polyester

460 40 49
                                    

9 Ocak 1971

"Gerçekten ayrılmak mı istiyorsun?"

"Hayır elbette öyle bir şey istemiyorum Lucius!" çıkıştı Severus bu soru üzerine.
"Onun söylediklerine nasıl inanırsın?"

"O halde niye bir şey demedin?!" diye bağırdı Malfoy bu kez. Sinirleri o kadar yıpranmıştı ki bunu yapmak istemese bile sesi yükseliyordu.
"Niye senin beni sevmediğini ima ettiğinde Narcissa'nın yüzüne bakıp demedin bunları?!"

"Ayrılmak falan istemiyorum tamam mı?" diye bağırdı Snape bu kez. Ardından seslerin sürekli yükseldiğini farkedip asasını çıkardı ve sessizlik büyüsü yaptı.
"Ayrıca isteseydim bile bu seni sevmediğim anlamına gelmezdi!"

Yalan söyledi. Elbette ayrılmak istiyordu. Daha doğrusu bir istek değildi bu ama beyni ona bas bas bağırıyordu bunu yapması için. İstediği şey Lucius'tan ayrılmak falan değildi, sadece Black'in boyunduruğu altına girmemekti.

"Severus önünde iki tane apaçık seçenek var ve sen lafı dolandırıp duruyorsun!" diye gürledi Lucius yerden kalkıp sevgilisinin üzerine yürürken.

"Ne kadar basit bir şeymiş gibi konuşuyorsun ya!" dedi Snape. O da ayağa kalkıp safkana diklenmişti ve artık ikisi de apaçık bağırıyordu.
"Narcissa'nın sevgilisi olmaya dünden meraklıymışsın sanki, bir an bile itiraz etmedin!"

Lucius dudağını dişlerken öfkeyle soludu ve "Ya ne alakası var?" diye sordu.
"Sen içinde bulunduğumuz durumun farkında değil misin?! Ya biz bunu kabul edeceğiz ya da aramızdaki her şey bitecek. Arasında seçim yapamadığın şeye bak!"

"Bu şekilde olmak zorunda değil, başka bir yol-"

"SEVERUS BAŞKA YOLU YOK!"

Lucius'un haykırışı odanın ortasına bir bomba etkisiyle düştükten sonra, ikisi de bir süre konuşamadı. Narcissa'nın ektiği şüphe tohumları yavaş yavaş safkan oğlanın içinde büyümeye başlamıştı. Prens'i gerçekten bu anlaşmayı gururuna yediremeyip ondan ayrılmayı düşünüyordu. Üstelik onun için yaptığı onca şeyden sonra.

Odayı dolduran tek şey öfkeli soluk alıp verişleriyken Severus ürkekçe sevgilisine yaklaştı ve kollarını onun vücuduna doladı.
"Daha şimdiden bizi nasıl da parmağında oynatıyor görmüyor musun?"

"Tartışmamıza neden olan şey onun söyledikleri değil, senin davranışların Severus" dedi safkan soğuk bir tavırla. Severus yatışmış olabilirdi ama onun hala sinirli olduğu her halinden belliydi.

"Yapma Luc..." diye sızlandı Snape, elini sarışının yüzünde gezdirmeye başlamıştı.
"Sen benim kendimi açabildiğim, yanında gardımı indirebildiğim tek insansın" dedi. Parmaklarını onun kirpiklerinde sonra da dudaklarında gezdirmeye devam ederken sesi sanki bir bebeğe ninni söylermiş gibi yumuşak çıkıyordu.
"Ama... bu anlaşma denen şeyin mantıksız olduğunu sen de görmelisin. Biraz düşününce-"

Malfoy gözlerini devirip başını hayal kırıklığı içinde sallarken melez olan cümlesini yarıda kesmek zorunda kalmıştı. Önce burukça gülümsedi Lucius ve hemen ardından histerik bir kahkaha atıp "Ben senin için suç işledim Severus" dedi, gülmeye devam ederek.
"Hem de hiç düşünmeden. Ama ne var biliyor musun? Yine olsa yine yaparım. Konu sen olunca düşünmeyi bıraktığım için özür dilemeyeceğim"

Ardından Prens'ini yakasından tuttu ve gücünü kontrol edemeden arkasındaki duvarı kaplayan kitaplığa doğru fırlattı.

Severus sırtının tahtaya sertçe çarpmasıyla inlerken safkan ürkütücü bir şekilde yaklaştı ve kolunu kitaplığa koyduktan sonra boy farkından ötürü aşağı bakarak konuşmaya devam etti.
"Daha fazla seni ikna etmeye uğraşmayacağım, zaten kararını vemişsin gibi görünüyor" diye mırıldandı sarışın. İstemsizce gülmeye devam ediyordu ama içinde kopan fırtınayı tanrı biliyordu.

Draco || SnuciusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin