(Asi'nin ağzından)
Biz günümüz sorunsuz geçti derken bu ne şimdi ya?! Hemen ayağa kalkıp "atlas ve toprak camın kenarına sipher alın barlas bizde senle kapının orda olcaz. Silahlarınızın emniyetini açın barlas hakan amcayı da ara" hepimiz yerlerimize geçmiş, olacak bir haraketi bekliyorduk. Hakan amca buraya koruma göndericeğini ve onlarla birlikte buraya geliceğini söylemişti. Yaklaşık 20 dakikadır bir hareket yoktu. Uyarı yada korkutmak amaçlı olarak da yapmış olabilirler dinleniyor olabilirdik telefonu çıkartıp CEHENNEM grubuna yazmaya başladım
Ben: atalas perdeyi kapat yavaşcaBest: tamam
Ben: şimdi ışık düğmesine en yakın kim?
Brom: benim
Ben: ışığı kapat toprak
Bende yavaşca orta sehbaya uzanıp televizyonu kapattım. Sonrasında rahatca ayağa kalktım
Benle bereber bizimkilerde kalkmıştı hepimiz 3lü koltuğa oturmuş elimzde silahla bekliyorduk. Sonra aklıma diğer odalar geldi barlasa bakarak "kalk diğer odalarında perdesini kapatalım" barlasla ilk benin odama girdik ikimizde de silah vardı. Paramağımuz tetikteydi. Gidip perdeyi kapattım. Bütün odaların perdesini kapattıktan sonra tam içeri girmiştik ki kapı vuruldu. Hepimiz ayakta bekliyorduk ben kapıya gitim delikten baktım ama karanlıktı. Sessizce Barlas kapının arkasına kapının yanında bulunan misafir odasından birine toprak birine de atlas girmişti. Plan eğer karşı taraftaki kişiyi tanımıyorsak bir şekilde içeri alıcaktım. O sırada bizimkiler çıkıp karşı tarafa silah doğruktacaktı. Kapı deliğinden bir kez daha baktım ama yine karanlıktı. "kim o?" karşı taraf ses vermek yerine yeniden kapıya vurdu. Kapıyı açıp güler bir yüzle "buyrun kime bakmıştınız?" karşımda 1.75 civarı bir adam duruyordu. Bişey demden direk elini beline atıp bir silah çıkarttı.
Korkmuş taklidi yapıp kekeleyerek "n-napıyorsunuz?!" dedim bi yandan da geri gidiyordum adamda üstüme doğru geliyordu. Ben adamı kapıdan içeri soktuğum anda bizimkiler çıkıp adama silah doğrulttu bende belimden silahımı çıkatıp adama doğrultmuştum. Adamın silahını elimdem alıp içeride bir sandalyeye oturttuk Barlas adamı bağlarken zil çalmıştı. Kapı deliğinden baktığımda hakan amca olduğunu gördüm. Kapıyı açıp hakan amcayı içeri aldım. Hakan amca içeri geçip adamın halini görünce sırıttı. Barlasa bakarak "olum çöz adamı" nE?! Hakan amca iyi değildi galiba o adam bize silah doğrultmuştu.
Hakan amcaya dönüp "hakan amca o adam kim bilmiyoruz bize silah doğrulttu nasıl bırakalım?" "çocuklar o adam benim adamım sizin napıcağınızı ölçmek için yaptık" toprak "ne yani hepsi oyun muydu?" atlas söze girerek "boncuk ta mı?!" hakan amca derin bir nefes alıp "hayır çocuklar boncuk oyun değildi onu araştırıyorum. Ama bu adam evet oyundu." derin bir defes alıp koltığa oturdum. Hakan amca "çocuklar bı yaptığınız tehlikeli ama zekiceydi. Düşmanınızı hafife almayın. Şimdi evin etrafında korumalar var. Bazısı sivil. Gelip gidenlere dikkat edicekler. Ama evinizi öğrenmişler ve böyle apartman dairesi şuan apatmandakiler için tehlikeli. O yüzden ben size bir villa ayarlicam en yakın zamanda. Şimdi gitmem gerek yarın akşam saat 8 de hazır olun yer altına iniceksiniz. "
İşte bu son cümle. Bu son cümle hepimizim sinsi bir sırıtış sergilemesine sebep oldu. Akşam hepimiz aynı evde kalma kararı aldık. Hem villa için hemde şuanda yani birlikteyken daha güçlüydük biz. Barlas ve toprağa misafir odalarını vermiştik. Yatağıma gidip düşünmeye başladım değişik bir gündü yorulmuştum. Zaten bunları düşünürken uyya kalmıştım.
Sabah herzamanki saatimizde kalmıştık. Atlas ile kahvaltı hazırlayıp baralas ve toprağı uyandırmaya gittik. Barkas ve toprağı uyandırıp kahvaltı masasına oturduk. Hepimiz düşünceliydik ama bi yandan da başarıcağımızı biliyorduk. Kahvaltıdan sonra hep beraber masayı toplamıştık.
Barals ve toprak üstünü giyinmeye gitmişti bizde üzerimizi değiştirmek için odalarımıza gittik. Ben üzerinde altın sarısı ile ejder işlenmiş askılı siyah bir crop altına da eskitilmiş yüksek bel bir kot şort giymiştim. Banyoya gidip makyaj yapmaya başladım. Yine herzmanki gibi eyeliner rimel ve kalem ile gözümü bitirmiştim ama bugün dudağima renk vermek istiyordum bordo bir likit mat ruj sürdüm. O sırada banyoya atlas girdi oda benle aynı kot şortu giymişti üstüne de ayın dönüm noktalarımı gösteren askılı bir crop giymişti oda artık eyeliner ı kendi çekebiliyordu. Atlas bu sefer benim taktiğimi kullanarak nude bir ruj üzeride de lipglos sürerek doğal bir görüntü yakalamıştı. Evden çıkıp erkekleri beklemehe başladık. Merdivenlerde otururken kapı açıldı ve bizimkiler çıktı. Toprak siyah yırtık pantolon beyaz tişört üstüne de siyah kareli bir gömlek giymişti. Barlas ise siyah bir kot pantolon kirli gri renginde bir tişört üstüne de kırmızı kareli bir gömlek gitmişti. Abi benim kankalarım miye bu kadar yakışıklı?
Toprak ve Barlas bize bakınca aynı anda kaşlarını çatmıştı. Toprak "güzel kardeşlerim acaba niye giyinmediniz?" atlas üzerine bakıp "giyindik ya?" demişti. Ah anlamamıştı tabi. Barlas "gidin üzerinize düzgün bişeyler giyin" onları tınlamayıp aşşağıya indik. Okula varmıştık. Dersin başlamasına 20 dakika falan vardı bizde kantinde oturup kahve içmeye başladık.O sırada ya ımaza Ceyda ve simge geldi. Simge beni kenara çekerken toprakla arama oturdu. BENİ ÇEKİP KARDEŞİMLE ARAMA OTURDU!! şimdi ben bu kızın saçlarını eline versem yeri midir? Ceyda da aynısını yapmıştı. İkimiz birden ayağa kalkıp sandalyelerimizin yere düşmesini sağladık. Simgeyi ensesinden tutup kafasını masaya vurdum. Abii denemenizi tavsiye ederim. Çok zevkli. Sonra ayağa kaldırıp bileğini çevirdim. Atlas da kızın bileğini çevirmişti. İkimiz aynı anda 3 deyip bileklerini kırdık. Şimdi diceksiniz daha geçen atlas kırmamış mıydı? Hayır o çıkartmış. Bildiğiniz kızın bileğini çıkartmış. Simge yerde bağırırken artık sabrım kalmamıştı. Sporcuların oturduğu masaya gidip "çorap var mı çorap?" dedim içlerinden birisi çantasından çıkartıp verdi. Simgenim yanına gidip sakince
"aç ağzını" dedim. Çünkü benim ne yapacağımı anlamış olacak ki ağızını kapatmıştı. "aç ağzını" dedim üstüne bastıra bastıra. Kafasını sallayınca "AÇ LAN AĞZINI!" Diye bağırdım. Ağzı ı açınca çorabı soktum. Oh bee rahatlamıştım.
Dersler sorunsuz geçerken okul bitmişti. Çıkışta spor saoluna gidip antrenman yapmaya başladık. Lapha tuttuk kum torbasına çalıştık falan. Ordan çıkınca atış poliganına gidip atış yaptık. Ama zaman çok hızlı geçmişti saat 7.30 olmuştu. Üzerimizi değiştirmek için eve gitsek yetişemedik. Gideceğimiz yeri biliyorduk buraya uzak değildi. Bizde direk oraya gidelim dedik. Düz ve boş yolda ilerlerken barlas aniden fren yaptı ve "takip ediyoruz!" dedi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İZLERİ
AdventureBu hikaye de açıklama yok! Oku ve gör... İşkence vardır rahatsız olan okumasın (sonraki bölümlerde) Devam edecek...