9

3.3K 186 81
                                    

Isabel-

Bella'yı odasına bıraktıktan sonra aşağı indim. Herkes aşağıda oturuyordu. Gittim Rebekah'ın yanına oturdum. Birden havadan bir kart indi.
Isabel Mikaelson yazıyordu üstünde. Oh! Demek zamanı gelmişti.

Klaus: O nedir?

Isabel: Bilmiyorum.

Açtım bir kart çıktı içinden.

Benden kurtulamazsın Isabel sana kalbin kadar yakınım.. Aptal velet! Savaşmayı da becerememişsin. Küçükken olduğu gibi işe yaramazsın!

Mary~

Mary istediğimi yapmıştı. İşte şimdi plan başlıyordu! Ağlamaya başladım. Rebekah yazılanları görmüştü. Bana kollarını sardı. Bu kadar sevgi ciddi manada çekilmezdi.

Rebekah: Korkma canım biz buradayız.

Klaus: Ne yazıyor!

Geldi ve kağıdı okudu. Ona gösterdiğim sahte anılardan dolayı benim yaptığımı anlamazsı imkansızdı. Geldi ve bana sarıldı. Kolları şefkatliydi.

Klaus: Bu sefer ben buradayım küçük kurdum.

İşte en önemli üç kelime. Onlar artık benim oyuncağım olacak.

Isabel: Çok Korkuyorum Baba.

Klaus bana daha sıkı sarıldı. Hayley daha yeni gelmişti. Nereye gitti ki?

Hayley: Kırıldım ama bensiz sarılma tch tch.

Hayley'de sarıldı. İşte şimdi istediğimi elde ediyordum. Yavaş yavaş onlara sarıldım.

Hope kenarda bizi izliyordu. İlgi odağı bendim ve bu onun hoşuna gitmemiş gibiydi. Sonunda bana sarılmayı bıraktıklarında göz yaşlarımı sildim. Göz yaşlarım çok değerli. Yaraları iyileştiriyor. Diğer özelliklerini daha çözemedim. Boşuna akıtamam.

Bella: Isabel bana tatlı yapsana.

Beni hemen şimdi öldürün. Atacağım kendimi bir yerden.

Klaus: Isabel tatlı mı yapıyor?

Bella: Aa hemde çok güzel yapar.

Kol: Duy da inanma!

Isabel: Git pastaneden al.

Bella yanıma geldi ve kolumu çekmeye başladı. Küçük bir çocuk gibi itiraz ediyordu. Ah sinir bozucu olduğu zamanları tutmuştu gene.

Bella: Nolur nolur Isabel lütfen lütfen.

Kolumu çektim. Sinirle üzerine bastırarak

Isabel: Hayır.

Bella: Bak sen Hayır dedin aklıma geldi bir keresinde Isabel'le ma-

Isabel: Tamam canım benim! Ne zıkkımlanmak istersin? Ne vereyim güzel arkadaşıma?

Bella: Ne kızıyorsun ya! Ağlayacağım şimdi.

Ağlayınca susmuyordu. Bebek gibi çıldıracağım.. Yapmacık bir şekilde Gülümsedim.

Isabel: Ne istersin Bell?

Ona en son Bell dediğimde Bıçaklarını eritmiştim. Bella yutkundu.

Bella: Şey söylerim ama bıçaklarımı eritme.

Kol: Masum köylü gibi kaldım şuan.

Isabel: Bella uzatmadan söyler misin?

Bella: Kelebek kurabiye ve muzlu pasta.

Isabel Mikaelson [Daughter Of Klaus Mikaelson] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin