(Atlas'ın ağzından)
Yapamazdı,yapmazdı bizi böyle bırakıp gitmezdi daha neler yaşıcaz lan biz ben teyze olcaktım hayallerimiz vardı bizim yarıda bırakamazdık Cehennem Çetesinin sonu bu olamazdı.Barlas "Kanka yaşıyo"dedi dizime gömdüğüm yüzümü yüzüne çıkardım "N-ne" Toprak yanıma çöküp "Yaşıyo lan yaşıyo bırakmadı bizi" dedi ikisininde yüzüne aval aval bakıyordum sonra amaliyathanenin kapısı açıldı sedyede yatan Asi'yi görünce nefesim gitti sanki yanımızdan geçti uyuyan bedeni yoğun bakıma götürdüler kardeşimizi yine duvar girdi aramıza.
Yoğun bakımın kapısında bekliyorduk uyanmasını. Asi'nin başında olan doktor odadan çıktı ve yanımıza gelip konuşmaya başladı "Bakın gençler herşey ona bağlı eğer uyanırsa çok güzel olacak ama eğer uyanmazsa" derin bir nefes aldı ve devam etti "Arkadaşınıza veda etmeniz gerekebilir." tüm sevincimiz kursağımızda kalmıştı ne demek veda etmemiz gerekebilir.Toprak duyduklarıyla beraber koşmaya başladı Barlas da bana bakıp arkasından gitti bende cama doğru ilerledim ve konuştum "Kankam canım nasıl kıydılar sana nasıl yaktılar canını biz sana sarılmaya doyamazken elimizden alıyorlar seni, böyle gitme Asi böyle gitme nolur bizi sensiz bırakma sen gidince ben kime herşeyimi anlatıcam kiminle erkek kesicem ha kimin kucağına kıvrılıp ağlıycam kim göğüsüne yatırıp sevicek beni" olduğum yere çöktüm durduramadığım gözyaşlarımın akmasına izin verdim keşke gitmeseydik keşke yanlız bırakmasaydık onu o zaman bu hale gelmezdi,şuan biz herkese onları nasıl bitirdiğimizi gösteriyor olurduk yoğun bakım kapısında değil.
Omuzumda bir el hissettim ve kafamı kaldırdım "Noldu Barlas" "kanka toprağı biraz eve göndericem sende git ha" "hayır ben iyiyim sen git asıl kanka" "siz gelincede ben giderim hadi git bı duş al kendine gel" dedi ne kadar itraz etsemde kendimi arabada bulmuştum.Eve geldiğimizde her yer tertemizdi anlaşılan Hakan amca temizlemişti Toprakla hiç konuşmadan direk odalarımıza geçtik.Önce kendimi yatağa attım tavanı izledim bir süre sonra bı kırılma sesi geldi karşı odadan hızlıca odamdan çıktım ve Toprağın odasına daldım çerçeveyi yere atmıştı yatağın dibine çökmüş canı çıkarcasına ağlıyordu onu öyle görünce hemen yanına gittim ve kafasını göğüsüme gömdüm o da hiç itiraz etmeden kollarını belime sardı "Şşh geçicek ağlama" "Neresi geçicek Atlas ölüyo ÖLÜYO" daha şiddetli ağlamaya başlamıştı iyice kendime çektim onu "Ne ölmesi oğlum bırakır mı bizi o mal" dedim açıklı bir şekilde gülerek, kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı en derinine, inanmak istiyordu dediğimie güven vericesine baktïm ona "bırakmaz dimi" "bırakmaz o bırakırsa biz bırakmayız" dedim kafasını olumlu anlamda salladı,ellerimle gözyaşlarını sildim "ağlamak yok güçlü durucaz onlara istediklerini vermicez bizi bitiremicekler" dedim "İyiki varsın Atlas" burukça gülümsedim ve tekrar sardım kollarımı."Tamam bu kadar duygusallık yeter hadi önce duş alalım sonra da yemek yeriz" dedim kafasını salladı ayağa kalktım, elimi uzattım o da elimi tutup yerden kalktı ve banyosuna doğru ilerledi bende odasından çıkıp tekrar odama döndüm ve banyoya girdim.
Kendimi soğuk suyun altına bırkatığımda bedenim irkilsede çıkmadım sudan az önce ki güçlü halimden eser kalmamıştı ağlıyordum yine, şimdi çok daha iyi anlıyorum sevdiğin birine birşey olursa seninde ne kadar canının yandığını suyla beraber akan gözyaşlarım dinmek bilmiyordu gerçi dindirmek isteyende yoktu.Duştan çıkmıştım altıma siyah tayt üzerimede haki renkte uzun bir sweatshirt giyinmiştim sonra da saçlarımı kurutmuş çantamı alarak odadan ayrılmıştım.
Merdivenin başında Toprakla karşılaştımsaçları dağınıktı üzerinde siyah sweatshirt altında yine siyah eşofman vardı ağladığı ise çok belliydi ağzını araladı ve konuştu "Atlas ben aç değilim yemesek olur mu?" zaten bende aç değildim şu halde yemek düşünemezdim "bende aç değilim zaten hadi hastaneye geçelim" dedim kafasıyla beni onayladı ve merdivenden inmeye başladı bende arkasından.
Hastaneye geldikten sonra direk Asi'nin yanına gitmiştik ve Barlas'ı eve göndermiştik yoğun bakım camından içeriyi izliyorduk sonra bir öksürük sesi geldi arkadamızı döndük karşımızda Simge,Ceyda,Buğra ve Selin duruyordu Buğra öne çıkıp "Geçmiş olsun" dedi diğerleri de sırayla geçmiş olsun dedikten sonra Simge Toprağın yanına gelmiş ve kollarını boynuna dolamıştı her ne kadar şuan Asi burda olmasada ben vardım ve üzgünüm diye de kıskanmayı bırakamazdım Simgenin kolunu sıkarak ayrılmalarını sağladım sonra da tek kaşımı kaldırıp "Hayırdır?" dedim "D-destek olmak içindi" "Senin desteğine ihtiyacı yok" dedim ve elimle asansörü gösterdim "Hadi sizle uğraşamam geldiğiniz gibi gidin" dedim simge tam ağzını açacakken Buğra kolundan tutup onu asansöre doğru ittirmişti sonra da geldikleri gibi gittiler.
Koltukta oturuyordum telefonumu çıkarıp CEHENNEM grubuna yazmaya başladım
Ben:Barlas knk evdesin dimi
Barloo: Evdeydim knk
Topram: Evdeydim derken
Ben: Ayn
Barloo: Babam çağırdı yanına gidiyom şimdi
Ben: niye çağırdı ki
Barloo: bilmiyorum gidince öğrencem bende
Topram: bizede haber vermeyi unutma knk
Barloo:Tmm merak etmeyin
Gruptan çıktım ve uzum bekleyişe devam ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İZLERİ
AdventureBu hikaye de açıklama yok! Oku ve gör... İşkence vardır rahatsız olan okumasın (sonraki bölümlerde) Devam edecek...