"Semih..." Sedat'ın sesini duyunca yorgun gözlerimi açmaya çalıştım ama geri kapandı. Çok uykum vardı.
"Biraz daha yatayım." dedim mırıldanarak. Sedat bu sefer belimden tutup beni havaya dikti, gözlerimi mecburen açmıştım. Gözlerimi ona çevirince halen çıplak olduğunu gördüm.
"İşe gideceğim, ondan önce duş almam lazım. Sende duş alıp öyle uyu yeniden."
Uykum biraz daha açılınca, yüzüne bakınca dün gece ki görüntüler aklıma doluştu. Anında yanaklarım yanarken kafamı eğdim. Neden utanıyordum ki? Daha önce de bir şeyler yaşamıştık. Ama ilk defa kendisi yapmıştı. Ve onun o halini ilk defa görmüştüm.
Kafamı salladığımda çenemi kendine çevirdi ve büzülmüş dudağıma yumuşak bir öpücük bıraktı.
"Gel kucağıma." dedi kollarımdan tutup, kollarımı boynuna sardım. Ama beni sanki kırılmamdan korkarmış gibi yavaşça kucağına aldı, avucunu kalçama koyup belimden tuttu.
Hava yeni yeni aydınlanıyor gibiydi ve etraf toparlanmıştı. Muhtemelen teyze gelmeden halletmek için temizlemişti erkenden.
Beraber banyayo girdik, kapıyı arkadan kapattı. Duşakabine girince halen kucağından indirmemişti beni. Suyu ayarlayıp bekledi, o sırada da saçıma öpücükler konduruyordu. Su ılık olunca beni yavaşça bıraktı. Su saçlarımı ıslatırken onun boyu uzun olduğu için ondan sıçrayan sularda bana geliyordu.
Eline şampuanı alıp avucuna biraz doldurup saçlarımı köpürttü, bende onunla beraber köpürtüyordum. Ardından saçımı durulayıp, tüm vücuduma dokunarak yumuşak yumuşak okşayarak yıkadı.
Eli kalça arama kayınca yeniden utandığımı hissettim, orayı da en yumuşak şekilde yıkadı ama yine de canım yanmıştı. Benim işim bitince beni biraz kenara çekip kendini de yıkadı. Kısa sürede o da durulandı. Suyu kapattığında ıslak bir şekilde ona bakıyordum.
Dışarı çıkıp bir havlu aldı ve beni kuruladı, ardından kendini de kuruladı. Beraber yeniden odaya geçtik. İkimize de baksır ve üst çıkardı.Baksırı ayarlayıp önümde diz çöktü. Baksırı da bana sakince giydirdi. Üzerime de bir tişört geçirdikten sonra pijamamı giydirmemişti.
"Bir de krem sürelim." dedi ve gözlerimin içine bakmadan çekmeceye doğru ilerledi. Beni yeniden bir heyecan basmıştı.
Yanıma geldiğinde beni kolumdan tutup yavaşça kendisi yatağa oturdu ve beni yatağın içine çekti. Beni yatırıp baksırımı yavaşça çekti. Ardından kalçamı ayırıp birkaç saniye sonra deliğimde soğukluk hissedince nefesim kesildi.
Deliğimi daireler çizerek masaj yaparak kremi sürerken yanaklarım artık alev alev yanıyordu. Bir süre orada oyalandıktan sonra parmağını çekti. Ve kalçamın üstünde ki bel kıvrımımdan öpüp baksırımı yukarı çekti.
Üzerimden kalktığında bende ona doğru dönüp yatağın içine girdim. Ben döndüğümde pantolonunu giyinmişti, kemeri halen bağlı değildi. Ardından gömleğini giyinip düğmelerini iliklerken bana doğru bir bakış attı.
"Çok acıyor mu?" diye sordu, kafamı hızla iki yana salladım. Gömleğini içine soktu ve kol düğmelerini ilikledi. Kemerini de bağlarken yanıma geldi ve saçlarımı okşayıp yanağıma ve alnımı öptü.
"Görüşürüz yavrum." dediğinde gülümsedim. O ceketini alıp çıkarken bir süre arkasından baktım.
Sabah sabah bu kadar şey yaşamak uykumu kaçırmıştı ama yine de yatakta durup dün geceyi düşünüp kendi kendime gülümsedim. Sedat ile birlikte olmuştuk...
Bir saat sonra kapı anahtarla açılınca teyzenin geldiğini anlamıştım, hafif canım acısa da umursamadan ayağa kalktım ve bir eşofman giyindim üzerime. İplerini bağlamadan odadan çıktım ve mutfakta kahvaltı hazırlayan Gülsüm teyzeye yaklaştım.
"Günaydın." dediğimde doğradığı salatalıktan gözlerini alıp bana baktı. Ardından kocaman gülümsedi.
"Oy kuzucuk uyandın mı, günaydın paşam." dediğinde gülümsedim, çok sevmiştim bu teyzeyi.
"Yardım edeyim mi?" diye sorduğumda hızla kafasını salladı.
"Yok oğlum ben hazırlarım, sen otur." dediğinde kafamı salladım.
Kahvaltı hazır olunca beraber kahvaltı yaptık, ardından Elif uyanınca ben bebek ile uğraştım Gülsüm teyze de masayı toplamıştı.
Elif bugün biraz fazla hareketliydi ve onunla ilgilenirken ani hareket ettiğim için arka tarafım sızlıyordu.
Bütün gün onunla ilgilenmiştim, Gülsüm teyze de sadece mamasını verip altını değiştirerek televizyon izlemişti. Aslında ben oturup keyfine baksın istemiştim.
Akşama doğru yemek hazırlanırken, bende Elifle koltukta uyuyordum. Bir süre sonra zil çalınca uyandım. Gülsüm teyze sanırım Elif'i kucağımdan alıp yerine yaptırmıştı, benim üzerime de ince bir pike çekmişti.
"Ben bakarım." diye bağırdım mutfağa. Muhtemelen Sedat gelmişti. Uykulu uykulu gidip kapıyı açınca karşımda takım elbiseli karizmatik adamı görünce gülümsedim. Uzanıp boynuna sarıldım, o da elini belime koyup beni kendine çekti.
"Çok özledim seni." diye fısıldadım. Omzumdan öptü.
"Bende küçüğüm." dedi, ardından biraz çekilip yüzüne baktım. Elinde bir iki tane poşet vardı. O içeri girerken bende kapıyı kapattım.
"Poşetlerde ne var?" diye sorduğumda ayakkabısını çıkarırken gülümseyerek poşeti bana uzattı.
"Yolda gelirken kağıt helva satıldığını gördüm, sana aldım." nefesim kesilmişti. Büyükçe gülümsedim koluna yaklaşıp sarıldım.
"Ama yemekten sonra yiyeceksin." dediğinde hızla kafamı salladım. O sırada Gülsüm teyze içeriden mutfaktan çıkmıştı.
"Hoşgeldin Sedat oğlum."
"Hoşbulduk abla." dedi Sedat, ben onu serbest bırakırken o da kızının odasına gidip beşikte uyuyan kızına öyle bir sevgi ile baktı ki, içim gitmişti. Çok seviyordu kızını. Bende ikisini.
Beraber yemeğe oturduk ve yemeğimizi yedik. Gülsüm teyze mamayı hazırlayıp gittikten sonra Sedat kapıya çıkıp sigara içerken bende onun yanında kağıt helvayı kemiriyordum.
Sabah ki utangaçlığım geçmişti, bana çok güzel davrandığı için. Sigarasından uzun uzun iki soluk alıp yere attı ve ayakkabısı ile ezdi.
"İçeri geçelim." dediğinde kafamı salladım. Ben kağıt helvamı bitirmişken, üzerimizi çıkarıp yatağa girdik. Saçımı okşuyordu.
"Seni seviyorum, çok seviyorum..." diye fısıldadım birden bire, mayışık bir şekilde.
"Bende seni çok seviyorum..." dediğinde ağlayacağımı hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOĞUŞ
Dla nastolatków[TAMAMLANDI] Genç bir gay mahkumun, sıradan bir koğuşa girmesi ile başladı tüm hikaye.