26

1.4K 92 6
                                    


Isabel-

Isabel: Burda olduğunu biliyorum.. ve beni izlediğinide.

Ve dann! Elime bir mektup düştü.  Heyecanla açmaya başladım. İçinden çıkan bir resimdi.
Bir dakika BU CLAUDE'UN DÖVMESİ!
Yani onunla bir bağı var.

Bir dakika BU CLAUDE'UN DÖVMESİ!Yani onunla bir bağı var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hava aydınlanmak üzereydi. Pencereden atladım. Claude'un kokusunu bulamaya çalışarak ilerliyordum. Koku geliyordu.. fakat yeraltından...

Eğildim ve daha yakından kokladım. Gerçekten yer altından geliyordu.

Isabel: Ee yapacak bir şey yok.

Asfalta yumruk attım. Wow! Baya bi derin. Hafif bir ses oluşmuştu ama bu önemli değil. Taşları kenara ittim. Büyüylede toprakları itiyordum. Boyum kadar bir boşluk olduğunda çukura atladım. İşimi sağlam yaptığım için asfaltı düzelttim.

Toprakları büyüyle yok ediyordum. İlerlerken üstüne bastığım yer takırdadı. Demir bir kapıydı!
Kapıyı kaldırdım. Merdivenden aşağı indim.

Claude: Bende seni bekliyordum.

Isabel: Buna sevindim çünkü konuşacaklarımız var.

Saçıma ve üstüme bulaşan toprakları silkeledim fakat geçtiği söylenemezdi.

Claude: Dinliyorum.

Isabel: Dövmen, ne anlama geliyor?

Claude: Hiç bir anlama gelmiyor.

Peki.

Isabel: Meliodas'la arandaki bağlantı ne?!

Claude: Meliodas kim?

Isabel: Bilmiyormuş gibi davranma.

Bu sefer olaylara sakin yaklaşacağım.

Claude: Soruların çok manasız.

Isabel: Manasız mı! NEDEN ÖLÜNCE BENDE ÖLÜYORMUŞ GİBİ OLUYORUM!

Sakin ol sakin.

Isabel: Neden dövmen acıyınca benimde dövmem acıyor? Hiç merak etmedin mi?

Claude: Hayır.

Gerçekten mi? Şuan çok değişik hissediyorum. Çaresiz!

Claude'a bakarken gözüme bir şey takıldı. Kitaplığındaki kifapın yan tarafında onun dövmesi vardı.

Sinirlenmiş gibi Claude'un üstüne yürüdüm. Geri gitmeye başladı.

Isabeş: Tamam sen öyle diyorsan.

Ona sarıldım. Parmağımla kitaba dokundum ve tüm bilgilerin beynime aktığını hissettim.

Geri çekildim ve eve ışınlandım. Hava çoktan aydınlanmıştı. Yatağıma yattım ve kitabı okumaya başladım. Kitabı kopyalamıştım.

1 Saat Sonra-

İnanamıyorum! O bir haritaymış. Sorun şu ki o sembollerin ne anlama geldiği yazmıyor..
Tabii ya Davina!

Kokulardan anladığım kadarıyla kahvaltı hazırdı.
Aşağı indim. Neşeli ol, neşeli ol.

Isabel: Günaydın!

Klaus: Günaydın

Kol: Bu neşenizi neye borçluyuz?

Isabel: Hiç bir şeye.

Yerime oturdum.

Isabel: Davina kahvaltıdan sonra benimle büyü pratiği yapar mısın?

Davina: Tabi neden olmasın.

Kol: Bende gelicem.

Isabel: Üzgünüm Kol. Seni davet etmiyorum

Kol: Isabel biliyorum bana kızg-

Isabel: Hayır Kol kızgın değilim. Seni davet etmedim diye kızgın mı oluyorum?

Kol: Şey tabi haklısın.

Biliyorum.

Isabel: Anne, baba ve Hope bir gün birşeyler yapalım. Böyle düşman gibi aile olunmuyor maalesef.. Davina Kahvaltını bitirdiysen gidelim.

Davina: Nereye gideceğiz?

Isabel: Çok hoşuna gidecek bir yere.

Elini tuttum ve en eski cadı klisesine ışınladım.
(Selena mübarek)

Isabel Mikaelson [Daughter Of Klaus Mikaelson] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin