Gİ 16

59 5 0
                                    

( Asi'nin ağzından)

Atlas kapıya bakmak için gitmişti ama canımı sıkna bişeyler vardı. Barlas ve toprağa dönüp "ben atalsa bakıcam" dedim onlarda kafasıyla onayladılar. Yukarı çıktım birisi vardı am atlas değildi bu. Çünkü atlasın silahı yerdeydi. Belimden silahımı çıkartıp emniyetini açtım. Atlas yerde yatarken birsi onu kaldırmaya çalışıyordu. Arkası bana dönüktü. Yavaşca ve sessizce arkasıma gidip silahın namlusunu kafasına dayadım ve buz gibi bir sesle

"yakalandın kaldır ellerini" dedim. Adam yavaşca elini kaldırdı. Sonra yüzünü bana döndü. Bi anda silahımı turup ters çevirdi ve kendi eline aldı. Bu sefer o bana silah doğrultmuştu. Sol elimle silahı kenara çekip sağ dirseğimle dirseklerinin içine vurdum. Silah yere düşmüştü. Sonrasında bir diz attım. Arkamı dönüp "BARLAS TOPRAK" diye bağırdım. Önümü döndüğümde adam bana sağlam bir yumruk geçirdi. Dudağımın kenarında hissettipim sıvı ile sinirlenmiştim. Adamın kafasını tutup dizime art arada 3 defa vurdum adam yere düşmüştü. Tam ayağa kalkacakken barlas adamın kafasına silah dayadı adam yerde diz çökmüş Barlas da kafasıma silah dayıyor. Çok güzel bir görüntü. Adamı aşşağıda işkence ve adamları dövmek için ayırdığımız ses yalıtımlı bir odaya götürüp bağladık. Barlasa dönüp "kanka hakan amcayı ara ve yarın akşam saat 10 da bir toplantı yapmak istediğimizi söyle. Yeşil boncuğuda çağırsın."

Toprak "ne var aklında asi" "var bişeyler" diye yanıtladım onu. Hepimiz yukarıda odalarımıza çıkmıştık. Üzerime altında küçük pizzalar olan üstünde de I pizza yazan bir pijama takımı giydim. Üstümü değiştirip yatağa girmiştim ki kapı çaldı.
" geel"  atlas "kanka uyumuş muydun?" "yok kanka gel. Hayır mı noldu?" "kanka düşünüyorum da şu aşşadakini azcık hırpalasak mı?" aslında güzel fikirdi. "atlas yüyü git Barlas ve toprağı kaldır üstümü değiştiriyim bende o arada." üzerime gri bir eşofman altı üstüne askılı atlet onun üstüne de krem rengi bir hırka giydim.

Aşşağıya indiğimde bizimkiler hazırdı. "bakın işkence benim benim alanım adam benim" hepsi kafasını salladı. Aşşağıya inip adamın kafasından aşşağıya soğuk su döktüm. Adam anında uyandı. Titriyordu.
"eveeet şimdi sen bize kimin köpeği olduğunu söylüyorsun bizde sana güzel bir işkence yapıyoruz. Hadi bakalım. Öt!" adam yandan sırıtarak alayla bana baktı. Barlasa dönüp "iğneleri getir kardeşim" barlas iğneleri getirdiğinde atlasa "elinin bir tanesini açar mısın canım?" dedim atlas. Adamın bir eli serbest kalırken toprak adamın elini tuttu. "sakın bağırma yoksa bu bana daha çok zevk verir ve duramam. Senin iyiliğin için yani" adamın baş parmağını elime alıp tırnaklarının arasına iğne soktum. Adam bağırıyordu ÇOK zevkli birşeydi bu. Her parmağına bir iğne sokmuştum. Acısı dinip ağrıya dönüştüğününde "şimdi elini yumruk yap" yapmamıştı " cık cık ama senle ne anlaştık sözüme uyucaktın. Şimdi elini yumruk yapacaksın. YAPSANA LAN!!" adam yavaş yavaş elini yumruk yapıyordu bi yandan da bağırıyordu. Kol kaslarına sıkıca bakır tel bağladım ve ısıtmaya başladım tel ısındıkca adam çıklık atıyordu resmen. En son adamın dişlerini de sökünce adam acıdan bayıldı. Ama rahatlamıştım. Bizimkiler biraz şaşkın ama daha çok gururlu bir şekilde bana bakıyordu.

"hadi yataklara çok geç oldu. Yarın okul var." odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Ve kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

Sabah 7.30 da alarm çalınca kapatıp geri yattım. Sonra odama bir çıyaklayan kişi girdi "asii laaaağn kalksanaaa" "kızım al sesini ve git bu ne biçim ses ya?" "eğer kalkmazsan daha çok bağırırım." Atlasa söverek kalktım yüzümü yıkayıp dişerimi fırçaladım. Odama geri dönüp siyah beyaz çizgili gömlek yüksek bel kot bir şort giyip çıktım. Atlas da kiremiz renginde bir gömlek ve siyah kot şort gitmişti. Bu sabah biraz geç kalktığımızdan dolayı kalhvaltı yaşamamıştık yine eyeliner rimel ve lipglos sürüp az bir nakyaj yapmıştım atlas da benle aynı yapmıştı.

Kapıya açtığımızda karşımıza haki gömleği ve siyah kotu ile Barlas, buz mavisi gömlek ve siyah kotuyla toprak çıkmıştı. Bize bakıp sabır dilercesine kafalarını havaya kaldırdılar. Toprak

"sizin düzgün kıyafetiniz yok mu?" "toprak geç kalıcaz çekilin!" atlas beni kafasıyla onayladığında önümüzden çekilmişlerdi. Şirin teyzenin işimize yarar diye bıraktığı arabaya binip okula gittik. Kantinde oturmuş keyifle poaçamı ve kahvemi içerken Ceyda ve simge geldi , yine, ikisinin de kolu alçıdaydı ceyda "barlaaas sizin bu arkadaşlarınız var yaaağ
Dün bizim kolumuzu kırdığğ" ayağa kaltım kamtine dönüp "izninizle bu zamana kadat belki bir kaçınızın yapmak istediği şeyi yapıcam. Saygılar" diyip ceyda nın ağzına yumruğumu gelişine bir geçirdim.

Aman Allahım çok iyiydi. Simge ceydayı da alıp gitmişti. Dersler rutin bir şekilde geçerken okuldan çıkma saatimiz gelmişiti. Spor salonuna gidip ısınmaya başladık biraz kum torbasında oyalandıktan sonra atlasa "hadi gel maç yapalım" dedim oda "hay hay efendim hemen" dedi. Ringe çıkıp selamlaşmıştık. Birbirimize acımadan vuruyorduk. Yenen çıkamayınca maçı bırakıp. Ringten aşşağıya indik. Salondan çıkıp atış poliganına geldik. Biraz atış çalıştıktan sonra. Eve üzerimizi değiştirmek için gittik. Siyah deri bir pantalon ve deri bir büstiyer giydim. Atlas siyah yırtık kot pantolon üstüne de siyah dantelli bir büstiyer gitmişti. İkimize de siyah ağırlıklı bir göz makyajı yaptım. Ben bordo likit mat ruj sürdüm oda kırmızı sürmüştü. Aşşağıya indik Barlas ve toprak yine sinirli bakıyordu ama bu sefer ses çıkarmadılar.

Barlas adamı alıp geldi arabaya binip bizimkilere yapması gerekeni anlattım zaten biz bilerek geç gidiyorduk. İçeriye atlas ile ben önde giricektik barlas ve toprak adamı kollarından tutup içeri sokacaklardı. Sonra bi anda yere bırakacaklardı. Sonrası bendeydi. Toplantı yerine varınca içeri girdik. Herkes masaya oturmuş bizi bekliyordu. Toprak ve Barlas adamı bi anda bırakınca içimden işte sıra bende dedim.

" Ups! Düştü biraz hırpaladım da ben. Eveeet şimdi burda toplanma nedenimiz bu yerde yatam adam." adamın yanına gidip elimle gösterdim sesimi de buz gibi yapıp "bu köpeğin tasması kimde? Hangi beceriksiz sahip köpeğinim tasmasını tutamadı?" İçerindem birisi çıkıp "benim" dedi. Yakasında yeşik boncuk vardı. "sen şu Yeşil boncuk çetesinin başısın" adam kendini gururla kasıp "evet" dedi. Hepimiz bir masaya yaklaşıp. Adamın önünde durduk. "bu dörtlüye iyi bak hasan sönmez. Bu dörtlü senin ecelin olacak!" dedim. Belimdeki silahı çıkarttım topuğumla emniyetini açtım ve hasanın gözlenin içine baka baka adamının kafasına sıktım. "bizimle uğraşmaya götün yedi ki uğraştın. Sen şimdi ne diyor bu çömezler diyorsun ama. Şu yüzleri hafızana iyi kazı" atlası gösterip "kurşun" barlası gösterip "çelik" toprağı gösterip "hacker" be en son kendimi gösterip "ejder" dedim. "senin bulaştığın çete CEHENNEM ÇETESİ. Cehennem nedir? Ateş. Ateş napar? Yakar. Çok yaklaşmayın yanasınız. Ayağınızı denk alın" diyip arakamı dönüp yürümeye başladım. Bizimkiler de arkamdan geliyordu kafasına sıktığım adamın yanıma gelince hasana bakıp adamın üstüne basaarak geçtim. Geride şaşkın, korkmuş belkide sinirli birkaç kişi bırakmıştık. Ama umrumuzda değildi. Biz cehenmem çetesiydik. Yakardık...

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin