Sedat ile sabahtan kalkıp, zorla da olsa bir dershaneye gelmiştik. Ben biraz istemeye istemeye gelmiştim. Sedat bana kızınca mecburen sesimi çıkarmıyordum. Şimdi de kayıt yapılan yerin önünde, önümde ki gözlüklü çocuğun heyecan ile kayıt yapmasını bekliyordum. Müdür Sedat'ın tanıdığıydı ama Sedat yine de kendisi gelip kayıt yaptırıyordu.
"Hocalara her zaman sorular sorabiliyoruz değil mi? Evde test çözerken çözemedim soruları burada çözdürebilirim?" diye sordu gözlüklü çocuk heycanla. Ona sanki dünyanın en garip şeyiymiş gibi dudağımı büküp bakıyordum.
"Evet tabi ki, etütlerimiz de olacak." dedi kadın birkaç kağıdı hızla doldururken. Babası olduğunu düşündüğüm adam gururla oğluna bakıyordu. Sedat biraz bana yaklaştı, bacaklarını açmış bir şekilde oturuyordu.
"Bak çocuğa ne kadar heycanlı, sende sanki seni idama götürmüşüm gibi davranıyorsun..." dedi hayıflanarak. Kaşlarımı çattıp ona baktım.
O bana ah ah gibisinden bakıp elini hafifçe havaya kaldırıp döndürdü, ardından sırtını sandalyeye yasladı. Okul konusu olunca Sedat çok değişik oluyordu.
"Hangi bölümde ki sınıfa gideceksiniz?" diye sordu kadın kafasını kaldırıp.
"Sayısal." dedi çocuk heycanla. Kadın kafasını salladı, ardından bana doğru döndü.
"Peki siz?" diye sorduğunda karşımda bana bakan çocuğa baktım, kaşlarım otomatik olarak çatılmıştı.
"Sayısal." dediğimde Sedat bana bir bakış attı. Sanki o an gözüyle bana beyin testi yapıyordu. Ardından kadına döndü.
"Sözel olsun." dediğinde, karşımda ki adam Sedat'a sırıttı. Kaşlarımı çatıp Sedat'a döndüm. O kadına bakıyordu.
Sesimi çıkarmadım, dershaneye kayıt olduktan sonra direkt olarak onu beklemeden arabaya doğru yürüdüm. Arkamdan tesbihini çevirerek geliyordu. Ben arka tarafa bindiğimde kaşlarını çattı. Sürücü koltuğa binip kapıyı kapattı ve arkasını döndü.
"Küstün mü sen?" dediğinde yüzüne bakmadan kafamı pencereye çevirdim.
"Ben sözel okuyup bana şiir okursun diye sözel dedim oğlum.." dedi, gülmemek için kendini zor tutuyordu.
"Beni mal yerine koydun." dediğimde "Estağfurullah." demişti. Yüzüne bakmamıştım.
"Semih bir inat uğruna yapamadığın şeyi seçip, bir seneni heba etmene izin veremezdim. İstediğin kadar küs." dediğinde dönüp ona baktım ama o önüne dönüp arabayı çalıştırdı.
Ardından bir sigara çıkarıp yakarken tesbihli eliyle direksiyonu çeviriyor diğerini de açık olan pencereye yaslamış sigarasını içiyordu.
Bakışlarımı çektim ondan, ve pencereden akıp giden yola baktım. Sayısalı gerçekten hiç yapamıyordum. Ama orda beni küçük düşürdüğü için sinir olmuştum.
Arabayı sürerken, bazen dikiz aynasından bana bakıyordu hissediyordum. Eve gidiyoruz sanıyordum ama avmnin önüne gelince kaşlarımı çattım. O bana aldırmadan kapıdan çıktı. Ben halen arabanın içindeydim. İşi varsa halledip gelsin, banane. Benim olduğum kapının önüne gelince kapımı açtı.
"İn." dediğinde omuz silktim. Hasbinallah çekmişti. Bana doğru eğildi ve çenemden tutup kendine çevirdi.
"Özür dilerim güzelliğim.." dediğinde afallamış bir şekilde yüzüne bakıyordum. Kalbimin sesi arabanın içinden duyuluyordu.
"Ya ben sana kurban olurum." deyip boynuna atladım. Belimden tutup sarılırken kafam omzundayken beni tutup çıkardı. Yüzüne baktığımda gamzesi ortaya çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOĞUŞ
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Genç bir gay mahkumun, sıradan bir koğuşa girmesi ile başladı tüm hikaye.