7

3.7K 205 54
                                    

Isabel: Peki kabul.

Dudaklarım sinsi bir şekilde yana doğru kıvrıldı. Beni kendileri kovmak isteyecekler. Onlara neler neler edeceğim, herşey dar gelecek onlara.

Klaus: Harika. Hadi evimize gidelim.

Isabel: Siz gidin. Benim yapmam gereken işler var.

Kol: Ne işi?

Isabel: Seni ilgilendirmez!

Herkes uçaktan indi. Havalimanı biraz zarar görmüştü. Çokta umrumda değildi aslında.

Isabel: Yolculuğumuzu 1 hafta sonraya erteliyorum. Şimdilik Wasilewski Malikanesinde kalın.

X: Peki efendim siz nasıl isterseniz.

Kurt sürüsüne döndüm.

Isabel: Galiba tanışmamız gerek. Öncelikle söylemeliyim ki. Ben sizin alfanızım. Yani ben ne dersem o. Sizi ailem olarak görmemi istiyorsanız. Kurallarıma uyun ve Luna kim?

Lına: Benim Kraliçem.

Kahverengi gözlü, esmer zayıf bir kız vardı. Bana sırıtarak bakıyordu.

Isabel: Senden hoşlanmadım. Neyse.
Şimdi istediğiniz yerde kalın. İstediğinizi yapın. Sonuçta siz benim sürümsünüz kimse birşey diyemez. İstediğinizi yapmakta özgürsünüz.

Mikaelson Malikanesine gitmeliydim. Ama onlar şunu bilmeliki; Ben hiç bir zaman sözlerimi tam olarak tutmam. Eve geldiğimde. Herkes beni bekliyordu. Bu karşılama sanki biraz fazla gibiydi. Suratımı buruşturmamak için epey çaba gösteriyordum.

Klaus: Öncelikle birbirimizi tanıyalım.
Minik kurdum.

Isabel: Bana bir daha minik kurdum dersen-

Hope: Ne olur?

Isabel: Ölür.

Kol: Hadi canım yapamazsın! Baba katili mi olacaksın?

Belime yerleştirdiğim akmeşe kazığını Kol'un karnına fırlattım. Yani ölmezdi. Eğer ölürse şu an burada olması tamamiyle mucize olurdu.

Isabel: Belki önce amca katili olmalıyım. Ne dersiniz?

Kazığı çıkardım. Buna gerek yoktu. Yani, şimdilik.

Isabel: Arkadaşa uyanınca iletirsiniz. Bir daha ileri geri konuşursa ölür. Benim için değersiz varlıklarsınız. Nefes almanız bile beni rahatsız ediyor.

Hayley: Bize 2. Bir şans ver lütfen.

Güldüm.

Isabel: Ben 2. Şans asla vermem. Tıpkı doğduğumda bana verilmediği gibi.

Hayley: Başka çaremiz yoktu.

Sakin ol Isabel!

Sakin!

Sen güçsüz değilsin. Kendini kaybedenler güçsüzdür. Onların seni feda etmesi senin suçun değil.

Gülümsedim.

Isabel: Öyle mi? Freya gerçekten başka çözüm yolu yok muydu?

Freya gözlerini kaçırdı. Suçlu olan klasik biri her zaman gözlerini kaçırırdı.

Isabel: Peki benim yaşayıp , yaşamadığımı öğrenmek için herhangi bir araştırma yaptınız mı?

Klaus'un gözlerinden yaş gelmeye başladı. Haklı olduğumu biliyordu. Sadece aptal vicdanı unutsun diye beni araştırma lüftunda bile bulunmamıştı.

Isabel Mikaelson [Daughter Of Klaus Mikaelson] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin