truly, madly, deeply

643 48 222
                                    

Y/N: Biraz fluff, bolca drama.

30 Temmuz 1970

Severus utanarak önüne dönerken karşısındaki nefes kesici manzarayı biraz daha izledi. Burası öyle göz önünde bir yer değildi. Etrafı uzun ve sık ağaçların olduğu bir ormanla çevrelemişti. Ormanın bittiği yerde düz bir çimenlik alan başlıyordu ve o yemyeşil çimenler o kadar düzenli gözüküyordu ki. Ve en ortada ise bir göl duruyordu. Görüp görebileceğiniz en berrak su bu gölün içindeki olabilirdi. O kadar temizdi ki dibi görülebiliyordu.

"Buraya ben küçükken gelirdik" diyerek sessizliği bozdu Lucius. Ardından anlatmaya devam etti.
"Çok küçükken, daha bu safkan sorumluluklarının hiçbiri hayatımda yokken"

Bütün havayı ciğerlerine doldurmak istercesine bir nefes aldı Malfoy.
"Burayı çok severim ama burada hiç güzel anım yok. Bir tane yaratmak istiyorum"

Severus'a bakıp gülümsedikten sonra göle biraz daha yaklaşıp sepeti yere koydu. Sepetin kapağını açıp içinden çıkardığı piknik örtüsünü yere serdiğinde melez olan da ona yardım etmek için yanına gelmişti. Beraber sepetin içindekileri çıkarıp örtünün üzerine yerleştirdikten sonra sepetin dibine yerleştirilmiş bir şişe şarap ve şarap kadehleri Lucius'un gözüne çarptığında safkan kahkaha attı ve şimdilik onları bir kenara koydu.
"Madam Rosmerta gerçekten her şeyi düşünmüş"

"Hey şuna bak" dedi Snape sepetten son çıkardığı şeyi heyecanla gösterirken.

"O da ne?" diye sordu Lucius. Bu aletten Melez Prens'in odasında da gördüğüne emin gibiydi.

"Ah şey, bu bir radyo... Sanırım şöyle diyebiliriz: muggle müzik kutusu?"

Malfoy iğrenerek yüzünü buruştururken "Cidden bu kadar heyecanlandığın şey muggle müziği miydi?" diye sordu.

Severus fark etmeden yüzünü düşürürken radyoyu elinden bıraktı.
"İstemiyorsan kullanmayız tabii"

Onu mutsuz ettiğini fark eden safkan panikleyerek kendini siyah saçlının yanına atarken radyo denilen aleti eline aldı.
"Hayır, hayır! Merak ettim, hadi bana nasıl çalıştığını göster"

Snape gülümseyerek tekrar heyecanla radyoyu eline aldı.
"Bak buradan çalıştırıyorsun, sonra şunu çevirerek çeken bir frekans bulmaya çalışıyorsun. Burada biraz zor gerçi, bulabilir miyiz bilmiyorum"

Prensinin o müzik kutusuyla uğraşırkenki mutluluğunu aşkla bakarak izleyen Lucius suratında aptal bir gülümsemeyle örtünün üzerine uzandı. Severus hala doğru düzgün bir ses gelmeyen radyoyla uğraşırken onunda çekerek yanına yatırdı.

Melez utanarak gülümserken kolunu onun etrafına sarmış olan safkana iyice sokuldu. Şu an yaptığı şeye inanamıyordu ya da içinde bulundukları duruma, her şey... her şey o kadar olağanüstüydü ki bir an için rüyada olduğunu düşünmekten kendini alıkoyamadı.

Kulağına bir düzgün bir sunucu sesi dolduğunda panikle az önce geçtiği frekansa geri dönmeye çalıştı. Radyodan sonunda net bir ses yayılmaya başladığında bir 'oh' çekerek örtünün üzerine bıraktı ve bakışlarını sarışın olana çevirdi.

"Evet sayın dinleyiciler, herkese iyi günler dileriz! Sanıyorum ki hepimiz bugünün İngiltere'nin en sıcak günlerinden biri olduğunda hem fikiriz. Başka ne bu kadar sıcaktır biliyor musunuz? Evvet sevgili dinleyiciler, doğru bildiniz! Elbette aşktan bahsediyorum! Aşkı tatmış hangi insan onun içimizi ısıttığını reddedebilir ki? O zaman sıradaki şarkımız 'gerçekten, delicesine ve derinden' aşık olanlara gelsin!"

Draco || SnuciusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin