Chapter Seven

1.9K 120 204
                                    

EMMA

Jim'in tam önümde durmasıyla az kalsın sırtına çarpıyordum fakat son anda durdum. Birden bana dönüp "Acaba gelmese miydim?" demesiyle kaşlarımı çatmama engel olamadım.

"Niyeymiş o?"

"Bilmem. Ya beni sevmezlerse?" Diye sordu. İfadesi o kadar tatlıydı ki yanaklarını sıkmak istedim fakat bunun yerine gülmekle yetindim.

"Neden seni sevmesinler Jim? Çok tatlısın. Ayrıca sevmeseler ne değişecek ki? Boşu boşuna geriyorsun kendini. Hadi, içeri." Elimi sırtına koyup içeri yönlendirdim ve bana uyup ilerledi.

İçerisi sarı ışıklarla aydınlatılmıştı ve epey kalabalıktı. Bir köşede burada sürekli canlı müzik yapan grup çalıyordu. Jim etrafına bakınırken ben bizimkileri aradım, gözlerim Josie'ninkilerle kesişince gülümseyip el salladım ve Jim'i kolundan tutup oraya yönlendirdim.

Arkadaşlarımın oturduğu yere geldiğimizde durdum, Harry de buradaydı. Gözlerimi bir an üzerinde gezdirsem de onun bakışları önündeki bardağa odaklanmıştı. Yüzünde nedenini bilmediğim huzursuz bir ifade vardı. Kaşları çatılmıştı ve parmaklarındaki yüzüklerle oynuyordu.

Dikkatimi toplayıp sonunda "Selam," dedim gülümseyerek. Aklımı Harry'den uzak tutmalıydım, bunu denemekten başka yapacak bir şeyim yoktu. Ayrılığımızın üzerinden çoktan birkaç hafta geçmişti, zaman akıp gidiyordu. "Bu Jim, işten arkadaşım sayılır, ofislerimiz aynı binada."

Josie gülümseyerek elini uzattı ve ismini söyledi, onu Joe, Charlie, Nate ve Sarah takip etti. Hepsiyle tanıştıktan sonra sıra, en sonda oturan Harry'deydi. Samimi bir şekilde gülümseyerek "Seni tanıyorum," dedi ona. İçimden Jim'in ilişkimize değinmemesi için dua ettim. "Daha önce birkaç kez karşılaşmıştık, Harry değil mi?"

Harry tuttuğu bardağını bırakmadan kafasını salladı ve hımlamakla yetindi. Jim de sanki Harry'nin soğukluğunu hissetmiş gibi tokalaşmak için elini uzatmadı. Bu masada kısa süreli bir gerginlik oluşmasına neden oldu.

Tanışma faslı bitince Josie'nin yanına ben oturdum ve Jim de diğer yanıma yerleşti. Siparişlerimizi verip sohbete başladık. Jim etrafına gülücükler saçarken Nate yanında oturup telefonuyla uğraşan Charlie'yi koluyla dürttü ve kaşlarını çattı. Ardından odağını değiştirdi.

"Ee Jim anlatsana, neler yapıyorsun?" Nate'in sorusuna cevap vermek için omuzlarını dikleştirdi Jim. Neden bu kadar gergin olduğunu anlamıyordum. Normalde oldukça rahat biriydi ve insanlarla tanışmakta sıkıntı yaşadığını hiç görmemiştim.

"Satış yapıyorum. Bir kağıt şirketinde. Çok ilgi çekici biri değilim aslında." Jim Nate'i cevaplarken herkes pür dikkat onu dinliyordu. Harry dahil, her ne kadar bunu belli etmemek için ona bakmasa da, kulaklarının burada olduğunu biliyordum.

"Bence gayet ilgi çekicisin." Dedi Nate, Charlie buna güldüğünde onu ikinci kez, bu sefer daha sert bir şekilde dürtükledi. Nate duygusal ve fiziksel ilişkilerinde pek... Sınır tanımıyordu.

"Şey, teşekkür ederim?" Jim'in tuhaf çıkan sesine karşılık kahkaha attım ve bütün bakışların bana dönmesine neden oldum. Göz ucuya Harry'nin suratında hafif bir tebessüm gördüm. Jim bana "Komik bir şey mi söyledim?" diye sorduğunda ona baktım.

Daha fazla gülmemek için yanağımın içini ısırdım ama bu çok zordu. Sonunda Jim neden güldüğümü anlamış olacak ki oflayarak başını geriye attı. "Hadi ama Emma, yapma şunu."

"Özür dilerim ama aklıma geldi ne yapayım."

"Neye güldüğünü söyleyecek misin?" Sarah konuşmamıza dahil olduğunda Harry nefesinin altından bir şeyler mırıldandı. Sarah başını kısa bir an için hafifçe ona çevirip "Kapa çeneni." dedi ve tekrar bana baktı.

Separation Parade | H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin