15- OĞUL

104K 5.4K 5.9K
                                    

"Canım sıkılıyor.." dedim Sedat'ın başucuna oturup. O yatağa uzanmış elini yataktan sarkıtmış bir şekilde tesbihini çekiyordu.

"Git deftere resim falan çiz." dediğinde omuz silktim.

"Gidip İso abiye mi bulaşsam acaba.." diye sorunca derin bir nefes aldı.

"Sonra ağlayarak yanıma gelme." dediğinde gözlerinin içine baktım. Ona sert baktığımı görsün diye ama o bilerek gözlerini bana çevirmedi. İki dakika boyunca baktım ama ben inatsam o daha çok inattı.

Pes edip yatağa yanına uzandım. Bana refleks olarak yer açtı. Kollarımı ona dolayıp yatarken kimse sorgulamıyordu bile artık. Çünkü onu babam gibi görüyorlardı. Hatta DNA testi falan yaptırın deyip Sedat'ın geçmişini sorguluyorlardı daha benim bile tanımadığım annemle ilgisi var mı diye.

Kimsenin bakmadığını fark edince elimi atletinden içeri sokup kendiliğinden olduğuna emin olduğum hafif karın kaslarında gezdirdim. Hafifçe irkildi ama sesini çıkarmadı. Daha sonra onu öpmek istedim.

"Öpüşelim.." diye fısıldadım kulağına doğru. Yan bir şekilde bana baktı.

"Millet etrafta geziyor, sonra." dediğinde ona bakmaya devam ettim. Bakışları tamamen bana döndü.

"Semih, bakışlarını düzelt." dedi etrafa kaçamak bakışlar atarken. Hep beni korumak istiyordu zaten. Kafamı tamam anlamında sallayıp yanından kalktım.

Akşam yemeğine kadar kendi kendime oyanlandım. Akşam yemeği sırasında en sevmediğim yemeğin yapıldığını gördüm ve sofrada sadece ekmek kemiriyordum.

"Tabağını bitir." dedi Sedat yetmediğimi görünce. Ona doğru döndüm.

"Ben yeşil fasulye sevmem ki." dediğimde bana baktı.

"O zaman suyuna ekmeği ban öyle ye." dediğinde kafamı salladım.

"Hayır kokusu gelir." kafasını sabır dilenir gibi salladı, ardından ayağa kalktı ve domates salatalık doğradı. Sanırım kuru ekmek kemirmeyeyim diye.

"Bırakta babanda biraz yemek yesin." dedi İso abi sırıtarak. Ona kafamı he he anlamında salladım. Biliyorum saygısızlık yapıyordum ama bana o kadar bulaşıyordu ki sinirim bozuluyordu.

Sedat önüme gelip fasulyeyi alıp domatesli ve salatalıklı tabağı önüme koydu. Ardından kendisi de yemeğinin başına oturdu ve yemeğini yemeye başladı. Bende doğradıklarını ekmeğime koyup dürüm yaptım ve karnımı doyurana kadar yedim. Birazını da ekmeksiz olarak ağzıma attım.

Sofra kaldırılırken bende yardım ettim. Sedat yatağının başına geçip sonbet etmeye girişmişti. Biraz daha oyalanıp millet yataklarına dağılınca yanına gittim. Işıklar da kapanmıştı.

Yatağım olduğu halde onunla yatmaya devam ediyordum. Kimse de neden yatıyor diye sorgulamıyordu. Sedat'ın göğsüne kıvrılmış yatarken biraz daha yaklaşıp boynundan öptüm. Daha uykuya dalmamış olan Sedat bana doğru hafifçe döndü.

"Rahat dur çocuk." dedi fısıltı ile. Sırıtıp kafamı olumsuz anlamda salladım.

Dudaklarına dudaklarımı bastırıp öptüğümde geri çekildi ama ben yeniden yapıştım. Bu sefer geri çekmedi. Yumuşak alt dudağını dudaklarımın arasına alıp emdim. Daha sonra dilimi içine doğru gönderdim. O da hafifçe karşılık vermeye başlamıştı ama temkinliydi. Dudaklarını benden ayrıldı.

"Oğlum ses çıkıyor..yapma." dediğinde onu dinlemeden bir kez daha öptüm ıslak dudakları.

Çenesi ile boynu arasında ki yeri öpücüklere boğarken elimi eşofmanından içeri sokup ordan da baksırına soktum. Aleti avucumun içindeyken kolumu tuttu.

"Bu kadar uzun boylu değil." dedi fısıltı ile. Gözlerini içine baktım.

"Her istediğim demiştin." dediğimde birkaç saniye yüzüme baktı. Elbette bu kadar da olduğunu biliyordu ama yine de bir ihtimal beni durdurmak istemişti belki de.

"Semih.." dediğinde omuz silktim. Yorganı hafifçe kaldırıp içine girdim. Ve engel olmaması için hızlıca elimin altında ki aleti dışarı çıkardım. Sedat'ın vücudun kasıldığını hissetmiştim.

Aleti karanlıkta elimle yoklayıp ucunu ağzıma aldım. Kalın ve uzundu. Tam da Sedat gibi birine göre. Ucuna dil darbeleri atınca elini yorgandan içeri sokup saçımı hafifçe tuttu.

Gülümseyip sertleşmeye başlayan aleti tamamen ağzıma aldım. Yorganın bana açtığı yer kadar ona gelgit yapıyordum. O kadar sertleşmişti ki benim aletin de en az onun kadar sert olduğunu hissediyordum.

Hızımı arttırıp daha çok gelgit yaparken sesin çıkmamasına özen gösterdim. Dil darbelerini vururken alet ağzımda titreyince geleceğini anladım ve vakumlama işine devam ettim. Ve zor bela da olsa elime tükürüp kendimi de çekmeye başladım. Tabi ki benim işim zordu çünkü kolay inliyordum. Sedat ağzıma boşalınca ağzımda Sedat'ın dölünün olduğunu bilmek bana daha büyük bir haz verirken nefes nefese hızlı bir şekilde kendimi çektim ve elime doğru boşaldım büyük bir nefes alarak.

Yorgandan çıktığımda nefes nefese ona baktım. Afallamış gibi bir ifadesi vardı. Gülümseyip dudağından öperken o aletini geri içeri soktu. Bende ayağa kalkıp lavaboya doğru ilerledim. İlk önce elimi yıkayıp daha sonra bir bardak su doldurup içtim.

Yatağa geri döndüğümde Sedat bana yer açmıştı.Halen şokta gibiydi ama hep refleksle bana karşı bir şeyler yapıyor gibiydi. Yanına yatıp ona tamamen sarıldım.

"İyi geceler babalık." dedim hafif bir alayla. Çocuk dediği kişinin ağzına boşaldığı için şoktaydı sanırım.

Sesini çıkarmadığında güçlü kollara daha çok sarıldım ve rahatlamanın verdiği mutlulukla uykuya daldım.

KOĞUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin