13

2.6K 169 54
                                    

Kol: Isabel sana kötü bir haberim var.

Klaus: Yine mi içtiniz! Yaşınız daha erken! Kol artık Isabel ve Hope'la görüşmeyeceksin!

Kol: NE! Hayır. Böyle birşey yapamazsın.

Klaus: Gerekirse zorla olur. Yöntemlerimi biliyorsun.

Ne hayır. Kol benim amcam. Tabiki sarhoş olmadım.

Isabel: Pardon! Buna karışamazsın.

Klaus: Nasıl karışamam?! BEN SENİN BABANIM!

Isabel: Öncelikle lütfen bağırmayı bırak. Babam olsan bile bana bağıramazsın.

Kol: Sen sarhoş değil miydin?

Isabel: Oradan bakınca , sarhoş olacak kadar amatör mü duruyorum?

Kol buruk bir gülümsemeyle baktı.

Isabel: Kol benim amcam. İstediğim zaman onla görüşebilirim. Ben 18 yaşında özgür biriyim. Değil mi babacığım?

Babam kaşlarını çatmıştı. Ne diyeceğini düşünüyordu...
Hope ise... bir dakika! Hope nerede!?

Isabel: Hope nerede?

Kol: Şurada olmalıydı.

Klaus: Birde Hope kayıp. MÜKEMMEL.

Kızlar tuvaletine bakacaktım. Gittim. Ama kimse yoktu.

Niye bunla uğraşıyorum. Yer bulma büyüsü var.

Suyla yapacaktım büyüyü.

Lavabonun tıpasını kapattım. Su dolmaya başladı.

Su yeteri kadar dolduğunda büyüyü fısıldamaya başladım.

-Beevede konrates polumal lowastik.

İşaret parmağımı kanattım ve suya damlattım.

- Beevede konrates polumal lowastik.

Her söylediğimde kan yayılıyordu.

- Beevede konrates polumal lowastik.

- Beevede konrates polumal lowastik.

Kan bir noktada toplanınca durdum.

Elimi suyun üstünde gezdirdim ve Nerede olduğu suyun üstünde yazmaya başladı.

Burası çok uzak bir yerdi kaçırılmış mı!?

Hemen fotoğrafını çektim ve tıpayı açtım. Tuvaletten dışarı çıktığımda babam ve Kol beni bekliyordu.

Yanlarına gittim.

Isabel: Galiba Hope kaçırılmış.

Klaus: Kimse bunu yapacak kadar güçlü veya cesaretli değil!

Kol: Galiba yine kaçtı.

Onlara çektiğim fotoğrafı gösterdim.

Kol: Hmm... Fikrimi değiştirdim. Kaçırılmış olabilir.

Klaus: Kol evdekilere haber ver. Bizde Isabel ile oraya gideceğiz.

Kol: Tamam.

Isabel: Arabayla çok vakit kaybederiz. Bizi oraya ışınlayacağım.

Çok heyecanlıyım. Bu büyüyü daha önce deneme fırsatım olmamıştı!

Babamın elini tuttum ve büyülü sözcüleri fısıldadım. Gözlerimi açtığımda hala aynı yerdeydik.

Ne!

Isabel: Baba gözlerini kapattın değil mi?

Babam yanımda yoktu. Yani ben onu ışınlamıştım. Ama kendim ışınlanmadım. Hemen gözlerimi kapattım... Açtığımda babam çoktan karşıda olan depo gibi yere girmişti. Bende hemen oraya gittim.

Isabel Mikaelson [Daughter Of Klaus Mikaelson] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin