40- BALIKÇI

69.8K 4.1K 3.4K
                                    

"Semih! Gel buraya bir şey olmayacak."

Kafamı arkaya çevirip ona bir bakış atarken kapıya doğru hızlı adımlarla yürüdüm, gözlerimden korkudan dolayı yaşlar akıyordu.

"Hayır!" diye bağırdım.

Hızla kapıyı açtığımda hemen geride Sedat'ı gördüğümde anında boynuna atladım. O bir an afallasa da beni hızla kucağına aldı. Çenem titrerken ona sarılıyordum.

"Oğlum ne oluyor!" diye sordu endişe ile. Beni sıkı sıkı tutmuştu.

"Ay of ya, babası geldi." Yeliz ablanın üzgün sesi geldiğinde daha çok sarıldım Sedat'a. Sedat iki adım atarak eve girdi.

"Ne yaptınız çocuğa?" diye sordu Sedat şokla.

"Beni yakmaya çalışıyor Yeliz abla!" dedim şikayet eden küçük çocuklar gibi. Ama sesim kafamı Sedat'ın omzuna gömdüğüm için boğuk çıkıyordu.

"Ya ne yakması, beline bardak koyacaktım." dedi Yeliz abla umursamayan bir şekilde. Bakışlarımı elinde bardak ile duran kadına çevirdim.

"Bunun için mi ağlıyorsun Semih?" diye sordu Sedat kızgınlık ile. Islanmış kirpiklerim ile bu sefer de ona döndüm.

"Korkunca ağlıyorum işte ne yapayım!" dedim titreyen sesimle. Neden her defasında ağlıyorum diye kızıyordu ki, ben ona sinirleniyor diye kızıyor muydum? Bana bir saniye bakıp ablasına döndü.

"Sen neden korkutuyorsun oğlumu?" diye bu sefer de kızmıştı.

"Amaan ne tatlı canı varmış oğlunun. Ne var biraz deneme yapacaktım. Yakında tüm mahalleye yapacağım, millet bunu bekliyor..." dedi Yeliz abla çakmağı bir kere yakarken. Sedat sabır dilenir gibi kafasını salladı. Bana döndüğünde sert gözleri hafiften yumuşadı. Bir elini çekip, yanağıma koydu.

"Kurban olduğum nasıl korkmuş.." dedi yanağımda ki yaşları silerken. Halen kucağında olduğum için güvende hissediyordum.

"Yapmak istemedim çok ısrar etti, belime resmen ateş koyacaktı." dediğimde yanağımı okşayıp gözleri yüzümün her bir köşesinde gezerken gülümsedi.

"O öyle bir şey değil ki..." dediğinde omuz silktim. Yeniden gülümsedi ve uzanıp boynuma sıkı bir öpücük kondurdu.

"Gülsüm abla çağıralım iki komşuyu onlarda deneyelim." dedi kucağında Elif ile duran kadına. Ben ağlayınca ne kadar Yeliz ablaya dur dese de dinlememişti. Ben deney faresi miydim anlamıyordum.

Sedat biraz daha ilerledi ama ben onun kucağından inmiyordum. Bu sefer de saçımı geriye doğru taradı yumuşak bir şekilde.

"Biraz dışarı çıkalım mı? Gezmek ister misin?" yumuşak bir şekilde sorduğu soruyla bakışlarımı ona çevirdim. Çok sevgi dolu bakıyordu ve kalbim hızlı hızlı atıyordu bu yüzden.

"Gidelim.." dedim hevesle. Gülümseyip burnumdan öptü.

"Hadi git üzerini giyin." deyip beni kucağından indirdi. Kafamı sallayıp bizimle ilgilenmeyen kadına bir bakış atıp odaya doğru gittim. O sırada Sedat kızına doğru ilerliyordu.

Odaya gidip dolaptan bir siyah pantolon üzerine de siyah baskılı bir bol tişört giyindim. Gömlek mi giysem diye düşündüm ama benin gömleklerim Sedat'ın yanında aşırı komik dururdum.

Sedat'ın parfümünden de sıkınca içeri geçtim. Sedat kucağında kızı ile oturuyordu. Bana bir bakış atıp Elif'i sıkı sıkı öpüp yürütece koydu.

"Bak dışarı çıkınca nasıl ağlaması durdu..." dedi Yeliz abla halen bardaklar ile uğraşırken. Ona kaşlarım çatık bir şekilde baktım.

"Yeliz abla-"

KOĞUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin