31- ESKİLER

79.6K 4.7K 3.7K
                                    

Sabah uyandığımda yanımda Sedat'ı hissetmek güne güzel başlamamı sağlamıştı, hafta sonları acil bir şey olmadığı sürece işe gitmiyordu. Ve bugün yeni bir bakıcı gelecekti.

O kadını işten çıkarmıştık sonunda, ablasının ısrarlarını saymazsak kolay bir şekilde çıkıp gitmişti hayatımızdan. Tabi ki o giderken arkasından gururlu bir gülüş atmak benim için her şeye değerdi.

Bugün gelecek olan bakıcı da elli yaşlarında bir teyzeydi. Kimsesi yoktu, ama oldukça temiz biriydi. Sedat ona fazladan para da verecekti, daha doğrusu maaşın normali o diyerek onun gururunu kırmadan yardımcı olacaktı.

Dolaptan aldığım elmayı yerken, içeriden Elif'in sesleri geliyordu. Sedat onun altını değiştirecekti. Bende mamasını hazırlamıştım. Zil çaldığında bakıcı kadının geldiğini anlayıp kapıya doğru gittim.

Elmamdan bir ısırık daha alıp kapıyı açtım, karşımda aşırı tatlı bir kadın duruyordu. Bildiğin hababam sınıfında ki hafize ana gibiydi. Elmamı çiğnerken gülümsedim.

"Hoşgeldin teyze." dediğimde öyle bir gülümsedi ki, içim sıcacık oldu.

"Hoşbulduk oğlum, baban evde mi?" diye sordu. Muhtemelen benden haberi yoktu. Kafamı salladım.

"İçerde." dediğimde kapıyı açtım, o sırada gömleğinin kollarını hafifçe katlamış olan Sedat Elif'in odasından çıktı. Kapıya kafasını eğip baktı ve ardından gülümsedi.

"Hoşgeldin abla." dediğinde kadın Sedat'a da gülümsedi ve içeri girdi. Direkt çantasını çıkarırken Sedat'a hoşbulduk dedi. Çantasını çıkarıp vestiyere astı ve ardından dönüp bana baktı. Daha sonra Sedat'a baktı.

"Ben çocuk bakılacak deyince küçük bir şey sandım, bildiğin koskoca delikanlı olmuş bu." dedi gülümseyerek.

Umursamadan bir ısırık daha aldım. Hangi birine o benim babam ya da abim değil, kocam diyecektim ki.

"Yok abla ona bakmayacaksın, kızım içeride. İki yaşında." dediğinde kadının ağzından bir nida dökülüp gülümsedi.

"Ay bende bu tatlı oğlan sandım." dedi ve içeri doğru yürüdü. Kapının arkasından Elif'e bakıp gülümsedi.

Hep beraber içeri geçtik, çalışma süresini ve neler yapılacağını konuştu. Ardından teyze hemen işe başladı. Sedat ile beraber kapının önüne çıktık.

"Beğendin mi?" diye sorduğunda kafamı salladım. "Çok tatlı." dedim.

"İyi bari, yoksa sana bakıcı dayanmaz." dediğinde sigarasından bir duman daha aldı. Sigarasını bakıyordum.

"Bende içebilir miyim?" diye sordum, kısık gözlerini bana çevirdi. Daha önce hiç içmemiştim. Bana kızacağını düşünsem de birkaç saniye bakıp elinde tuttuğu sigarayı bana doğru uzattı. Gözlerinin içine ciddi misin der gibi baktım. Ardından dudaklarımı sigaraya yaklaştırıp derin bir nefes aldım, aynı saniye boğazıma giren acı duman ile öksürmeye başladım.

"Nasılmış?" diye sordu elini sırtıma koyup hafifçe patpatkarken. Öksürüklerim azalırken yüzüne baktım.

"Bok gibi." dediğimde kafasını sallayıp sigarasını içmeye devam etti. Ardından bitmiş olan sigarayı kenara attı.

"Benim işim var, sen içeri gir yavrum. Yirmi dakikaya gelirim." dediğinde kafamı salladım. Gitmek için ısrar etmedim çünkü gidilebilecek bir yer olsa beni götürürdü zaten.

Yanağımı okşayıp cebinden tesbihini çıkarıp yürümeye başladı. Bende biraz onu izleyip içeri girdim. Gülsüm teyze hem mutfakta yemek hazırlıyor hem de Elif ile ilgileniyordu. Yanına gidip rahat yemek hazırlasın diye Elif'i kucağıma aldım.

"Hadi bakalım neler vaar." diye sanki beni anlamıyormuş gibi konuşurken ilk kendi odasında ki şeyleri gösterdim. Ardından bizim odamıza geçtim.

"Bakalım bakalım..." diye mırıldanırken ilk dolabı açtım ve Sedat'ın gömleğini gösterdim. "Bak bu babanın gömleği..." dedim ona biraz tanıtıp. Ardından kapattım ve çekmeceye ilerledim. Küçük kutuyu elime aldım.

"Bak bu daaa-" elimde ki prezervatif kutusuna bakınca gözlerimi büyülttüm. Ardından yanında ki kayganlaştırıcı kreme baktım. Kutuyu hızla bırakıp çekmeceyi kapattım. Elif'e döndüğümde uyandığımı hissettim.

"Bunları unut tamam mı..." dedim endişe ile.

Büyük bir şok ile koltuğa doğru giderken, bunları Sedat'ın yeni aldığını biliyordum. Eskiden kalan bir şey de olamazdı çünkü herşey atılmıştı.

Ben üzerimde ki şoku atmaya çalışırken, Gülsüm teyze yemekleri bitirip kucağımdan aldı kızı. Ben tırnaklarımı kemirmeye başlamışken Sedat geldi içeri. İçeri giren ağır abiye bakıp yutkundum.

Beraber yemeğe geçtikten sonra teyze ile beraber yemekleri yedik, o da Elif'i yatırıp evine gitti.

Odaya ilerlediğimde gözüm o çekmeceye takılınca alt tarafıma pompalanan kan ile bakışlarımı çevirdim ve dolaba gidip pijamalarımı giyindim. Sedat'da dışarda bir sigara içip geldi.

O üzerini tamamen çıkarırken ben sadece pijamamın altıyla duruyordum. Ben uzanmışken Sedat baksırı ile kalıp yanıma geldi ve o da uzandı. Anında ona sarıldım. O saçlarımı öperken ikimizin de uykusu yok gibiydi. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda bir şey düşünüyor gibiydi. Uzanıp dudaklarından öptüm. Bakışlarını bana çevirip o da dudaklarımı emdi. Ardından gözlerini bana çevirdi.

"Sana bir şeyler soracağım ve dürüst yalansız bir şekilde cevap vereceksin." dediğinde kafamı salladım. Dudaklarını yaladı.

"Gay olduğunu ne zaman fark ettin?" diye sordu, afallasam da dudaklarımı büzüp düşündüm.

"Küçüklükten beri."

"Ha yani geçen seneden bahsediyorsun." deyip gülünce kaşlarımı çattım. Uzanıp sırıtarak alnımdan öptü. Daha sonra dilini dişinde gezdirdi.

"Peki hiç biri ile bir şey yaşadın mı?" diye sorunca uyandığımı hissettim. Anlamış olacak ki anlayış ile yüzüme baktı. "Utanmadan söyle oğlum, kızmayacağım." biraz durup yüzüne baktım.

"Evet." dediğimde, kafasını salladı.

"Peki hiç ileri gittin mi?" diye sordu, ses tonu az önce söylediği kızmayacağım lafının tam zıttını söylüyordu.

"Hıhı." dediğimde kaşlarını çattı. Ardından ağzımın ortansına ikimizin arasında ki elini kaldırıp vurdu. Acı ile yüzümü buruşturdum.

"Senin yaşın kaç başın kaç, o yaşta bir de..." dedi sinirle.

"Hani kızmayacaktın?" dedim dudağımı büküp. Sinirlendiğini bariz hissediyordum.

"Kızarım. Kimdi o zibidi, kaç yaşındaydı?" diye sordu sinirle.

"Yetimhaneden, birkaç yaş büyüktü." dediğimde kafasını salladı.

Uzanıp boynundan öptüm affetmesi için, niye eski olan bir şeyi affetmesi gerekiyordu bilmiyordum ama sinirli durmasını istemedim.

Bana bir bakış atınca, gözlerime ardından dudağıma baktı. Siniri hafiflemişti, uzanıp yanağımdan öptü. Daha sonra boynuma burnunu götürüp kokladı.

"Yatalım." dediğinde kafamı salladım.

Bana sıkı sıkı sarılırken, bende ona sarıldım. Sanırım sabah gördüğüm o şey de, şimdi beni sorgulaması da kafasının içinde bir şeyler olduğu içindi.

Ben onun hazır olmasını beklerken, belki de o benim hazır olmamı bekliyordu. Ya da kendini sorguluyordu.

KOĞUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin