0.6

2.3K 278 129
                                    

"İstediğin kadar kaçabilirsin ama ben senin arkandayım, biliyorsun bunu değil mi Seung?"

Seungmin dün olan şeylerden sonra Hyunjin ile asla konuşmamaya başlamıştı. Önceden konuşuyordu en azından, onu aşağılasa ve gitmesini söylese bile görmezden gelmiyordu.

Şimdiyse daha kötüydü. Hyunjin üzülse bile Seungmin'in böyle davranmasının iyi olduğunu düşünüyordu. Şimdiye kadar pes etmemişti, ve Seungmin'de gözle görülür bir gelişme vardı. Ne kadar dili herkesten nefret ettiğini söylese de, kalbi bazı kişiler için hâlâ açıktı.

Hyunjin de orada olduğunu biliyordu, farkındaydı.

Bunu bilmeyen tek kişi Seungmin'di. Hyunjin'e de göstermek düşerdi.

"Çok tatlı yürüyorsun." Aralarında mesafe olduğu için biraz sesini yükseltmişti Hyunjin.

Seungmin ise yanından geçen tek tük insanları fark edince sinirlenip arkasına dönmüştü. "Peşimden gelmeyi kes."

"Evim bu tarafta. Hatta aynı mahalledeyiz, hatırlıyor musun?"

Seungmin daha da sinirlenmemek için hızlı hızlı yürümeye karar verdi. Aptal Hyunjin, dün yaptığı şeyi açıklamadan peşinde gezmişti tüm gün. Amacı neydi?

Sonunda evine yaklaştığında hâlâ arkasından gelen Hyunjin bir şey dememişti. Fakat Seungmin dün o yakınlık aklına geldikçe kuduracak gibi oluyordu. Hyunjin'in derdi neydi, bilmek istiyordu

Daha önce hiç böyle yapmamıştı.

Koşarak yanına yetişti Hyunjin. Kendisinden uzaklaşan çocuğu fark edince gülümsedi. "Benden bu kadar uzak durman gerek yok. Sonuçta dün ne kadar yakınlaşabileceğimizi deneyimledik."

Seungmin duyduğu şeyle kızarıp gülümseyen Hyunjin'e baktı. "Senin derdin ne?! Daha önce hiç böyle bir şey yapmazdın. Neden... O kadar yakınlık..."

"Seungminnie kızarınca çok tatlı oluyor."

"Seungminnie seni gebertecek şimdi! Gerizekalı!"

Seungmin hızlıca Hyunjin'i geride bırakıp evinin merdivenlerinden çıkmaya başladı. Tabii, yine Hyunjin'in sesini duymuştu.

"Dün daha tatlıydın. Hızlı nefeslerin de çok tatlıydı, pembe yanakların da."

Gülerek son sözünü söyleyip kaçıyordu.

Salak Hyunjin.

××××

hwaaa99
hey
nasılsın

_kimseungm
bilmem

hwaaa99
ciddi misin seungmin?
bugün hyunjin'e çok uzaktın
iyisin değil mi?
eğer seni rahatsız hissettirdiyse onunla konuşabilirim

_kimseungm
senin derdin zaten onunla yakınlaşmam
böyle olursa misantropim bitecek sanıyorsun

hwaaa99
sanmıyorum
biliyorum
dedim ya sana
ben de yaşadım bunu
ama geçti seungmin
ailenin hatasını başkalarına yükleme

_kimseungm
yine bir halt bilmeden konuşuyorsun
beni nereden tanıyorsun ki sen
hakkımda en ufak bir şey bildiğinden şüpheliyim

hwaaa99
biliyorum ama
seni çok seviyorum
sana değer veriyorum
bu şeyden kurtulmanın istiyorum seungmin
nolur sanki birilerine izin versen
söz veriyorum sana
en ufak bir şeyde hayatından çıkıp giderim
lütfen
hyunjin'e de bana da izin ver

_kimseungm
yarın
tek bir şansın var
karşıma çık
yoksa sana güvenemem
[görüldü, 19.57]

××××

"Olmuyor. Ne yapsam izin vermiyor bana."

Chan kardeşinin sırtını sıvazladı. "Biraz daha zamana ihtiyacı var sadece. O da anlamıştır eminim ki. Dün o kadar yakınlıktan sonra seni itmedi bile."

Hyunjin dolu gözlerle Chan'a baktı. "İtti."

"Onu biliyorsun Hyunjin. Gerçekten kurtulmak isteseydi sana tokat bile atardı. Ama yapmadı."

Hyunjin bakışları yerde dolaşırken düşünüyordu. Seungmin'e acı veren o şeyden kurtulması için 0zerşne gidiyordu. Doğru muydu bilmiyordu fakat kendisinde işe yaramıştı. Chan hyungu güven sağlandıktan sonra misantropisi yavaş yavaş yok olmuştu.

Gözünden tekrar yaşlar akarken hıçkırdı. "Asla bana izin vermeyecek."

Chan küçük kardeşinin gözyaşlarına dayanamadı ve kollarını sardı ona. Kafasını omzuna yasladı, saçlarını okşadı. "Verecek. Belki, bu sefer ben de yardımcı olmalıyım. Hm?"

Hyunjin ağlarken kafasını salladı. Seungmin'in bundan kurtulmasını istiyordu. Eskisi gibi onu sevmesini istiyordu.

Çok istiyordu işte.

______

Bölüm sonu.

Ah bebeklerim ya ben ne yapayım sizi :(

misanthrope, hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin