Love Maze/Yoonkook✔

18

Jungkook

Yemeklerimizi yedikten sonra armut koltuklara oturup sohbet etmeye başlamıştık, gittikçe Jin ve Namjoon'a kanım kaynıyordu. Ancak hâlâ garip oldukları benim için değişmemişlerdi. Komik ve garipler.

Taehyung tuvalet için gitmişti, Jin ve Namjoon ise mutfaktan atıştırmalık bir şeyler getirmek için. Eh böylelikle biz Yoongi'yle yalnız kalmıştık. Ona dönüp bir göz attığımda yerdeki çimenleri yolduğunu görmüştüm. Biraz keyifsiz ve durgun gibiydi.

Elimi bacağına koyup dikkatini çektim. O bayık simsiyah gözlerini bana dikti ve niyetimi anlamaya çalıştı. "Bir sorun mu var?"

Bir süre öylece yüzümü inceledi, gözlerimden dudaklarıma indi ve yutkundu. Önüne dönüp çimleri yolmaya devam etti. "Belki."

"Bunun Namjoon'un kazandığı konuyla ilgisi var mı?" Bu konunun benimle ilgili olup olmadığını öğrenmem gerek.

"Belki."

"Peki bu konu benimle mi ilgili?"

Bana döndü ve tek kaşını kaldırdı. "Bunu nerden çıkardın?"

Omuz silktim ve ona yaklaştım. "Altıncı hislerime güveniyorum." Ona yaklaştığımda yutkunmuş ve benden uzaklaşmıştı. Ancak ben inatla üstüne gitmiştim. "Sen benden mi etkileniyorsun?" Sırıtmış ve uzaklaşacağı bir yer olmadığı zaman ellerimi çimene koyup yüzlerimizi yaklaştırmıştım.

Kendine gelip ellerini belime koydu ve beni uzaklaştırmaya çalıştı. "Kes şunu."

Güldüm. "Neden? Bu senin hoşuna gitmiyor mu?"

"Biri gelecek-"

Tam sürgülü açıldığında beni itip üstünden çıkmamı sağladı. Jin ve Namjoon elindeki aburcubur kaseleriyle gelip masaya koydu. Bense o sırada Yoongi'ye sırıtarak bakıyordum. Cidden benden etkileniyordu.

"Taehyung nerede?"

"Taehyung içki almaya gitti birazdan gelir."

İçki almaya gittiğine göre gece uzun olacak gibi. Ve sanırım burada kalacağım çünkü önceki içki içişimde pek iyi bir içici olmadığımı belli etmiştim.

Jin'in gözleri garip bir şekilde Yoongi'nin saçlarındaydı. "Yoongi-ah noldu sana böyle? Saçın başın dağılmış."

Jin'in bu dediği şeyle bana bakmıştı. Sonra da gözlerini devirip önüne dönmüş ve saçlarını düzeltmeye başlamıştı. "Rüzgâr bozmuş olmalı."

Jin onaylı mırıltılarını çıkartmış ve bu seferde bana dönmüştü. "Taehyung'a ne zaman cevap vereceksin?"

Anlamamış bir şekilde ona baktım. "Ne cevabı?"

"Hani şey-"

Anladığım zaman lafını kestim ve gevelemeye başladım. "Uh, şey yani...bu konuya karışmayacaksınız değil mi? Sonuçta bu onunla benim aramda olan bir şey."

Jin elini ensesine koymuş ve  gergin bir şekilde gülmüştü. Sanırım cidden karışmayı düşünmüştü. "Ah bak Taehyung gelmiş~"

Taehyung içki poşetini masaya koymuş ve sonrada karşımdaki boş armuta oturmuştu. Benim ona baktığımı fark edince gözlerimizi birleştirmişti, gülümsemiş ve o tatlı gülüşüyle benim kızarmamı sağlamıştı.

Aklına gelen şeyle konuştu. "Üstündekilerle rahat değilsindir, gelde sana rahat bir şeyler vereyim."

Bütün bakışların bende olduğunu bilmek insanı utandırıyordu.

Taehyung ayağa kalktığı zaman bende kalkmak zorunda kalmıştım. Tam o sırada Yoongi sesini çıkarmıştı. "Taehyung-ah, seninkiler büyük gelebilir. Giymesi için benimkileri verebilirsin."

Taehyung ona cevap vermemiş ve içeri girmişti. Kendi kıyafetlerini mi verecekti yoksa Yoongi'nin kıyafetlerini verecekti merak etmiştim.

Birden durup bana döndü. "Hangimizinkini giymek istersin? Yani hangisi sana uyar?"

Aish! Nasıl cevap verebilirimki?! Bu sorudan kaçmam gerek. "Şey, ben bilmiyorum. Denemem gerek."

Hangisinin parfüm kokusu daha güzelse onu giyeceğim tabiiki. Kokulara karşı çok hassasımdır.

Taehyung omuz silkmiş ve odasına doğru yürümeye başlamıştı. "Tamam o zaman, burada bekle. Kıyafetleri getirip geleceğim."

Bir süre sonra kıyafetleri getirmiş ve giyinmem için beni kendi odasına yollamıştı. Taehyung'un kıyafetleri gri renk bir eşofman takımıyken, Yoongi'nin kıyafetleri yarım kollu rahat bir tişört ve siyah bir eşofmandı. İkisinide giydikten sonra Yoongi'nin parfümünü daha beğendiğimi söyleyebilirim...ayrıca Taehyung'un kıyafetleri cidden boldu. Kendisi bol giyindiği için bana bolun bolu olmuştu.

Kendi kıyafetlerimi katlayıp çantama koyduktan sonra Taehyung'un kıyafetlerini de katladım ve yatağa koydum. Odadan çıktığımda hâlâ beni beklediğini görmüştüm. Kıkırdayarak konuştum. "Seninkiler cidden çok boldu Taehyung."

"Onlar en küçükleriydi.." Güldükten sonra cümlesini devam ettirdi. "Açıkcası benimkileri giymen beni daha tatmin ederdi ama bol olmuşlar. Neyse."