34

1K 69 98
                                        

Jungkook

Bir süre bana attığı bakışlar yüzünden afallamıştım. "Çünkü bu fikir aklıma geldiğinde yanımda Bay Min vardı."

Kafasını biraz yana yatırdı. Köpek yavrusu gibiydi, çok tatlı. "Cidden mi?"

Kıkırdadım ve saçlarını karıştırdım. "Hey, bu gereksiz bir detay. Bu kadar takılma."

"Ah...peki." Modunu değiştirip konuşmaya devam etti. "Akşam dışarı çıkalım mı?"

Aklıma istemsizce şeytanca fikirler gelmeye başlamıştı. Yoongi'yi daha da sinirlendirtecek fikirler. "Dışarı değil de, sizin eve gidelim mi? Geçen hafta çok eğlendim."

"Tamam o zaman, çıkışta beraber gideriz."

Birden bire yanağıma tatlı bir öpücük bıraktığında kızarmıştım.

~♧~

"Hey, çıkışta ne yapıyorsun?"

Kabine girip soyunmaya başlamıştım. Bir yandan da Jimin'e cevap verdim. Her ne kadar söyleyip söylememek arasında kalsamda.  "Taehyung'lara gideceğim."

"Vay ne tesadüf, ben de."

Cidden mi? "İyiymiş."

Kendi kıyafetlerimi hızlıca giyip kabinden çıktım. Taehyung mu söylemişti gelmesini? Sanmam. Yoongi'nin işi bu kesin. Neyse, merak etmeyin benim de planlarım var.

"Önden çıkıyoru~m."

"Tamamdır."

Odadan çıkıp beni bekleyen Taehyung'un yanına gittim. Merdivenden inen Yoongi'yi gördüğümde kollarımı Taehyung'un boynuna sardım.

Kıkırdamıştı. "Birden bire?"

Güldüm. "İçimden geldi. Anı bozmasan mı?"

Baya uyup kollarını belime sarmıştı. Yoongi merdivende durmuş, bizi izliyordu. Hatta sinirle dilini ağzının içinde döndüyordu. Gözlerimizi birleştirdim ve hiç ayırmadan Taehyung'un kulağına fısıldadım. "Jimin'in geleceğini biliyor muydun?"

Boynuma bir öpücük bıraktı. "Nereye?"

Tamam, cidden onu Yoongi davet etmişti. Benim geleceğimi duyup böyle bir şey yapmıştı kesin. Gözlerimiz hâlâ birleşikken ona sırıtmıştım. Buraya yürümeye başlayınca sarılmamızı bozmamıştım.

Gözlerindeki karanlık ve sert bakışları kıskandığının işaretiydi? "Gidelim artık."

Taehyung nazikçe bana gülümsedi ve benden uzaklaştı. Ben de önden yürüyen Yoongi'ye konuştum. "Jimin'i bekleyelim."

"Gelir o."

Taehyung hyungunu ikiletmeyip onun yanına gitti. Bense Jimin'i bekleme ihtiyacı hissetmiştim. Böylesi arkadaşlığımız için daha iyidi. Aşağı inip beni gördüğünde hoplaya zoplaya yanıma geldi. Jimin sevimliydi, aynı zamanda çekici bir tarafı vardı. Küçük gözlere, dolgun dudaklara ve dikkat çeken kalçalara sahipti. Taehyung onun güzelliğine aşık olmuş olmalı. Ah bir saniye, şu an kıskandım mı ben?

"Hadi gidelim. Hey neden öyle bakıyorsun?"

Saçlarımı karıştırdım. "Dalmışım."

Güldü. "Bana mı?"

"Güzelsin, Taehyung senden cidden hoşlanmış olmalı."

Donmuştu, ağzı açılmıştı ancak konuşmaktan vazgeçip geri kapamıştı. Sonrasında ise sadece sırıtmıştı. "Yalan söylemeyeceğim, sabaha kadar seviştiğimiz bile oluyordu." Yanımdan geçip giderken mırıldandı. "Ama şu an seninle beraber."

Duraksayıp arkasından bakmıştım bir süre. Sabaha kadar sevişmelerini söylemesine ne gerek vardı? Dostum, şu an cidden gerildim. Çıkmadan önce seslendim. "Hey Jimin!"

Vücudunu yana çevirdi ve bana hâlâ  yüzünde yer edinen sırıtmasıyla baktı. "Efendim?"

"Böyle olacaksak söyle, hamlelerimi düzgün atayım."

Histerik bir kahka attı. "Vay be hemen arkadaşlığı bir kenara attın yani."

Sinirimi bozmakta iyiydi. "İkimizinde hedefi aynı sanırım. Bu şekilde olmaz."

"Bunu yapacak kadar düşük değilim, arkadaşlığa bazı şeylerden daha çok önem veren biriyim." Geri döndü ve önümde durdu. "Ah ama bu arkadaşız diye bana ait olan birini sana vereceğim demekte değil Jungkook. Yanlış anlaşılma olmasın yoksa hamlelerini aman yanlış atarsın."

Love Maze/Yoonkook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin