"Özür dilerim."
Hyunjin gözyaşlarıyla birlikte gülümseyerek karşısındaki Seungmin'e baktı. Dibinde durduğu uçuruma yakınlaşırken hâlâ gülümsüyordu.
"Yapma!" Seungmin elini Hyunjin'e uzatarak bağırdı. "Yapma Hyunjin! Elimi tut, buraya gel!"
"Özür dilerim Seungmin."
Seungmin'in gözleri Hyunjin'in uçuruma yaklaşan ayaklarına takıldı. Korkuyla bağırdı tekrar. "Yapma!"
Dolan gözlerini silmeye çalışarak Hyunjin'e yaklaştı. Tutması için uzattığı elini daha da yakınlaştırdı. "Tut elimi Hyunjin. Gitme..."
Hyunjin gülümsemesini silerek elini uzattı ve mırıldandı. "Gidiyorum," Gözlerini Seungmin'in korkulu gözlerine çıkardı. "Ve bu senin hatan."
Seungmin Hyunjin'in elini tuttu.
Tuttu fakat Hyunjin birden yok oldu.
Ellerinin arasında kaybolan ellere baktı Seungmin.
Hyunjin gitmişti.
Ve hepsi onun suçuydu.
××××
Seungmin nefes nefese doğruldu yatağından. Gözlerini gri odada gezdirdi. Yanındaki komidinde duran su şişesini açtı ve içmeye çalıştı.
Bu nasıl bir rüyaydı böyle?
Su yüzünden ıslanmış dudağını yalayıp şişenin kapağını kapattı ve yerine koydu.
Bir süre boş boş baktığı yorganı üstünden atıp banyoya yöneldi. İşlerini hallettikten sonra hazır ramenlerden iki paket çıkarıp sıcak su ile tencereye koydu. Tencerenin kapağını kapatıp olmalarını bekledi. Tadı böyle daha güzel geliyordu.
Evet, sabah sabah hazır ramen yiyecekti.
Annesi ve babası boşandığı için, annesi de yurt dışında olduğu için babasıyla kalıyordu fakat o da bir süreliğine iş için şehir dışına çıkmak zorunda kalmıştı. Abisi de üniversite yurdunda kaldığından Seungmin iki haftadır tek başına idare ediyordu. Yemekleri de kendisi yapmak zorundaydı.
Sadece iki hafta, diye düşündü. İki hafta daha sabretmem gerek o kadar.
İnsanları pek sevmese de, babası ve abisi onun için apayrıydı. Çok göstermemeyi tercih etse bile babasının dönmesine sevineceğini biliyordu.
Ramenleri ocaktan aldı ve kaseye koyup yemeye başladı. Ev çok sessiz olduğu için yemek yerken aklı rüyasına gidip geliyordu.
Hyunjin'in gitmesinden neden bu kadar çok korkmuştu? Zaten gitmesini istemiyor muydu?
İstemiyorum...
Aklından geçen cümle fark etmesini sağladı.
Gerçekten de Hyunjin'in gitmesini istemiyordu.
××××
"Hyunjin evde mi?"
Ağzından zorla çıkan cümle ile sarı saçlı Chan ile bakışırken gülümsemeye çalışıyordu Seungmin.
Neden bu kapının önünde durduğunu bilmiyordu, üstelik Chan'ın bakışları da hiç yardımcı olmuyordu.
Beni anlatmış olmalı abisine, diye düşündü. Yoksa neden böyle baksın ki bana?
"Evde."
Seungmin tekrar ağzını açacaktı ki Chan onu durdurdu. "Neden soruyorsun?"
Kesinlikle anlatmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
misanthrope, hyunmin ✓
Fanfiction"Konuşmamaya yemin falan mı ettin?!" "Tek istediğim beni yalnız bırakman!" "Bu yüzden her gün rutin olarak sana geliyorum bebeğim." Seungmin karnının yamulduğunu hissederken yüzünü ekşitti. "Midemi bulandırıyorsun." "Sen de aklımı." "Ne?" "Dersim...