12 Haziran 1974
Lucius büyük evinin geniş koridorlarından geçip mutfağa ilerlediğinde ev cinlerinin beklediğinden yavaş çalıştığını görünce bastonunu yere vurarak sinirle bağırdı.
"Hadi, hadi, hadi acele edin!"Sahiplerinin öfkesini farkeden ev cinleri zaten yeterince hızlı bir tempoda çalışmalarına rağmen koşuşturmaya başladılar.
"Akşamki ziyafet için her şey eksiksiz hazır olmalı! Soylu Malfoy ve Black aileleri yeni doğan safkan oğlumu görmek için toplanacaklar""Emredersiniz efendim"
Mutfakta çalışan cinlerin şefinden geri dönüş aldığında herkesi son bir kez süzerek o odadan ayrıldı.
Sonunda oluyordu işte. Onları ancak bir hafta uzak tutabilmişti. Babası ve kayınpederini evlerine, biricik sevgilisine ve yeni doğmuş oğluna yaklaştırmamak için dökmediği dil, söylemediği yalan kalmamıştı ama sadece bir hafta, lanet olası bir haftalığına engel olabilmişti. Bu gece ise aşık olduğu insan köhne bir odada gizlenmeye çalışırken kendisi safkanlarla dolu bir masada ziyafet çekecekti ve şimdi düşününce bile her saniyesinden nefret etmişti.
"Efendi Lucius!"
Bir ev cini hemen yanında belirdiğinde irkilerek düşüncelerinden sıyrıldı sarışın adam.
"Senin burada olmaman gerekiyordu, senin işin oğluma ve S-"
"Biliyorum efendim!" diye atladı ev cini Diggy, sözü kesildiği için kendisine öfkeyle bakan sahibi yüzünden nefesleri hızlanmıştı.
"F-fakat ef-efendi Narcissa odaya girdi ve beni zorla dışarı çıkardı. Diggy size haber vermek zorundaydı""Ne yaptı?!" diye bağırdı Malfoy. Sesi duvarlarda yankılanarak kendisine geri döndüğünde yarın yokmuşcasına koşmaya başladı. O deli kaçığın onların yanına yaklaşması yasaktı, Yüce Salazar o odadan bir an bile ayrılmamalıydı.
"Lütfen bir şey olmasın, lütfen bir şey olmasın" diye sayıklayarak oraya vardığında kapı koluna yapışıp kilitli olduğunun farkına varmadan önce birkaç kez uğraştı.
"Narcissa!" diye bağırdı kapıya yumruklarını geçirirken ardından hemen birkaç adım gerileyip asasını bastonundan çekerek kapıya doğrulttu.
"Bombarda!"Gürültülü bir şekilde patlayan kapının tozu dumanı daha yere dökülmeye fırsat bulamadan kendini içeri attığında asasının elinden uçması bir oldu.
"Expelliarmus!"
"Cissy, ne yapıyorsun?" diye sordu Lucius uysal bir şekilde. Asası alındığı için konuşmanın tek yol olmasının çaresizliğini sesine vurmamaya çalışıyordu.
Narcissa yüzüne histerik bir gülümseme yerleştirerek sordu.
"Aylar sonra bana ilk defa Cissy diyorsun, merak ediyorum da özel bir sebebi var mı acaba?""Yapma Cissy, seni sevdiğimi biliyorsun. E-en azından arkadaşça, hmm?"
Tamam, buna benzer krizleri daha önce yaşamışlardı. Tek yapması gereken Narcissa'yı güzel sözlerle yumuşatmaktı, bu kadar basit ve her zamanki gibi. Her şey tekrar normale dönecekti.
Derin bir nefes alıp konuşmasına devam edecekken bu kadar gürültüye rağmen hala uyuyan sevgilisi ve oğluna bakarak durakladı. İşte bu normal değildi.
"Onlara çoktan bir şey yaptın değil mi?" diye sordu çaresizlik ve zayıflık hissinin karışımından oluşan bir öfke damarlarına dolmaya başlamıştı."Hihi" diye kıkırdadı Narcissa eliyle ağzını kapatırken.
Ah şu Black kız kardeşlerin alayı kaçıktı.
"Sadece biraz uyku iksiri" diye devam etti söylerken bile gözleri parlıyordu.
"Ama merak etme, zararlı bir şey değil. Oğluma asla zarar vermem"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco || Snucius
Hayran KurguSafkanlığı korumanın her şeyden önemli kabul edildiği kadim Malfoy ailesinin tek varisi Melez Prens'e aşık olursa ne olur? /* /* /* İlk Türkçe Snucius fanfiction'ı /* /* /*