Draco || Snucius

knockturn alley

ÖNEMLİ Y/N: Normalde nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama burada muggle dünyasından bağımsız yaşayan kişilerin büyücü parasını muggle parasına çevirmesi ya da muggle'larla alışveriş etmesi çok katı kurallarla yasaklanmış durumda. Maksat büyücüleri olabildiğince gizli tutmak veya karanlık büyücülerin kötü muggle'larla güç birleştirmesinin önüne geçmek. Her ne kadar yasak olsa da muggle doğumlu ya da melez büyücüler aracılığıyla kaçakçılığını yapmak çok kolay ama yine de tehlikeli çünkü sadece bu para akışını önlemek amacıyla görevlendirilmiş Seherbaz'lar dolaşıyor her yerde.

11 Eylül 1970

Lucius buz mavisi gözlerindeki birilerini öldürmek istermiş gibi duran bakışları karşısındaki iki yetişkinin üzerinde gezdirdi yavaşça.
"Bir hafta oldu!" dedi usulca fakat sakinliğini zar zor koruduğunu odanın önünden geçen bir insan bile fark edebilirdi. Zaten çok fazla geçmeden hala iki çift mavi gözün kendisine boş boş baktığını fark ettiğinde "Bir hafta oldu ve onu geri getiremediniz!" diye bağırdı avazı çıkana kadar.
Karşısındakinin müdür ve müdür yardımcısı olması şu an onun umrunda olan en son şey bile değildi.

Albus karşısında duran ve bir süredir sakince konuşmaya çalıştığı ama öfkesi bir türlü dinmeyen genç adamı nazikçe uyardı.
"Lucius eğer sakinleşmezsen bu saygısızlığından ötürü puan kırmak zorunda kalacağım"
Bunun öğrencisini sakinleştireceğini düşünmüştü ama bir şekilde işler daha da kötüye gitti.

"İstediğin puanı kır yaşlı bunak! Kim bilir Severus orada neler çekiyor, sen gelmiş burada puandan bahsediyorsun!" diye gürledi bu sefer safkan.

"Bay Malfoy!" diye şaşkınlıkla bağırdı müdür yardımcısı McGonagall.
"Lütfen konuşmalarınıza dikkat edin. Size bu konuyla uğraştığımızı söylemiştik" dedi hemen sonra.
Her zaman nazik tavırlarıyla herkesin gönlünü fetheden safkan beyefendiye ne olduğunu merak ediyordu bir yandan.

"Evet!" diye geri bağırdı Lucius.
"Söylemiştiniz! Bir hafta önce!"
Öfkeden kızarmış gözleri önündeki şaşkın ikili arasında gidip gelirken ağzından tükürükler saçarak bir daha bağırdı.
"Kendi evinde esir tutulan kişi kıymetli Gryffindor'larınızdan biri olsaydı dünyanın altını üstüne getirirdiniz!"

"Lucius Abraxas Malfoy! Bu münasip olmayan tavrınız ve ayrımcılık imânız yüzünden Slytherin'den 50 puan kırıyorum" dedi Minerva sinirle. Ardından hızlı adımlarla müdürün odasını terk etti.

"Bak evlat" diye söze başladı Dumbledore bu kez, ince uzun parmaklarını masasının üzerinde birleştirirken.
"Severus'un yasal vasisine ulaştık, evet, ama onu göndermek için uygun olmayan bir istekte bulunuyor. Böyle bir talebi kabul etmemiz mümkün değil."

"Ne istedi?" diye sordu sarışın kısaca. Onu geri almak için neyi vermekten çekindiklerini merak ediyordu.

"Para istiyor-"

"Bu mu? Mesele para mı? Verelim gitsin! Para yüzünden mi Severus'un orada kalmasına göz yumuyorsunuz. Ne kadar istiyor? Ben karşılayabil-"

"Lucius, lütfen cümlemi bitirmeme izin ver" diye hafifçe sesini yükseltti Dumbledore. Sanki normalde bildikleri Lucius gitmiş yerine başka biri gelmişti.

Safkan öfkeyle yüzünü sıvazladıktan sonra konuşmasını bekleyerek Dumbledore'a baktı.

"Bu durum düşündüğünden daha karmaşık. İşin içine para girmese bile bakanlıklar arası bir anlaşma gerektiriyor ve bunun için büyü bakanına bizzat yazdığımdan emin olabilirsin. Ayrıca eğer yasal vasisine istediğini verirsek bunun Severus'u nasıl bir konuma sokacağını da düşünmelisin" diye açıkladı Albus. Evet bütün bu evrak işleriyle birlikte biraz sürecekti ama genç Slytherin'in tekrar Hogwarts'a dönmemesi söz konusu bile değildi.