Yazardan
Kral oturduğu yerden kalkmış ve uzaklaşıyordu. Selen onu etkiliyordu, seleni yaralı görünce gözlerinin renginin değiştiğini fark etmesiyle. kafasını dağıttı, bu çok anlamsız dı sadece seleni yaralı görmüştü. içindeki öfkeyi anlamıyordu, vadideki evine gelmiş ve salona geçip kendisini kanepeye bıraktı. selenden uzak durmalıydı ama onu daha yeni bulduğu için bırakmakta istemiyordu , ayağa kalkıp pencereye gitti, selenin kaldığı bina karşısında kalıyordu, kral elflerin bilgesinin söylediği sözü hatırladı. selenle kaderleri kesişiyordu , kral bunu daha iyi anlıyordu, her şekilde yan yanaydılar birbirlerini göremeseler bile.. kral pencereden dışarı bakarken, seleni binaya giderken gördü, yaralı halinden eser yok gibiydi, sırtındaki akasya yaprağını görmeyen, yarasız biri sanırdı, dik yürüyor ve gülümsüyordu.sanki hiç dövüşmemiş ve yaralanmamış gibi, kral gerçekten güçlü bir kızsın Selen diye geçirdi içinden binaya girdiklerini gören kral, arkasını dönüp üst kata çıkarak odasına girdi. dinlenmeden buraya gelmişti, biraz uyusa iyi olacaktı. Selen ise kralın gittiğini görünce meraklanmış ve gözleri onu arıyordu nereye girmişti ki, kralı bulamayınca kendisini saldı sırtındaki yara artık sızlamıyordu buna seviniyordu, nisan selenin saçlarını okşamış ve saçların gümüş sarısı gibi demişti Selen anlam veremez Ken bu beyaz değil mi diye sordu nisan gülerken saçmalama Selen bu gümüş sarısı demiş ve kıkırdamıştı,
Selen vay be demiş ve minuya bakmıştı, peki senin saç rengin ne dediğinde minu saçlarını ellemiş ve sarı demişti Selen gülmüş ve ayağa kalkmıştı diğerleride arkasından kalkmıştı minu Selene iyi olup olmadığını sorarken Selen gülümsemiş ve ben bir kraliçeyim bir tırnak iziyle güçsüz düşmem demişti nisan işte benim arkadaşım demiş ve koluna sarılmıştı mert ise sadece sırıtıyordu minu Selene bakıp o zaman daireye gidelim yeni merhemler hazırlamalıyım dediğinde,
Selen kafa sallamış ve hadi o zaman diyerek binaya yönelmişti. gözleri hala kralı arıyordu. Kralı ilk gördüğü an geldi aklına, sanki ona bağlanmış gibi hissediyordu, nasıl olduğunu bilmiyordu ama krala karşı içinde garip bir his vardı, bunu çözemiyordu ilk görüşte aşka asla inanmayan Selen, aşık mı olmuştu yoksa, aşkın ne olduğunu bile bilmiyordu, kafasını sallayarak düşüncelerden uzaklaşmaya çalışıyordu kral onu ilk görüşte etkilemişti, bunun nasıl olduğunu bile çözemiyordu, yine de içinde bir hareketlenme vardı. etrafta yine kralı arıyordu, bulamayınca yanaklarını şişirmiş ve binaya girmişti. onu görmek istiyordu. daireye girince direk odasına gitmiş ve kendisini yatağa atmıştı, elini kalbinin üstüne koydu ne hissediyordu kalbi bu ne demekti, kendini yatağa attığında ki sızıyı bile fark etmemişti Selen. kafası o kadar dalgındı ki, minu içerden yemek hazır diye bağırmasıyla ayaklandı ve ellerini yıkayarak mutfağa ilerledi. herkes masada kurulmuş yemek yiyorlardı, Selen gülümsemiş ve nisanın yanına oturmuştu. nisan arkadaşına bakıp gülümsemiş ve onunla sataşmaya başlamıştı, minuda nisana katılınca kahkaha sesleri havada süzülüyordu. yemek bitince masayı toparlamış ve odalara dağılmışlardı, Selen kıyafetlerini çıkartırken yırtılan t-shirt ine baktı. yanına az kıyafet almıştı ve bir eksiği olmuştu, aklına alış veriş yapmayı not alırken yatağa uzandı, yorulmuştu biraz dinlenmeliydi. iki saat sonra uyanmış ve ayaklanan Selen. kalkmış ve yüzünü yıkamıştı, hava yeni yeni kararmaya başlamıştı. Eline aldığı bir elbiseyi üstüne geçirirken, elbiseye baktı. bu elbise nisanın dı ama o giyiyordu, elbise bebek mavisiydi üstünde pembe çiçekler vardı, saçlarını ikiye ayırıp örmüş ve dışarı çıkmıştı. Nisanla mert salonda oturuyorlardı, Selen minuya bakmak için minunun odasına yöneldi , minunun merhemlerle uğraştığını gördü, ona kıyafet almak istediğini söyleyince, minuda ayaklanmış ve benimde ihtiyacım var diyerek giyinmeye başlamıştı. minunun odasından çıkan Selen. salona girmiş ve çifte kumrulara bakıyordu, nisanda seleni görünce çocuk gibi gülmüş ve ne kadar güzel olmuşsun demişti.
