Haziran 1970
"Melez Prens" diye mırıldandı Lucius ellerini geçen hafta Severus'un düşürdüğü kitabın sayfalarında dolandırırken.
Ertesi sabah çok önemli bir O.W.L. sınavı olmasına rağmen sınavla alakası bile olmayan bir iksir kitabını okumakta ısrarcıydı.
Kitabın sayfalarına not alınmış kişisel hiçbir bilgi olmamasına rağmen onu okudukça sanki Snape'i daha iyi tanıyormuş gibi hissediyordu. Bu yüzden kitabı henüz sahibine iade etmemişti. Ayrıca küçük olanın kitabı nerede kaybettiğini bilmeden ortak salonu fellik fellik arayışını izlemek de çok keyifliydi.
Kitabı kapatıp yatmadan önce son bir haftadır sürekli kendine hatırlattığı cümleleri tekrar telkin etti Lucius.
Snape'i daha yakından tanımak gibi bir amacı yoktu. Sadece merakından kitabı elinde tutuyordu. Onu gördüğü an etkilenmemişti. Kendisi gibi bir safkan bir melezi, hem de erkek bir melezi, beğenemezdi. Yıllardan bu yana ailesinden öğrendiği gibi bu sapkınlıktı ve babası onu öldürürdü."Zaten ondan etkilendiğim falan yok" diye mırıldandı sarışın ama söylediğine kendisi de pek inanmış gibi değildi.
"Yine de Abraxas Malfoy'un öğretilerini tekrarlamaktan zarar gelmez"Kitabı geniş yatağının yanındaki komodinin çekmecesine koyarak ışığı kapattı ve yarınki büyü sınavını düşünerek uykuya daldı.
/* /* /*
"Hey Malfoy, sınavın nasıl geçti?"
Yanında Narcissa ile birlikte avluya yürürken onlarla alay etmek için koşarak yanlarına gelen Bellatrix ve Rodolphus'u gülümseyerek savuşturdu Lucius.
"Gayet iyiydi Lestrange, sorduğun için teşekkürler"
"Kucağında gezdirdiğin o kitap yüzünden çalışamamışsındır diye düşündüm" dedi Lestrange imalı bir şekilde bakarak.
"Eh biraz geri kalmama neden olmadı değil ama neyse ki benim en kötü notum bile senin geçen seneki notlarından iyi olacaktır, hmm?"
"Siktir git Malfoy"
Dört kişilik bir grup olarak kahkalar eşliğinde avluya çıkıp buldukları güzel bir yere oturdular.
"Sen çok sessiz kaldın Cissy, senin sınavın nasıldı?""İyiydi Lucius, ama yine de bunun daha başlangıç olması gözümü korkutmuyor değil"
"Dert etme sen zeki bir cad-"
Lucius avlunun karşı tarafından duyduğu bağırışlarla anında iltifatını yarıda keserek oturduğu yerde dikleşti.
"Ne oluyor orada?" diye sordu arkadaşlarına dönerek."Pff boşver ezik Potter ve köpekleri yine arıza çıkarıyorlardır" Rodolphus önemsemeyerek söyledi.
Sarışın kendini beğenmiş gülümsemesini takınarak ayağa kalktı ve yakalarını düzeltti.
"Hah! Burada benim gibi bir prefect varken arıza çıkarmak mı? Hiç sanmıyorum"Ağır adımlarla 4.sınıflarla arasındaki mesafeyi kapatırken oturduğu yerdeyken görüşünü engelleyen heykel de yavaşça bir sorun olmaktan çıkıyordu.
Yaklaştıkça bunun 'arıza çıkarmak'tan daha fazlası olduğunu anlaması çok uzun sürmedi. Düello yapıyorlardı, hem de hiç adil olmayan, bire karşı dört kişilik bir düello yapıyorlardı.
O aptal Gryffindor'ların uğraştıkları kişiyi fark etmesiyle öfkenin bütün vücuduna dolarak alnındaki damarı seğirtmesini somut bir şekilde hissetti Malfoy.
Hemen ayırmadan önce biraz gözlemleme fırsatı yakaladığında Severus'un dördüyle birden bana mısın demeden başa çıkabildiğini yüzünde gururlu bir şaşkınlıkla izledi.
Onun bu kadar güze- yani, yetenekli olduğunu bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco || Snucius
FanfictionSafkanlığı korumanın her şeyden önemli kabul edildiği kadim Malfoy ailesinin tek varisi Melez Prens'e aşık olursa ne olur? /* /* /* İlk Türkçe Snucius fanfiction'ı /* /* /*