1.0

2.2K 270 252
                                    

"Çok özledin değil mi beni?"

Seungmin her zamanki gibi davranan Hyunjin'e göz devirdi küçük tebessümüyle. "Çok."

Hyunjin keyiflenerek alışkanlık edindiği gibi dirseğini masaya, yüzünü de eline yasladı ve iç çekti. "Ben de özledim."

"Ne güzel."

"Duygusuz musun? Özledim diyorum."

Seungmin ilk kez gülmemek için kendini zor tuttuğunu hissetti. "Görüyorsun ya işte. Nasıl özlemmiş bu?"

"Hayır, göremiyorum. Çok özledim onu."

Seungmin yemeğiyle oynarken Hyunjin'e baktı. "Onu? Ben buradayım Hyunjin."

"Senden bahsetmiyorum ki ben. Benim paytak Pingu'mdan bahsediyorum. Onsuz hiç çekilmiyor geceler." Dudak büzüp masaya yatırdı kafasını uzun olan, kısa olanın tuhaf bakışları eşliğinde.

"Madem bu kadar seviyordun onu, niye verdin bana? İstersen geri verebilirim."

"Tamam ama karşılığında bir şey daha isterim."

"Zaten sana bir şey verecek olan beni-"

"Şşşt. Beni dinle." Masaya biraz daha yaklaşıp Seungmin'i de omzundan tuttu ve ortaya yaklaştırdı. "Her gece size gelsem de birlikte uyusak olmaz mı?"

Seungmin duyduğu cümleyle geri çekilip Hyunjin'e kötü bakışlar atarak yemeğini yemeye devam etti.

"Bu bir 'hayır' mı yani?"

" 'Evet' gibi mi duruyor?"

Hyunjin omuz silkti ve Seungmin'in masanın üzerindeki parmaklarıyla oynamaya başladı. "Bana sert davranma artık."

"Sert davranış şeklimin bu olduğunu mu düşünüyorsun sen?"

"Hmhm.."

"Yanılıyorsun o zaman. Bu benim..."

Sevgimi gösteriş şeklim, diye düşündü Seungmin. Fakat o an bunu söylemek istemedi.

"Bu senin, ne?"

"Bu benim Hwang Hyunjin için olan özel tavrım."

"Yalnızca benim için tsunderecilik oynuyorsunuz, çok teşekkür ederim Sayın Kim."

"Rica ederim Sayın Hwang."

Hyunjin gülümseyerek Seungmin'i izlemeye devam ederken, Seungmin'in aklına bir şey takıldı. "Niye yemek yemiyorsun sen?"

"Çok sıra vardı, ölmek istemedim."

"Hyunjin... Al, ye benimkini. Ben doydum zaten, çöpe gitmesin." Yemek tepsisini Hyunjin'in önüne itti. Gerçekten doymuştu, yalan değildi. Fakat Hyunjin'in buna inanmayacağını da tahmin etmeliydi.

"Alnımda 'euyi' mi yazıyor?"

Seungmin gözlerini kırpıştırıp anlamadığı için yaklaştı Hyunjin'e. "Ne?"

"Anlımda 'euyi' mi yazıyor diyorum?"

"O ne demek Hyunjin?"

"En Ufak Yalana İnanır? Keriz diyecektim de kaba olmak istemedim."

Seungmin Hyunjin'in 'kaba olmamasına' gülerek kafasını salladı. "Ye şu yemeği. Gerçekten aç değilim."

"İyi ama beni beklemen lazım."

"Neden?"

"Kütüphaneye bensiz gitmeyi düşünmüyorsun değil mi?"

"Tam olarak onu düşünüyordum."

misanthrope, hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin