Jungkook
Gözlerimin dolduğunu gördüğünde duraksamıştı. "Ö-özür dilerim. Sadece biraz sinirliyim." Elleriyle yüzümü kavrayıp baş parmaklarıyla gözyaşlaramı sildi. "Yine de sinirli olmakta haklıyım. Yanlış olanları düzeltsen iyi olur."
Onu anlıyorum ama o da empati kurmalıydı. "Yang benden Kai'ye hediyesini götürmemi istemişti, sonra da ondan hoşlandığımı falan sandı. Düzeltmeye çakuştığımda da dinlemedi sonra sen gittiğinde konuya açıklık getirebilimiştim."
"Peki ya Woojin? Baya yakın gibisiniz."
O piç hakkında konuşmak bile midemi bulandırıyor. "Woojin benim eski sevgilim, ayrılalı 2 yıl oluyor. Yani önemli biri değil." Aklıma gelen şeyle konuşmaya devam ettim. "O buraya yine gelecek mi?"
Bana bakışları birazda olsa yumuşayabilmişti. "Evet yarın gelecek. Neden sordun?"
İç çektim. "Açıkcası onunla pek iyi bir ilişkim yoktu, ilişkimizde iyi bir şekilde bitmedi. Onunla aynı ortamda bile olmak istemiyorum."
Meraklanmış gibiydi, ne sevimli. "Ne olduğunu anlatmak ister misin?"
Gözlerimi kaçırdım. "Boşver, aklıma geldiğinde insanlara güvenim daha da azalıyor."
Saçlarımı geriye taradı. "Aldattı mı?"
Bu konu kapansa olmaz mı? "Hayır, keşke aldatsaydı."
Tebessüm etti, görünen damakları ve dişleri onu öpmemi isteklendiriyordu. O kadar sevimliki. "Tamam, bu konuyu kapatalım. Dediğin gibi şu an ben varım."
Bu dediğime çok sevinmişti sanırım. "Çok tatlısın."
Tekrardan güldüğü zaman ellerimi yanaklarına yerleştirdim ve dudaklarımızı birleştirdim. Öpüşmemizin soft olacağını sanmışken, ateşli ve tahrik edici bir şekildeydi. Elini belime yerleştirip kucağına oturttuğu zaman dudaklarımızı ayırmıştım. "M-molam bitecek."
Dudakları boynumda geziniyordu. "Patron olduğumun farkındasın değil mi?"
"Evet ama-" Boynumda hickey yapmaya başladığında sesim kesilmişti. Yerini kesik kesik inlemeler almıştı. Bir yandan da belimdeki elleri rahat durmuyor, gömleğimden içeri giriyor, tenimi okşuyordu.
Aklıma gelen şeyle durması için omzundan kavrayıp ittirmiştim. Bana anlamamış şekilde bakıyordu.
"Yoongi, sabah gömleği alırken çantanda yanlışlıkla bir notu gördüm." Tek kaşını kaldırmış beni çözmeye çalışıyordu. "Bilmemezlikten gelme."
Huysuzca sesler çıkarmaya başladı. "Ne demek istediğini cidden anlamıyorum Jungkook, ayrıca şu an sırası mı?"
Eğer ben her şeyi açıkladıysam o da açıklasa iyi olur. "Evet, sırası."
İç çekti. "Notta ne yazıyordu? Hatırlamamı sağla."
Başkalarından da mı not alıyor da hayırlamıyordu? "Birisi seni seviyorum Yoongi yazmıştı. Çantanda tuttuğuna göre önemli biri olmalı."
Gülmeye başlamıştı. "Tanrım, aptal."
Komik olan bir şey mi vardı? "Ne?"
Sesli bir şekilde gülmeye devam ediyordu. "Annem yazmıştı onu şapşal."
İyi de ben nerden bilebilirdim ki kimin yazdığını? Neyse. "Yani bu gömleği annen mi aldı?"
Yanağıma bir öpücük bıraktı. "Evet."
Bak şu an utandım işte. Resmen annesinin hediye ettiği gömleği giymeme hiç düşünmeden izin vermişti. "Ben sanırım senden hoşlanıyorum ya."
Tekrardan gülmeye başlamıştı. "Belli ediyordun zaten, fakında mısın bilmiyorum ama iki de bir kızarıyorsun."
Offladım ve yavaşça omzuna vurdum. "Bunu söylemene gerek var mıydı?"
Belimi kavrayıp beni kendine çekti. "Neyse, nerede kalmıştık biz?"
Mızmızlandım. "Tam bir odunsun ya. Senden hoşlandığımı söylüyorum tepkine bak."
Omuz silkti. "En azından yapmacık değilim." Gözlerimi devirdiğim zaman kıkırdamıştı. "Ne yani yapmacık olduğumu mu düşünüyorsun?"
Kollarımı boynuna sarıp yüzlerimizi yaklaştırdım. "Hayır, sevimli olduğunu düşünüyorum." Tekrardan dudaklarımızı birleştirdim, bir yandan da ellerimi kemerine götürüp açmıştım. Bu atağıma karşı o da benim pantolonumu çıkarmıştı. Ona sürtünmemi sağladığında ağzımdan ufak bir inleme kaçmıştı.
Ona sürtünmeye devam ederken bile konuşmaya devam ediyordu. "Seni ilk gördüğümde kız sanmıştım biliyor musun?"
Bu da nerden çıktı. "K-kız mı?"
"O kadar güzelsinki. Bel inceliğin ve dolgun kalçaların, ne kadar da kusursuzsun."
Altımdaki sert aleti cidden beni zorluyordu. "Böyle konuşman tahrik edici."
Sırıttı. "Beğenmedin mi?"
Daha hızlı sürtünmeye başladığım için derince inlemiştim. "B-beğendim."
Duymak istediği inlemeyi aldığı için memnun gibiydi. Belimden tutup sürtünmemi durdurmuştu. Huysuzca mırıltılar çıkardığımda içime girmek için bana bakmıştı. Bir nevi izin alıyordu şapşal. Aletini elime alıp içime girmesini sağladım. Yavaş yavaş giriş çıkışlarını yapması için bacak kaslarımın yardımıyla yukarı aşağı iniyordum. Kaba tabirle kucağında zıplıyordum. Her giriş çıkışında bir inleme bırakıyordum, acının yerini zevk bırakıyordu.
Derin derin nefesler alıyordu, arada hırıltılarını bırakmaktan çekinmiyordu. "Sikeyim, resmen içine çekiyorsun beni."
Böyle arsızca konuşması daha da isteklenmemi sağlıyordu. Birden bire hızlanması ismiyle inlememe neden olmuştu. Saçlarımı geriye attım ve ikimizde zevke odaklandık. Resmen arsızca iş yerinde sevişiyordık, birinin duyup duymaması umrumuzda değilmişçesine.
![](https://img.wattpad.com/cover/232446614-288-k744597.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Maze/Yoonkook✔
FanficJungkook stajyerlik için gittiği kafenin sahibinin tek gecelik ilişkilerinden biri olduğunu öğrenir. Başlangıç: 13 ağustos 2020 Bitiş: 31 ekim 2020 ©dbSakura #1 - sugakookie #1 - yoonkook