EMMA
Ekrana bakmaktan kızaran gözlerimi ovuşturduğum sırada birinin odaya girdiğini duydum ve başımı kaldırıp baktığımda Ryan ile karşılaştım. Elini hafifçe havaya kaldırıp selam verdikten sonra karşıma geçip Steve'in masasına yaslandı ve kollarını göğsünde birleştirdi.
"Sen hâlâ burada mısın?" diye saçma bir soru sordu. Kaşlarımı havaya kaldırdığımda güldü. "Demek istediğim, geç oldu neden buradasın?"
"Çok az bir işim kalmıştı, yarına bırakmak istemedim ben de, birazdan çıkacağım. Sen niye buradasın?"
Omuz silkti. "Ben de tembellik yaptım biraz, geceden kalmaydım. İşlerim bitmedi onlarla uğraşıyorum. Biraz ara vereyim derken ışığı gördüm gelip selam vereyim dedim."
Gülümsedim, Ryan'ın alkolle arası iyiydi. Birkaç adım atıp sol çaprazımdaki masaya yaslandığında birkaç derin nefes aldım. "Hadi ama Ryan." Geceden kalma olduğu için işlerini bitiremeyip burada kalıyordu ve yine içiyor muydu? Akıllanmazdı bu adam.
"Ne? Şarap sadece, sen de ister misin?"
Gözlerimi devirip işime döndüm ancak o susmadı. "Doğru ya, sen hamileydin, yine. Harry ile her şeyin yolunda gitmesi güzel, gidiyordur yani değil mi? Gitmese ikinci çocuğu yapmazdınız. Cinsiyeti belli oldu mu bu arada?"
Son şeyleri de halledip bilgisayarı kapattım Ryan'a cevap vermeden önce. Bu patavatsızlığı sinir bozucu oluyordu, özellikle aç, yorgun ve uykulu olduğum zamanlarda. Hamileliği unutmamak lazım tabi.
"Öyle Ryan, her şey çok güzel. Ve hayır, henüz belli olmadı. Sorgun bittiyse eve gitmek istiyorum-"
"Geçen gün bil bakalım kimi gördüm?" Sözümü kestiğinde ofladım ve sandalyemde arkama yaslanıp kollarımı göğsümde birleştirdim ve dikkatimi ona verdim. Ne anlatacaksa anlatsın da bir an önce eve gideyim istiyordum.
"Kimi gördün Ryan?"
"Erin'i." Kaşlarımı alayla kaldırdım. "Konuştuk biraz, seninle aynı yerde çalıştığımı söyledim. Harry ile birlikte olduğunuzu, Berry'yi falan. Meğer biliyormuş zaten, medeniyetinize hayran kaldım. Görüşüyorsunuz herhalde."
Kendince Harry'nin Erin ile görüştüğünü ima ediyordu çünkü benim onunla görüşmeyeceğimi biliyordu. Ancak bilmediği bir şey vardı, yaşadıklarımız. Erin'in olanları nasıl bildiğini bilmiyordu. İstediği kadar haylazlık yapmaya çalışabilirdi, onun yüzünden gidip Harry'ye kızacaktım sanki.
"Alkol sende ekstra bir patavatsızlık yaratıyor gerçekten, ne yaptığımız seni ilgilendirmez." Sandalyemden kalkıp çantamı hazırlamaya başladım. "Ben şimdi çıkıyorum, bence sen de çok kalma. Hatta direkt eve git, belli ki iş falan yapamayacaksın."
"İşimi yapıyorum ben bir kere." Ona cevap vermedim, cidden canımı sıkmaya başlamıştı ve onunla uğraşamayacaktım. Kısa bir süre sessizlik oldu, sonra tekrar konuştu. "Hamilelik sana yakışıyor. Ayrı bir güzel oluyorsun." Tam azarlamak için Ryan'a dönmüştüm ki kapıya yaslanmış Harry'yi gördüm. Yüzünde bir gülümseme vardı ancak bu samimi miydi yoksa tamamen sinirden miydi emin olamadım.
"Sevgilim," diyerek bana yaklaştığında Ryan da dönüp ona baktı. Harry bir elini belime yerleştirip yanağıma bir öpücük kondurdu. "Seni bekliyordum aşağıda, gelmeyince merak ettim."
"İşlerim şimdi bitti." Kısık sesle konuştuğum sırada Harry bakışlarını Ryan'a çevirmişti. Nedense Ryan gerildi ve yaslandığı masadan doğruldu. Rahatsızca güldü ve bir eliyle ensesini ovuşturdu, umarım onun bu kadar gerilmesi Harry'yi iyice huysuzlandırmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Separation Parade | H.S
Fanfic'Bundan bir saat sonra, birkaç gün, ay içinde, yıllar geçtikçe neler olacak bilmiyorum fakat hayatın bütün tehlikeleri ve bilinmezlikleri arasında emin olduğum tek bir şey var. Seni seviyorum.' • 22.06.2020 • Kapak / @asharrywas ♡