Draco || Snucius

bellatrix

Merhaba, bugün yani 31 Ekim aslında bu kitabın, Draco'nun 1. yıl dönümü. Bu kitabı yazmaya tam bir sene önce bugün başlamıştım ve bu süreçte sizlere prologue hariç tam 22 bölüm sundum. Umarım hepsini beğenerek okumuşsunuzdur.

Bu bölümü yetiştirmek için çok uğraştım, iyi okumalar <3

/* /* /*

1 Ekim 1972

Sırasıyla Lestrange ve Malfoy ailelerini taşıyan at arabaları Black Malikanesi'nin önünde durduğunda odasının penceresinden aşağı bakarak memnuniyetsizce onları izledi Bellatrix.
Onun gözünde her şey bir kabusun başlangıcı gibiydi.

Daha fazla dayanamayıp öfkeyle perdeleri kapattı ve aynanın karşısına geçti. Çocukluğundan beri bugünün geleceğini bilerek yaşamıştı ve buna hazırdı da ta ki bir buçuk sene önce hayata bakış açısını değiştiren o adamla tanışana kadar.

Bugün nikah ve düğün tarihi ayarlanacak ve organizasyon hakkında her şey belirlenecek olmasına rağmen hala o kirli adamı düşündüğü için kendine kızdı ve dağınık odasının orta yerinde duran sehpaya bir tekme savurdu.

O bunu yaptığı sırada içeri giren Narcissa korkuyla sıçramış ve kapıyı kapatıp ablasının yanına ilerledikten sonra "Bir sorun mu var?" diye sormuştu.

Bellatrix sıkıntıyla oflayarak kendini arkasındaki yatağa bıraktı ve tırnaklarını ısırmaya başladı. Küçük kardeşi hala başında dikilirken düşünmeden konuşmuş ve bir anda "Sen ve Malfoy birbirinizi nasıl sevebiliyorsunuz?" diye sormuştu.

Narcissa soru karşısında şaşırırken "Niye sevemeyelim ki?" dedi. Lucius ile yaşadıkları büyük aşkta üçüncü bir kişi daha olması gibi ufak tefek sorunları görmezden gelmişti.

Ortanca Black zayıf gözükmemeye çalışarak elbisesinin eteğindeli tüllerle oynamaya başladı ve "Görmüyor musun?" dedi.
"Andie akıllılık edip en baştan Rabastan Lestrange'i zehirledi, benimse Rodolphus'a aynısını yapmamaktaki tek sebebim bir aileden iki kişinin birden bundan yırtamayacağı gerçeği. Kesinlikle Azkaban'ı boylarım ve büyük ihtimalle Rabastan davasının geri açılmasına sebep olup Andie'yi de yanımda sürüklerim"
Durdu ve soluklandı Bellatrix, bir anda çenesi düşmüştü. Neler anlatıyordu böyle?
"Her neyse bir yanda bunlara bakıyorum sonra bir yanda size bakıyorum. Birkaç kez kavga etmeniz haricinde her şey güllük gülistanlık duruyor. Bunu nasıl başardığınızı anlayamıyorum sadece"

Narcissa bu konu hakkında fazla düşünmemeye çalışarak "Sanırım kader" diye mırıldandı ve ablasının yanına oturdu.
"Lestrange bir şey mi yaptı?"

"Evet!" dedi Bellatrix histerik bir şekilde bağırarak ayağa kalkarken.
"Var oldu"

"Bella bunu bu kadar düşünürsen kafayı yersin" diye sızlandı Cissy.
"Zaten insanlar bize deli diyorlar"

"İnsanları sikeyim" diye söylendi, kıvırcık saçlı kız çalışma masasının üzerindeki her şeyi yere çalarken.

"Siz ikiniz burada ne yapıyorsunuz?" diye sordu, odaya giren sonuncu Black kızı.
"Cissy, annem seni Bella'yı alıp dönmen için yollamadı mı? Ne diye çene çalıyorsunuz?"

"Ah doğru" diyerek alnına vurdu Narcissa.
"Herkes yemek masasında, bizi bekliyorlar. Ben Bella'yı öyle görünce-"

"Nasıl görünce?" diye sordu hemen kahverengi küt saçları olan genç kız.

"Lestrange cinayeti işleyecekmiş gibi" diye cevap verdi Bellatrix, dişlerini sıkarak.

"Üzgünüm ama o daha önce yapıldı" diye alayla karışık bir sesle söyledi Andromeda.
"Klişeler sana yakışmaz"