Selen reverans yapmış ve teşekkür etmişti, nisan buna neye borçluyuz dediğinde başka kıyafetim kalmadı nisan.
Nisan ona bakarken devam etti yeni kıyafetler almam lazım, gelecek misin? dediğinde nisan ellerini şaklatmış ve tabiki alış verişi severim demiş ve koşarak odasına gitmişti. Mert ise arkasından sadece gülüyordu, Selen merte bakınca mert hayır kaptan, ben alışverişe sevmem, sizi burada beklerim demiş ve koltuğa kurulmuştu. Selen gülümseyip omuz silkmişti, mantıklı demiş ve kapıya yönelmişti. minuya ve nisana seslenen Selen. çıktığını söyleyip, aşağı inmeye başladı. binadan dışarı çıkmış insanları izliyordu, nerede kalmıştı bu kızlar. etrafı incelerken, kralın karşı ki villadan çıktığını gördü, kalbi hızlanmaya başlayınca derin derin nefesler almış ve onu görmemiş gibi davranmaya çalışıyordu. tamam bu hissettiği gerçekten anormaldi, arkasından gelen minunun sesiyle oraya yöneldi Selen. minu nisana kızıyordu, Selen onlara gülmüş ve ilerlemeye başlamıştı, kızlar da seleni takip ediyordu ,kral ise seleni görünce gülümsedi, elbise ona çok yakışmıştı. sahadaki haliyle şimdi ki hali o kadar farklıydı ki, kral kafasını salladı bu kız onu gerçekten etkiliyordu. Selen kralın yanından geçerken nefesini tuttu, ah gücü çok inanılmazdı, onun gücünü her hissettiğinde içinde bir şeyler oluyor ve huzurla doluyordu. kafasını sallamış ve onun tehlikeli olduğunu söyleyip durdu kendine. nisan seleni böyle görünce gülmüş ve kim bilir aklından ne geçiriyorsun demişti. Selen ise utanmış ve gülerek kafasını çevirdi, bu hislerini arkadaşlarına hemen açıklamak istemiyordu, ne hissettiğini o bile bilmiyorken. Selen nisana bakmış ve çok paramız kalmadı demişti. minu gülümsemiş ve kraliçemizin parası olmaz mı? Özellikle yanında elçisi varken. dediğinde Selen muzurca
gülümsemiş ve kraliçe olmak daha çok hoşuma gitmeye başladı demişti.
Nisan ise gülümsemiş o zaman alışverişe demişti. Selen ilk önce yemek yememiz lazım ben açım dediğinde, hepsi gülmüş ve restorana girip, yemeklerini yemişlerdi. üç saatin sonunda, bir sürü kıyafet almışlardı. Selen; üç t-shirt, üç pantolon, bir ayakkabı, iki elbise ve ceket almış, nisan ise ; iki t-shirt ve bir pantalon alıp yanınada bir ayakkabı almıştı. minu ise ; genelde elbise sevdiği için üç elbise alıp bir ayakkabı almış ve üstüne de ceket almıştı. Selen bir mağazaya girince çok güzel bir tulum görmüş ve direk denemeye gitmişti, tulum turuncu rengiydi, bahçıvan tulumu modelindeydi ,içine bir beyaz crop giymiş ve tulumu üzerine geçirmişti. beline kadar gelen saçlarının yarısı gümüş sarısı olduğundan çok yakışmıştı. Selen sevinçle kabinden çıkmış ve arkadaşlarına şov yapmaya başladı, nisanın ağzı açık kalırken, minu çok güzel olduğunu söylüyordu. nisan Selene bakıp çok güzel olmuşsun, bir tulum bir insana ancak bu kadar yakışır demiş ve hemen almalısın demişti. Selen etrafında dönmüş ve örgülü saçlarının uçmasına izin vermişti .tulumları çok severdi ama pahalı oldukları için ailesi öldükten sonra alamaz olmuştu. elbisesini tekrardan giymiş ve onu satın alıp, kaldığı daireye doğru ilerledi, bugün onun için güzel bir gündü. binaya girmeden önce etrafı süzerken, gözleri kralı arıyordu, karşıdaki villanın camında, kralla göz göze gelmesiyle utanmış ve önüne dönerek başını eğmişti. ama gülümsüyordu, kral onları mı izliyordu, daireye sevinçle girmiş ve odasına geçmişti. eşyalarını yerleştirip yatağa uzandı, kapının çalmasıyla dikleşmiş ve kapıya bakıyordu,minu içeri girip sırtına bakmaya geldiğini söylemiş, ve selenin sırtındaki merhemleri temizleyerek, yeni merhemler sürmüştü. ardından sargılayarak ayağa kalktı , Selen teşekkür etmiş ve tekrardan uzanmıştı, minu ise önemli değil diyip odadan çıkmıştı. Selen ise arkadaşlarının olması ve kralı salak salak düşünmesi haricinde çok mutluydu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI KALANLAR (TAMAMLANDI)
Mistério / SuspenseArkadaşlar lütfen iblis kralına aşık olmayalım bu mesuliyeti kaldıramam şdmfkfjflfkflfkdlf İlk bölümün böyle olması diğer bölümlerin gizemli olmayacağı anlamına gelmez... Şehirlerin renklere göre ayrıldığı dünyada, her şeyin yeni farkına varan bir k...