütfen iblis kralına aşık olmayalım bu mesuliyeti kaldıramam şdmfkfjflfkflfkdlf İlk bölümün böyle olması diğer bölümlerin gizemli olmayacağı anlamına gelmez... Şehirlerin renklere göre ayrıldığı dünyada, her şeyin yeni farkına varan bir k...