"Neden yerinde hoplayıp zıplayıp duruyorsun acaba? İnsanlar bakıyor."
"İnsanlar umurumda değil. Seungminnie'nin evine gidiyorum. Zıplamak için bayağı yeterli bir sebep."
Seungmin yüzünü ekşiterek cebinden ev anahtarını çıkardı. "Bir daha bana öyle isimler takma Hwang Hyunjin."
"Nasıl istersen yavrum, takmam."
"Tch," Gözlerini devirerek anahtarını girişin yanındaki sehpaya bıraktı ve ayakkabısını çıkararak eve girdi Seungmin. Hyunjin de peşinden gelirken ilk kez geldiği evi inceliyordu bir yandan. Duvarda asılı olan birkaç tanıdık tabloyu görünce gülümsedi. Hatırlıyordu her birini az çok.
"Niye duruyorsun öyle? Gel de yardım et."
Hyunjin Seungmin'in sesiyle uyanarak mutfak olduğunu düşündüğü yere gitti. Seungmin ona dik bakışlar atarken mırıldandı. "Kendime ramen yapıyordum, aç kalmaman için tost makinesini çıkarıyorum Hyunjin."
Hyunjin gülerek okul formasının kollarını sıyırdı. "Neye yardım etmeliyim?"
"Önce gidip ellerini yıka. Karşıda lavabo."
Kafasını sallayıp giden Hyunjin'in arkasından baktı Seungmin. Uzun süre sonra ilk kez bir arkadaşı evine geliyordu. Biraz heyecanlıydı.
Üstelik bu arkadaş Hyunjin olunca, daha tuhaftı. Üç gün önce Hyunjin'in kendisine bir şeyler hissettiğini öğrenmiş biri olarak onunla birlikte kalmanın akıl kârı olup olmadığını sorgulasa bile, uzun olanın yüzündeki gülüş onu gülümsettiğinden boşvermeye karar vermişti.
"Şef Seung! Dediğinizi yaptım."
Isınan tost makinesine kestiği ekmeği yerleştirdi Seungmin. "Ben malzemeleri keserken sen de tost makinesini bastır."
Hyunjin kafasını sallayarak Seungmin'in hazırladığı tost makinesinin başına geçti.
"Neli seviyorsun tostu?"
"Sen neli seviyorsun?"
"Hyunjin. Benim sevdiğim şekilde yemek zorunda değilsin."
"Soruyorum sadece, cevap versene."
"Kaşarlı."
"Ben de kaşarlı o zaman."
"Hyunjin!"
"Ne? Kaşarlı seviyorum zaten."
Seungmin oflayarak kaşarı kesmeye başladı. Hyunjin'in karışık tost sevdiğini biliyordu, kantinde hep karışık alırdı. Bana fazla malzeme çıkarmamak için öyle dedi, diye düşündü.
Hyunjin'le olan kısa atışmalardan sonra sonunda mutfaktan çıkabilmişlerdi. Hyunjin elindeki tabakla Seungmin'in peşinden giderken ayağının halıya takılmasıyla yeri boylayan tostuna üzgün gözlerle baktı.
"Seungmin.. Tostum öldü..."
"Ne?" Seungmin arkasını dönüp bir parkedeki tosta bir de tostunu inceleyen Hyunjin'e baktı.
Yanına gelerek omzuna dokundu. "Nasıl becerdin bunu?"
"Ayağım takıldı.."
"Tamam, geç içeri benimkini ye. Ben kendime yapayım."
"Olmaz."
"Niye olmazmış?"
"Ekmek bitti."
"Ekmek mi bitti?" Seungmin çoktan çattığo kaşlarını düzeltip mutfağa göz attı Hyunjin'in omzundan beri. Sona kalan ekmeği kullanmışlardı. "Doğru..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
misanthrope, hyunmin ✓
Fanfiction"Konuşmamaya yemin falan mı ettin?!" "Tek istediğim beni yalnız bırakman!" "Bu yüzden her gün rutin olarak sana geliyorum bebeğim." Seungmin karnının yamulduğunu hissederken yüzünü ekşitti. "Midemi bulandırıyorsun." "Sen de aklımı." "Ne?" "Dersim...