39

928 66 15
                                    

Yoongi

İşe geldiğimde gözlerim Jungkook'u aramıştı. Ancak Jimin yanıma gelip beni durdurana kadar.

"Günaydın hyung~ dün-"

Lafını kestim. "Konuşma benimle."

Güldü. "Ne? Neden?"

"Dün Taehyung'u öptün. Bu çok iğrençti. Jungkook ile ayrılmadan önce böyle bir şey yapman..." İç çektim ve konuşmaya devam ettim. "Taehyung'a Jungkook'tan ayrılmasını söyledim. Ayrıldıktan sonra da, önce de benimle bir süre konuşmayın. Yaptığınız şey çok karaktersizce."

Bana şaşırarak bakmıştı. "A-ama..."

Konuşmasına izin vermeyip hızlıca üst kata çıktım. Taehyung'un Jungkook ile beraber konuştuğunu gördüğümde görmezden gelip ofisime gittim. O aptal Jimin ve Taehyung birbirlerinden hoşlanıyorlarsa neden ayrıldılar o zaman? Ayrılmamışlarda ara mı vermişlerdi yani? Saçmalık.

Çantamı koltuğa atıp üstümdeki ceketi askılığa astım. Düşüncelerimden arınıp aşağı indim ve garsonlarla ilgilendim. "Eksik bir şey var mı?"

"Teras katındaki sandalyeler kaldı hyung."

"Tamam." Aşağı inen Jungkook gözüme çarpmıştı. "Teras katıyla ben ilgilenirim, siz müşterilere bakın." Jungkook'un yanına ilerledim. "Benimle gel, beraber terası düzenleyelim."

İtiraz etmeden benimle terasa gelmişti. Sandalyeleri düzeltemeye başlamışken sessizliği bozan o oldu. "Taehyung'tan ayrıldım."

Ayrıldım? "Sen mi ayrıldın?"

"Evet, uzun zamandır biriyle sevgili olmuyordum. Sanırım bir süre daha olmasam daha iyi."

Güldüm. "Neden?"

Omuz silkti, yüzünde sevimli bir gülümseme vardı. "Çünkü ben böyleyim, dara gelemiyorum. Eğer biriyle sevgili olduysam ve sürekli aksilikler çıkıyorsa hiç katlanamam. Daha çok gencim kendimi bu tarz şeylerle meşgul etmek istemiyorum."

Sevinmem mi gerek üzülmem mi gerek anlamadım ama neyse. Taehyung'un değilde Jungkook'un ayrılması iyi olmuştu.

Birden bire kahkaha atmıştı. "Ama biliyor musun kendim ayrılmama rağmen, yine de garip hissediyorum. İlk defa böyle saçma ve kısa süreli bir ilişkim oldu. Daha öpüşmemiştik bile."

Bunu öğrenmem iyi oldu. "İlişki ilerlemeden ayrılmak daha iyi değil mi?"

"Ah bilmiyorum, cidden garip bir deneyimdi."

Etrafı düzelttikten sonra ona döndüm. Kollarını bağlamış, yüzündeki aptal gülümsemesiyle beni bekliyordu. Önünde durdum ve gözlerimizi birleştirdim. Hiç utanmadan gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu. Aklıma gelen şeyle gözlerimi kaçırdım. "Hiçbir şey bilmiyorsun."

"Hayır, biliyorum. O da seninle öpüşmenin daha iyi olduğu." Birden bire beklemediğim bir şey söylemesi afallamamı sağlamıştı. Şaşırdığımı görüp konuşmaya devam etti. "Hey, yanlış anlama."

Anlamıştım bile. "Sen hâlâ sevgili yapmak istemiyor musun ya?"

Güldü ve göğsüme hafifçe vurdu. "Kes şunu!"

Belinden kavrayıp onu kendime çektim. Bu sefer şaşıran taraf o olmuştu. "Yalnız ben ciddiyim."

Yanakları kızardığı zaman sonunda kendimi tutamayıp dudaklarımızı birleştirmiştim. Başta karşılık vermese de sonrasında vermeye başlamıştı. Belindeki elim kalçalarına gitmiş ve hafifçe sıkmıştım. Ağzıma boğukça inlediği zaman dudaklarımızı ayırdım ve ona baktım. Yanakları daha da kızarmıştı, baştan çıkarıcı bir şekilde bana bakıyordu.

Benden uzaklaştı ve üstünü düzeltti. "Akşam beraber olalım."

Tam da ben söyleyecektim. "Nereye gideceğiz?"

Omuz silkti. "Onu da sen düşün."

Love Maze/Yoonkook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin