Biri geliyordu.
Sonsuz sessizliğin içinde hafifçe esen rüzgar davetsiz misafirimin gelişini önceden haber veriyordu. Yüzümde bir gülümsemeyle bakışlarımı boşluğa diktim.
Beklediğimden erken oluyordu ziyareti.
Derken boşlukta göz kamaştırıcı bir ışık huzmesi belirli ve hızlanan rüzgar misafirimi bana getirdi.
"Gösterişi seviyorsun, Ai Toyon." dedim dalga geçercesine. Elçinin yüzü asıldı. Ai Toyon'un hissettiklerini hissedip bana gösterememek onu çıldırtıyor olmalıydı.
"Bakıyorum geçen zaman saygısızlığından hiçbir şey götürmemiş, Susano."
"Sanırım bu Toyon'un değil, senin yorumundu. Yanılıyor muyum?" Hiçbir şey söylemeden yüzüme bakmaya devam etti. Bana olan nefretini iliklerime kadar hissedebiliyordum.
Ve bundan inanılmaz bir zevk alıyordum.
"Sana Ai Toyon'dan haber getirdim." diye konuya girdi hiç uzatmadan. Benimle olabildiğince az vakit geçirip geri dönmek istediğini hissedebiliyordum. "Seni affetmeye karar verdi." Kaşlarım kalktı.
"Kıymetli kertenkelesine tuttuğu yas bitti mi?" Elçinin gözleri Ai Toyon'un öfkesiyle parladı.
"Kertenkele değil. Sekiz başlı ejderha." Sırıtarak ona doğru eğildim.
"En son gördüğümde, tek başı kalmıştı." Kuvvetli rüzgar saçlarımı havalandırdı. Şu kertenkeleye fazlasıyla zaafı vardı.
"O, Ai Toyon'un kendi ruhuyla yarattığı kutsal bir yaratıktı!"
"Ellerimde öldüğüne göre yeterince güçlü yaratamamış." Hiddetle cevap verecek gibi olduysa da sakinleşmek için derin bir nefes aldı ve yüzüne boş bir gülümseme yerleştirdi.
"Buraya ejderhayı tartışmak için gelmedim. Cezan-"
"İki bin yıl sonra neden gelip beni affedeceğini söylüyor?" Gözlerimi kısarak ifadesiz yüzünü inceledim. "Benden bir şey istiyor, öyle değil mi?"
"Bir karşılığı olmalı elbette, öyle değil mi?" Elimi sallayarak arkamı döndüm.
"Benden istediği hiçbir şeyi yapmam. Geldiğin yere geri dön."
"Eğer yaparsan mühürlerini kaldıracak!" Arkamdan seslenerek söylediği bu sözler duraksamama neden oldu.
Mühürler... Boynumu, bileklerimi, ayaklarımı, gövdemi, vücudumun neredeyse her yerini kaplayan bu kahrolası mühürler... En başından beri yaptığım yaramazlıklar yüzünden beni çeşitli şekillerde cezalandırmıştı fakat bu cezalar yüzünden yılmak için fazla güçlüydüm. Bu yüzden acı çekmediğimi görünce o da gücümü azar azar mühürlemeye başlamıştı. O kertenkeleyi öldürmem ise bardağı taşıran son damla olmuştu Ai Toyon için. Bu mühürlerin bir tanesinden bile kurtulabilmiş olsaydım...
"Hepsini mi?" diye sordum omuzlarımın üzerinden bakarak. Uzunca bir süre duraksadı. Sonra derin bir iç çekerek başıyla onayladı.
"Evet, hepsini." Sırıtmaktan kendimi alamadım. Gururla yarattığı o kertenkeleyi kollarım mühürlüyken öldürmüştüm. Eğer tüm mühürler kalkarsa böyle bir şeyin tekrar olmaması için bir yol bulurdum ve eski halime dönersem bana kimse engel olamazdı.
"Bu kararından pişman olacak." dedim tek kaşımı yavaşça kaldırarak. Gülümseyerek karşılık verdi.
"Ai Toyon'un planları senin algılarının ötesinde, Susano. Sadece kana susamışlığın ile ona karşı kazanamazsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARANİL (TAMAMLANDI)
Romance**TheWattys2021 Yarı Finalist** **WattpadFantastTR Okuma Listesinde** "Ona yaklaştıkça kalbimin atışı daha da hızlanıyordu. Her kulaçta, beni hapseden zincirlerden biraz daha kurtuluyordum sanki. Hayatımda bir kez olsun kendim için bir şey yapıyordu...