9.BÖLÜM

27.7K 846 603
                                    




Sınır: 215 oy, 310 yorum.
Sıralamada yükselmemiz için yorum sınırı koyuyorum, emoji dışında yorum yaparsanız çok sevinirim.
Eleştri veya tahminlerde de bulunabilirsiniz.










Alya'nın ağlama sesi ile gözlerimi kırpıştırarak açtım. Yataktan yavaşça kalktığım da her yerim sızlıyordu. Özellikle bacak aram fazlasıyla acıyordu. Kendimi zorlayarak kalktım ve dikkatli adımlarla odadan çıktım. Bugün pazardı ve Uraz'a daha fazla katlanamayacaktım. Sanırım onları evden postalayıp biraz dinlenmeliydim.

Alya'nın odasına geçtiğimde yatağa ilerledim. Uykusunda ağlıyordu. Hemen ona sarılıp pış pışladım. Acaba dün bir şey mi gördü yada duydu? Umarım hiçbir şey görmemiştir, duymamıştır. Çünkü öyle ise bu sefer ona nasıl anlatırım bilemiyorum. Onun yanına ilişip yattığımda burnuma dolan  gül kokusu ile mayıştım. Doğduğundan beri böyle kokuyordu.

Gelen seslerle yerimde kıpırdandığımda canımın acısıyla inlemiştim. Özel bölgem fazlasıyla zorlanmış olmalıydı, yoksa bu kadar acımazdı. Gözlerimi açtığımda bana endişeli gözlerle bakan Sevgi ablayı ve Alya'mı gördüm. Onlara sıcak bir tebessüm gönderdim. Yataktan yavaşça kalktığımda Sevgi abla bana dolu olan gözleriyle bakıyordu. Alya'yı göndermesiyle ona sorgulayıcı bakışlar attım.

"Alya, hadi sen oyuncaklarınla oyna."

"Tamam!"

Sevgi abla yatağa oturup elimi tuttuğunda ona kaşlarımı kaldırarak baktım. Elini yavaşça yanağıma değdirdiğinde kendimi geri çektim. Dün Uraz'ın tokat attığı yanağımdı ve büyük ihtimalle morarmıştı. Gözünden bir damla düştüğünde bu sefer iki eliyle elimi sıkıca kavramıştı.

"Sana krem süreyim güzel kızım."

"Yok, akşam sürerim. Sağ ol ablam."

"Ah güzel kızım, kurtulman için neler yapmazdım neler."

"Biliyorum ablam, bunları konuşmayalım. Uraz evde bugün, duymasın."

"Tamam kızım, sen nasıl istersen. Bu arada hoşuna gitmeyecek ama annenlere gidecekmişsiniz."

Kaşlarımı çatıp zorlukla yutkundum. Annem? O kadına bu sıfat yakışmıyordu. Yinede kalbimin parçalara bölündüğünü belli etmek istemedim. Burukça gülümseyip başımı olumlu anlamda salladım.

"Sorun değil, ben bir Alya'ya bakayım."

"Tamam, aşağıya gel kahvaltı hazır."

"Tamam ablam, geliyorum."

İçimde ki burulukla birlikte kızımın  yanına ilerledim. Alya yerde oturmuş oyun oynuyordu. İçimde ki  burukluğa ve bedenimde olan acılara rağmen içten bir tebessümle kızımın yanına ilerledim. Bende ilgiyle baktığı barbie bebeğine bakıp yanına oturdum. Bana bakıp gülümsediğinde onun çilli yanaklarını sıkıp öptüm. Kaşlarımı kaldırıp nereden başlayacağımı bilemediğim konuşmayı yapmak için   söze girdim.   

"Ne oynuyormuş benim dünyalar güzeli kızım?"

"Anne! Bu barbie bebek değil!"

Dudaklarını büzüp isyankar bir şekilde söyledikleriyle şaşkınca ona baktım. Bende onun gibi dudaklarımı büzüp konuştum.

"Hmm ne peki?"

"Anne sen bilmiyor musun? Bebeklerin böyle kocaman m*meleri olmaz ki! Yalan söylüyorlar anne bana!"


Büyük bir kahkaha attığımda kızım bana şaşkınca bakıyordu. O gözlerini kırpıştırdığında bende zar zor kahkahamı durdurdum. Bu çocuklardan korkulurdu. Nereden biliyordu tüm bunları?

İZ 'Tamamlandı'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin