black madness

738 67 267
                                    

Haziran'ın ilerleyen günleri 1970

Lucius, çalar saatin rahatsız edici sesi başına saplandığında acı içinde gözlerini aralamaya çalıştı. Dün gece sadece tek bir sınavlarının kalmış olmasını kutlamak için bütün 5. sınıflar kendi ortak salonlarında eğlence düzenlemişlerdi. Gerçi büyük ihtimalle bu "kurallara uygun" düzenlenmesi gereken etkinliğe alkol karıştıran tek bina Slytherin'di. Baş ağrısı onu deli ettiği için tekrar gözlerini kapatıp el yordamıyla saati bularak duvara fırlattı. Ah, Salazar! Başının hiç bu kadar ağrıdığını hatırlamıyordu. Hadi ama o kadar çok içmemişti. Geçen haftalarda neredeyse aynı miktarda içmesine rağmen gayet bilinci yerindeydi ama şu an o geceden farklı olarak dün gecenin nasıl sonlandığını bile hatırlamıyordu.

Tekrar uykuya dalmaya çalışırken yanındaki birisinin üzerindeki örtüyü de çekiştirerek dönmesiyle zindanların rutubetli havası birden bütün vücudunu yaladı. Malfoy homurdanarak ince örtüyü üzerine çekmeye çalışırken beyni o esnada yap-boz parçalarını birleştirme fırsatı buldu.

Hasiktir!

Lucius baş ağrısı bile dinlemeden gözlerini açıp yatakta ani bir hareketle doğruldu. Ve yanında uzanan sarı saçlı kızın gerçek olup olmadığını anlamak için gözlerini ovuşturdu.

Hasiktir! Hasiktir! Hasiktir!

Bu kafa karıştırıcı durumdan uzaklaşıp kendini banyoya atmak için ayaklandığında farketmesi gereken son şey de kafasına dank etmiş oldu.
Çıplaktı.
Çıplaklardı.
İkisi de!

Sarışın panik bir şekilde dolabının kapağını açtı ve yataktakini uyandırmamaya çalışarak müthiş bir hızda giyindi. Bastonunu eline alıp odasından çıkıp gitmeden önce son bir kez hala uyuyan Narcissa'nın yüzüne baktı ve kapıyı sessizce çekerek oradan ayrıldı. Bunu isteyerek yapmış olamazdı. Ah, Yüce Merlin kesinlikle isteyerek yapmış olamazdı. Ne kadar sarhoş olursa olsun, ki o kadar sarhoş olması bile mümkün değildi. Manyak Black! Kim bilir ne dümenler çeviriyordu! Argh!

Lucius paranoyak düşünceleri içinde kafayı yemek üzereyken hızlı adımlarla köşeyi döndü. Ve tam dönmesiyle biriyle sertçe çarpışıp yeri boylaması bir oldu, üstüne düşen kitaplar da cabası.
"AH! ÖNÜNE BAKSA- aa Melez Prens. Bu saatte burada ne işin var?"

"Uff, dikkatli olsana Malfoy" diye sızlandı Snape. Dizlerinin üstünde doğrulmuş yere saçılan kitaplarını toplamaya çalışıyordu.
Karşısındaki safkan gergince birkaç kez başını arkasına çevirip sanki bir şeyleri kontrol ettikten sonra yüzünde tuhaf bir gülümsemeyle önüne dönüp meleze kitaplarını toplamada yardım etmeye başladı.
"Bana Lucius diyebilirsin" dedi ve tekrar arkasına baktı. Ardından daha önceki sorusunu tekrarladı.
"Ee bu saatte burada ne işin var?"

"Seni çalıştırmamı istemiştin hatırladın mı? Pazartesi günü iksir sınavınız var ve ben de bugün seni çalıştırmak için hazırlık yapıyordum"

"Oh evet, güzel, güzel" dedi Malfoy. O kadar öylesine bir tepki vermişti ki Snape onun anlayıp anlamadığından emin olamadı.

"Asıl senin gibi rahatına düşkün biri sabahın köründe ayakta ne yapıyor?"

"Okul için kurduğum alarmı kapatmayı unutmuşum"

İkili, her birinin elinde dörder kitapla ayağa kalktığında Severus odasına doğru ilerlemeye başladı ve Lucius da onu takip ediyordu.

"Vee neden alarmı kapatıp geri uyumadın?"

"Bazı beklenmedik durumlar vardı"

Snape anlamasa da fazla kurcalamak istemedi. Yatakhaneye geçip kendi odasına vardığında dirseğiyle kapı koluna bastırdı ve içeri girdi.

Draco || SnuciusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin