Elif'in ağlama sesleri ile gözümü açınca, kısık gözlerimle etrafa daha sonra da yanımda ki boşluğa baktım. Gözlerimi sıkı bir şekilde yumup yeniden açtım. Sabah Sedat işe giderken kalkmıştım ve o kadın gelmişti ardından. Bende yeniden uykuya dalmıştım çünkü kadına bakınca sinirim bozuluyordu.
Yataktan ayaklarımı sarkıttım, Elif onun elinde susmazdı ki tabi ki. Kapıya doğru yürüdüm, tam kapıyı açmıştım ki masada telefonla konuşan kadının sesini işittim.
"Ya karısından boşandı diyorum.." dediğinden açılan uykum ile kaşlarımı çatıp olduğum yerde durdum.
"O yüzden geldim zaten, yoksa bakıcılık yapacak insan mıyım ayol ben." dedi ve kahkaha attı. Sanırım kötü kadın kahkahası bu oluyordu. Yüzümü buruşturdum.
"Kızı çok tatlı..." dedi ardından. "Bir çocuk var bir de, yeğeniymiş evde kalıyor. Bana pis pis bakıyor değişik bir çocuk." kaşlarım iyice çatıldı.
"Tabi kız, Sedat'ı almadan gitmem, burada kalsam her şey daha iyi olurdu ama işte..." kanım sinirle kaynayınca kapıyı sonuna kadar açtım ve salona geçtim. Halen beni fark etmemişti.
"Elif ağlıyor duymuyor musun?" diye sordum kızgın bir sesle. Sesimi duyunca irkildi ve ayağa kalktı.
"Bende tam kalkıyordum.." dedi acele ile "Kapatıyorum görüşürüz." dedi daha sonra telefonda ki kimse ona. Telefonu kapatıp Elif'in odasına doğru gitti.
Biraz daha adım atıp çatık kaşlarım ile ona bakıyordum, Elif'i kucağına aldı ama Elif daha çok ağladı. Aslan kızım benim.
"Ver ver bana..." dedim yanlarına giderken, bana hafif kaşlarını çatıp baksa da Elif'i bana verdi. Kucağıma alıp pışpışladım.
"Bende mamasını yapayım o zaman." dediğinde kafamı salladım.
Bir yandan arkasından bakıyor, diğer yandan Elif'i susturmaya çalışıyordum. Demek Sedat'ı almaya geldin ha? Benim Sedat'ımı? Sinir tüm vücuduma hücum ederken burnumdan soluyordum.
Elif'in ağlaması birkaç dakika sonra kesilmişti, koltuklara doğru ilerlerken yanağından öptüm. Aynı benim gibi o da huzursuz olmuştu o kadından. Babamızı almak istiyordu.
Kadın mutfaktan elinde mamayla çıktı, bana bir bakış atıp yanıma geldi. Elif'e uzanıp bebeklerin yemek yeme masasına koydu. Ardından bir daha bana bakmadan kızı konuşarak yemek yedirmeye çalıştı.
Sinirimin bozulduğunu hissedince kapıya yürüdüm ve dışarı çıktım. Biraz ilerde ki bahçe demirliklerinin olduğu beton zemine oturdum. Telefonu açıp Sedat'a mesaj attım.
Ne yapıyorsun?
Ekran açık bir şekilde bekledim, daha sonra arama kısmına Sedat'ın adı düşünce gülümsedim. Direkt açtım.
"Alo." dediğimde yine yoğun bir ses vardı.
"Efendim oğlum." dediğinde bir işle uğraştığını anlamıştım.
"Ben kaçta geleceksin diye soracaktım." dediğimde birine seslendi, birkaç saniye sonra cevap verdi.
"Gelirim bir saate, bir şey mi oldu?"
"Yook seni bekliyorum. Neyse sen işine bak, öptüm."
"Görüşürüz." dediğinde kaşlarımı çattım.
"Sedat."
"Öptüm."
Sırıtarak telefonu kapattım, şuan kesin çalışanların yanında öptüm dediği için rahatsız olmuştu ama umursamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOĞUŞ
Ficção Adolescente[TAMAMLANDI] Genç bir gay mahkumun, sıradan bir koğuşa girmesi ile başladı tüm hikaye.