13.BÖLÜM

23K 779 751
                                    


Sınır; 285 oy, 475 yorum.

Bölümleri genellikle bir hafta aralığında atacağım. Panoma bakmayı unutmayın, bazılarına bildirim gitmiyormuş.






Uyandığımda Uraz'ın kollarından zar zor çıkarak kendimi duşa attım. Başım ağrıyordu, ciddi anlamda başım çatlayacak derecede ağrıyordu. Çıplak vüdumda sonkez suyu gezdirdiğimde içeriden gelen alarm sesi ile hızla duştan çıktım. O canavara yakalanmak istemezdim, asla istemiyordum...

Orta boyda olan havluyu hassas bedenime sarıp saçlarım içinde küçük boyda bir havlu aldım. Derin bir nefes almamla kapıyı açıp çıkmam bir olmuştu. Uraz bana bakmasın, bulaşmasın istiyordum. Başımı kaldırmadan giyinme odasına doğru adımladım. Uraz ilk defa beni şaşırtarak bana işkence çektirecek hiçbir şey yapmamıştı. Önüme dönüp hızlıca birkaç kıyafet aldığımda onun bu hallerine alışmamayı kendime tekrarladım. Ne de olsa o bir katildi, çocukluğumun ve hayatımın katilinin bir günlük farklı davranmasına kanmamalıydım. Aptallık etmekten başka bir şey olmazdı bu.

Dışarıda soğuk hava hakimken evin içinin fazla sıcak olduğunu göz önünde bulundurarak altıma normal boyutlarda kot bir şort geçirip üstümede beyaz bir büstiyer giydim. Elimdeki küçük havlu yardımı ile saçımdaki fazla suyu aldım. Saçlarımı arkaya atıp hızlı giyinmemin bana vermiş olduğu mutluluk ile odadan dışarı çıktım.

Bu sabah Uraz'ın sesini duymamıştım, en azından kızımın yanına giderken ruhum işkence çekmeyecekti. Rol yapmak zorunda olmayacaktım. Aksi taktirde ruhum paramparça olmuş, güçlükle yaşamını sürdürürken bedenimi ayakta tutmak fazlasıyla zor oluyordu.

Koridorda ilerleyip kızımın odasının önüne geldiğimde hafifçe eğilerek kapıyı tıklattım. Uykucu kızım uyanmamış ve beni şaşırtmamıştı. Kapıyı açıp yavaşça içeri girdiğimde uyuyan dünyalar güzeli kızıma baktım. Ağzı hafif aralanmış, güzel kızıl renginde olan saçları etrafına saçılmıştı.

İlerleyip yatağın yanına yavaşça oturduğumda elim ise bu anı bekliyormuşçasına onun ipeksi saçlarını bulmuştu. Okul saatinin yaklaştığını görünce sesimi alçaltarak omzuna dokundum.

"Alya'm, hadi kalk meleğim."

"Güzel kızım benim, umudum, hadi kalk. Okula geç kalacaksın."

Yatakta kıpırdanıp küçük bedenini bana doğru döndürdüğünde hızla eğilip küçük çenesinden öptüm. Gözleri yarı açıkken bana küçük bir tebessüm sundu. İçim ısınırken bende ona gülümsedim. Kollarını 'bana sarıl' dercesine öne uzattığında gülümsemem yüzüme yayılmıştı. Onu sıkıca sarıp kucakladığımda beni mutlu eden sesi kulaklarımı doldurmuştu.

"Anne, okula gitmek istemiyorum."

"Bebeğim lütfen böyle yapma, okula gitmen gerekiyor. Okumazsan güçlü olamazsın, ayakta duramazsın."

"Anne, gideceğim ama bana oyuncak al!"

"Hmm, ne istiyormuş benim prensesim?"

"Anne hani televizyonda böyle var ya! Barbie'nin uçağından istiyorum!"

"Tamam ama bundan sonra okula gitmemezlik yapmak yok."

"Tamam anne."

"Hadi kalk elini yüzünü yıka bakalım."

Ellerini çırpıp heyecanla ayağa kalktı. O lavaboya gittiğinde bende ayaklanıp kızıma kıyafet seçtim. Banyodan çıkıp yanıma gelerek bana sırnaşan kızıma ufak bir öpücük verdim. Eğilip üzerini çıkarttım. Kışın gelmesi ile soğuyan havaya uygun bir kot pantalon ve kazak giydirdim, dışarıda üşümesini istemezdim. Montunu elime aldığımda çantasını alıp beni takıp eden Alya ile kapıdan çıkarak merdivenlere yöneldik.

İZ 'Tamamlandı'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin