59- YOL

61.1K 3.5K 2.2K
                                    

"Gülsüm abla bir durum olursa hemen beni arıyorsun, en kötü ocaktan birilerini eve gönderirim tamam mı? Aramamazlık yapma." dedi Sedat kapıdan çıkmadan önce bininci kez uyarısını yapıyordu, bende o sırada Elif'i bininci kez öpüyordum.

"Tamam oğlum, sen merak etme." dedi Gülsüm teyze. Sedat kafasını sallayıp bize döndü ve kucağımda ki Elif'i gülümseyerek kollarına aldı. Elif anında babasına sarılırken keşke onu da götürseydik diye düşünmeden edemedim. Cidden ben çok özlerdim onu.

O kızını öptükten sonra yeniden Gülsüm teyzeye uzattı. Ardından bana bir bakış attı, kafamı salladım. O küçük spor çantasını eline alıp çıkarken ben Gülsüm teyzeyi öptüm.

"Bir durum olursa beni arıyorsun, ben dernekten birilerini gönderirim." dedim ağır abi gibi davranırken. Daha doğrusu Sedat'ın taklidini yaparken. Özenmiştim. Gülsüm abla kahkaha attı.

"Eşek sıpası." dediğinde sırıttım ve Elif'i öptüm.

Masum masum bakıyordu etrafa canım kızım. Çünkü daha uykusunu almamıştı. Gizli gizli öpmek için uyandırıp sonra da aa uyandı bu diyerek çaktırmadan kucağıma almıştım.

"Yaramazlık yapma." dedi Gülsüm teyze bir çocuğu uyarıyormuş gibi, kafamı salladım.

"Tamam.." diye mırıldandım ve Elif'i bir kez daha öpüp dışarı çıktım. Sedat arabada bekliyordu. Hemen yanına gidip arabaya bindim. Ben arabaya bindiğim anda motoru çalıştırdı.

Araba ilerlerken üzerimde ki montu çıkarıp kenara koydum. Sedat aralardan dönerken dikkatli bir şekilde sağına soluna bakıyordu kafasını eğerek.

"Cengiz abin geldiğinde arkaya geçeceksin." dediğinde hızla ona döndüm.

"Ya ben önde oturmak istiyorum."

"Saygısızlık yapma Semih, kocaman adam arkaya mı oturacak. Geçersin arkaya." dedi yüzüme bakmadan. Kaşlarımı çatıp camdan dışarı baktım. Bir ıslık sesi geldiğinde ona döndüm. Yola bakıyordu, bir saniye bana döndü.

"Daha yolun başında asma o güzel suratını, dellendirme beni." dedi direksiyonu sağa kırarken. Omuz silktim.

"Otursun tamam." dediğimde kaşlarını kaldırarak bana baktı. "Otursun değil, ben arkaya otururum." diyerek beni düzeltti. Yine sanki köpeğine ya da çocuğuna eğitim veriyormuş gibi davranıyordu, dudağımı büzdüm.

"Sen beni kışkırtıyorsun." dediğimde gülmemek için dudaklarını dişledi. Kafasını ağır ağır gülerek sallarken yola bakmaya devam etti.

Cengiz abinin evinin önüne gelince arabadan indim, kapıyı sert bir şekilde çarptım. Sedat arabanın içinde bana sinirle bağırdı, arka koltuğu açıp otururken ona baktım.

"Rüzgar çarptı." dediğimde tesbihini bir kere sallarken, yine arapça sabır dolu kelimeleri sıraladı. Cengiz abi iki dakika sonra elinde ki lüks olduğu belli olan bir spor çantası ile gelip bagaja onu yerleştirdikten sonra oturdu.

"Günaydın." dedi yerine yerleşip kapıyı kapatırken. Sedat kafasını sallarken ben günaydın diye mırıldandım. Sedat arabayı çalıştırdı.Ortamda ki gerginliği hissetmişti. Bana bir bakış atıp sırıttı.

"Semih'in yine dudağı bükülmüş, azar mı çektin?" diye sordu Sedat'a.

"Cengiz bulaşma şuna gözünü seveyim." dediğinde Cengiz abi kahkaha attı.

Kollarımı birbirine bağlayıp arka koltukta boylu boyunca yayıldım. İkisi de yakın arkadaşlardı ve beni dışlıyorlardı. Gözlerimi kapattım, anladım ki bu yolculuk sinir dolu geçecekti. Erkenden kalktığım için esnerken onlara arkamı dönerek rahatsız bir pozisyonda uykuya daldım.

KOĞUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin