Bölüm 4

234 48 1
                                    

"Hala bana neler döndüğünü anlatmayacak mısın?" Başımı kaldırmadan Hite'nin bacaklarına masaj yapmaya devam ettim.

"Her şeyi anlattım."

"Rae..." dedi uyaran bir sesle. Derin bir iç çekip ona baktım. Endişeli görünüyordu. Tedirginliğini biraz olsun azaltmak için gülümsedim.

"Yolculuğa çıkacağım için benim kadar heyecanlı olurdun hep. Bu sefer neden endişelisin?"

"Çünkü senin de endişeli olduğunu hissedebiliyorum. Eğer sen bile endişeleniyorsan kesin çok tehlikeli bir yere gidiyorsundur." Gülmeden edemedim. Beni bu kadar tanıyor olması bazen ürktücüydü.

"Sadece... Çok fazla insan olacak." diye yalan söyledim bakışlarımı kaçırarak. Onu kandırmaktan nefret ediyordum, hiçbir zaman Hite'ye yalan söylememiştim fakat bu sefer zorundaydım. Eğer Ölüm Ormanı'na gideceğimi söylersem bana engel olmak için elindne gelen her şeyi yapardı.

"Ön yargıların seni alt etmesine izin verme, Rae. Seni tanımıyorlar sadece." dedi teselli verircesine saçlarımı okşarken. Başımı sallamakla yetindim. Önyargıları yıkmaya çalışmayı bırakalı çok uzun zaman olmuştu.

"O yüzden bu seyahat bana iyi gelecek. Endişelenme." İkna olmuş görünmüyordu fakat daha fazla üstelemedi neyse ki. Nemli bacaklarını örtünün altına koydum ve yanağına bir öpücük kondurdum. Yüzündeki ifade hemen yerini bir sırıtışa bıraktı.

"Beni nasıl ikna edeceğini iyi biliyorsun." Ben de sırıtarak omuz silktim. O sırada küçük abim Razan ayağıyla beni dürttü.

"İlla ki sakat mı olmamız lazım özel muamele için. Bana da masaj yap. Bacaklarım ağrıyor."

"Tüm gün dağ bayır yürüyen Rae'ydi, sen değil." diye azarladı onu Hite fakat Razan öfkeli bakışlarıyla karşılık verdi ona.

"Bana bir faydası mı var? Sırf sana çalışıyor. Doğduğundan beri bedava yiyip içip yatıyor evde." Hite hiddetlendi fakat onu durdurdum.

"Önemli değil, Hite."

"Hayır, önemli. Bu evde senden daha fazla çalışan biri var mı? Yetiştirdiğimiz tüm otlar, sebzeler, meyveler senin elinden geçiyor. Kimse senin kadar kaliteli yetiştiremiyor, bu ev sen geldikten sonra para kazanmaya başladı."

"Bizim hiçbir işe yaramadığımızı mı ima ediyorsun?" diye sordu annem odanın diğer köşesinden. Durması için Hite'nin kolunu tuttum fakat bana aldırmadan devam etti.

"Siz unuttunuz sanırım ama ben hala hatırlıyorum. Rae gelmeden önce topraklarımızda bize yeterli kazanç sağlayacak hiçbir şey yetiştiremiyorduk. Şimdi ise Samgular ve satıcılar özellikle bizden almak için uğraşıyor."

"Onu biz eve alıp bakmasaydık deniz kenarında ölmüş olurdu. O kadarını bize borçlu."

"Anne!" diye haykırdı Hite dehşet içinde ağzını kapatarak daha fazla konuşmasına engel oldum.

"Annem haklı, Hite. Sinirlenme, sağlığın için iyi değil." dedim alçak bir sesle. Haklıydı, evet. Sonuçta beni almak zorunda değillerdi. Sadece yüzüme karşı bunu söylemeleri, haklı olsalar da kalbimi kırıyordu. Her seferinde hayal kırıklığına uğramak aptalcaydı gerçekten de. "Yarın erken kalkacağım, iyi geceler size." diye mırıldandım. Kimseden cevap gelmedi. Arkama bakmadım ben de, doğrudan odama çıktım. Üzerimdeki kıyafetleri değiştirip yatağımın içine girdim.

ARANİL (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin