14.BÖLÜM

344 21 2
                                    

Kral Arenden

Bizimkilerle yeşil şehirden çıkmış mavi şehire doğru ilerlemeye başlamıştık. Yol boyunca heryeri aramıştık, yeni saldırı yaşamışlardı, ne kadar uzağa gidebilirlerki diye düşünürken. Evin külleri aklıma geldi, bir günlük bir mesafe olmalıydı diye düşünüyordum. Mavi şehire kadar bir ipucu bulamamıştık, kızı tanımadığım için tarif edip kızı da soramıyorduk, sadece güçlü bir kız görüp görmediklerini soruyorduk ve buda işe yaramıyordu. Sert bir şekilde nefes alırken, cenk yanıma gelmiş ve "bir sorun olup olmadığını" sorduğunda ona bakmış ve "bilmediğimiz bir kızı arıyoruz ve ipucu diye bir şeyde yok" dediğimde. Cenk düşünceli bir şekilde önüne dönmüştü. Sesli bir şekilde gördüklerini tartarken. Aklıma yerdeki yarığın kenarında duyduğum ses gelmişti. Mavi şehirde o sesi duyup nerde olduklarını bulma imkanım olabilirdi, kaşlarımı çatmış ve neden o kızı göremediğimi düşünmeye başlamıştım. Bu kızda neyin nesiydi böyle, cenk bana bakarak "anlaşılan kralımızın bir planı var" dediğinde, ona gülümseyerek dönmüş ve "evet var" demiştim. Ardından atı dört nala mavi şehire sürmeye başladım. Akşam olmadan vardığımız şehirde ilerlerken, herşeyi yokluyordum ama bir ipucu yoktu. Bir restoranın yanından geçerken onun sesini duymamla durakladım. Bir kurtadamla konuşup sarı şehire kestirmeden gideceklerini söylüyordu, kızı göremesemde kurtadamı net bir şekilde görebiliyordum. Bunu çok takmayarak, 'yaklaştım sana' demiş ve kestirmeden sarı şehre gideceğimizi sürüye söyleyip önden ilerlemeye başladım. Ormandan her ilerlediğimde onun sesini duyuyordum, gülümsemeden edemiyordum. Ona çok yaklaşmıştım. Aklıma gelen fal taşıyla düşünmeye başladım. O kızın kraliçe olabileceği hakkında düşünüyordum. Nerenin kraliçesi olacaktı kırmızı şehiri ben yönetiyordum, aklıma gelen fikirle gülümsedim. Belkide benim kraliçem olabilirdi, güçlü bir kızdı bu aşikardı. Onu bir tehtit olarak görmüyordum, aksine benim kraliçem olma olasılığı aklıma yatmıştı. Ama ilk önce o kızı bulmalıyım, diye geçirdim içimden. Güçlü bir kralın yanında güçlü bir kraliçe... Atımı daha hızlı sürmeye başladım. Duyduğum her onun sesiyle ona daha aşikar oluyordum, yumuşak ve bir o kadar da keskin sesi vardı. Lider gibi konuşup yön veriyordu, geleceğin kraliçesini den bahsediyorduk tabiki lider olacaktı değil mi!! Kızın gücünü çok merak ediyordum. Mesela dönüşebilen canavar türü müydü? Yoksa benim gibi sadece bazı fiziksel Özellikleri mi değişiyordu?, göz rengi veya saç rengi gibi ama öğrendiğim bilgeye göre onun bir kız olduğunu söylediğine göre o dönüşebilen bir canavar olamazdı. Onu bir insan olarak görmüşlerdi öyle değil mi? Aklıma gelen tüm dönüşemeyen canavar ırkları gelirken, en güçlüsünü seçiyordum ama hiç bir özelliği bildiklerimle uyuşmuyordu. Bu kızı gerçekten bulmalıyım diye düşünmeden edemiyordum. Sarı şehirle araları çok uzak olsada, mavi şehire ne kadar erken varırsak o kadar iyi diyerek süratle ilerliyorduk. Bilinmeyen şeylerden hoşlanmazdım çünkü, ne zamandan beri yolda olduğumuzu bilmiyordum ama hava kararmaya başlamıştı, gördüğüm görüntüyle duraklamak zorunda kalmıştım. O ihtiyarın yanında çalışan çırağı görmüştüm. Çırak kıza adıyla hitap edip elf köyüne yakın olduğunu söylemişti *kızın adı Selen di demek farklı bir isimdi şimdi ismini söyleyip onu arayabilirdim buna gülümseyip devamını dinledim * Selen dinlenmiş tamam demişti. Çırağa da adıyla hitap edince çırağında adını öğrenmiş oldum. Nisandı demek adı. Yönümüzü değiştirip elf köyüne atımı sürmeye başladığımda sürüm de beni takip ediyordu. Hava iyice kararmıştı ve iyice acıkmaya başlamıştım. Biran önce köye varsak iyi olacaktı, saate baktığımda gece yarısını geçiyordu ve hala yoldaydık saat sabah dördü gösterirken, köye varmıştık. Hepimiz çok yorgun ve çok acıkmıştık, köy halkından biri bizi karşılamış ve içeri davet etmişti. Atları adama verip  cenke baktım. Cenk restorana girmeden oda ayarlarken, bende etrafta gördüğüm elfleri sorguya çekmeye başladım. Bir adamı durdurup "buraya bir kurt adam, bir cadı ve yanlarında da bir kız geldi mi?" Diye sorduğumda. Adam yerinden kıpırdanıp "evet" dedi "peki neredeler?" dediğimde. Erkek kafasını kaldırıp gözlerime bakarak "kraliçemizden mi bahsediyorsunuz lordum" dedidiğinde kaşlarımı çatıp "yeni kraliçeniz mi var" diye sorgularken. Erkek kafasını hızla sallamış ve "evet sorduğunuz kızın adı Selen miydi?" lordum demişti. Kaşlarım hafif çatık şekilde "evet" demiştim. "O bizim yeni kraliçemiz" dediğinde. duyduğum şeyin güvenirliğini test etmek için direk burada bildiğim bilgenin evine gittim. Sabah saat dört buçuk olsa da onunla konuşmalıydım. Kapıyı çalarak açılmasını bekledim, yaklaşık on dakika sonra kapı açılınca, gülümseyerek kadına baktım. Bu kadın asla yaşlanmıyordu, kadın önümde reverans yapıp "buyrun lordum" diyerek kenara çekildiğinde, içeri girip şöminenin önündeki kanepeye oturdum. Kadını beklerken, kadın yanıma gelip  "yeni kraliçemiz den haberdarsınız herhalde" dediğinde gülümseyerek söze giriş yaptım. "Bana kraliçeden bahset" dememle, kadın gülümseyerek "fal taşlarınız çoğalmış, anlaşılan o ki kraliçemizden önceden de haberdardınız" diyerek devam etti. "Kraliçemize gelirsek, kraliçemiz bir melez" dediğinde, kaşlarım şaşkınlıktan hafif çatılsada devam etmesini bekledim. "Elflerin kraliçesi hannahın gücüyle, tramhaft soyunun son varisi olan Faruk lordumuzun gücünün karışımı" dediğinde, kaşlarım havalandı. Tramhaft soyu çok eskilere dayanıyordu, soyu tükendi diye biliyordum. Demek ki tükenmemişti, bu kadar güçlü olmasının sebebi buna dayanıyormuş demek ki. Yüzümde gülümseme oluşurken, kadına döndüm "nereye gittiler" dediğimde kadın biraz düşünmüş ve "sarı şehire gidiceklerdi en son" demişti. Ayağa kalkarak "tamam" demiş ve evden çıkmıştım . Çıkmadan önce kadın bana "selenle kaderleriniz çakışıyor" dediğinde, ona bunun ne demek olduğunu sormuştum ama o "bu sizin elinizde" diyerek. Kafamı karışık bir şekilde bırakıp kapıyı kapatmıştı. dışarı çıkmıştığımda cenk yanıma gelerek, "odaları tuttuk efendim" dediğinde ilerlemeye başlamıştık. Cenke dönüp " ilk önce restorana gidip yemek yiyelim" demdiğimde cenk kafasını sallayarak  "ben diğerlerine haber vereyim" diyerek yanımdan ayrılmıştı. Selene çok yaklaştığımı hissediyordum bu da beni mutlu ediyordu. Restorana girmiş ve yemek sipariş ettiğimde bizimkilerde  gelip kendilerine sipariş etmişlerdi. Ardından gelen yemeklerle hepimiz yemeklere gömülmüştük. Kulağıma gelen selenin sesiyle ona dikkat kesildim. Yine o kurtla konuşmaya başladığında, nisan da onların konuşmalarına katılmıştı. Yeni bir üye vardı aralarında bir elf, Selene sorular sormuş ve gülüşmüşlerdi. Seleni göremememin nedeni onun gözlerinden görüyor olmamdı, bunu daha yeni fark ediyordum. Konuşmalar bitince yemeğime devam etmiştim . Yemekleri yemiş ve odalara dağıldığımız da. Odama geçerek kendimi direk yatağa bırakmıştım. İyi dinlenmeliydim yarın büyük gün olacaktı neticesinde...

SAKLI KALANLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin