Love Maze/Yoonkook✔

3

Jungkook

Alarmımın çalmasıyla yataktan kalktım. Dün izlediğim filmin etkisinde kaldığım için uyuyamamıştım ve bugün işteki ilk günüm olacaktı. Umarım uykusuzluktan bir sakarlık yapmazdım.

Lavabodaki işlerimi çabucak halledip odama geçtim. Gardroptan siyah bir pantolonla krem tonlarında bir sweat giydim. Siyah botlarımı da giydikten sonra saçımı hallettim.

Saat 10.50 olmuştu. Evden çıkıp yakın olan kafeye gittim. Kafeye yaklaştığımda, girdiğimde -içlerinde Jimin'in de olduğu- garsonları görmüştüm. "Günaydın."

Birkaç kişi hariç diğerleri bana karşılık olarak günaydın demişti. İçeri girip merdivenlerden çıkmaya başladım. Çıkarken Yoongi ile karşılaşmıştım. "Günaydın Bay Min."

Yanımdan geçip giderken söylendi. "Günaydın, üstünü değiştirip aşağı gel."

Gözlerimizi birleştirmemesi dikkatimi çekerken çok umursamayıp personel odasına girdim. Dolabın içindeki siyah pantolonla beyaz gömleği giydikten sonra aşağı inip bir göz attım. Taehyung'un dediği gibi, Yoongi garsonlara masaları yerleştirmede yardım ediyor ve onlarla sohbet ediyordu.

Garsonlardan biri ona seslendi. "Yoongi hyung şu sandalyeler fazla, nereye koyalım?"

Yoongi hyung? Sanırım yakınlar. Ya da resmi konuşmayı sevmediği için ona hyung diye seslenmesini istedi.

Yoongi beni gördüğü gibi konuştu. "Jungkook, sandalyeleri depoya koy."

Bu ne yani? Kendimi çirkin ördek yavrusu gibi hissediyorum. Herkese yardım ederken bana hamallık yaptırıyordu. İç çekip sandalyelere ilerledim.

Jimin yanıma geldi ve dikkatimi çekti. "İstersen yardım edebilirim."

Cidden çok sevimli. "Te-

Yoongi atıldı. "Jimin müşteriye bak."

Cidden bu yaptığıda ne? Şaka mı bu?

Şaşırmış bir şekilde ona bakarken o bakışlarımı görmezden gelip içeri girmişti. Bende sandalyeleri tek başıma taşıyıp depoya götürmüştüm. Sonra da depodan çıkıp müşterilerle ilgilenmeye başlamıştım. Elimdeki boşları tezgaha koyup etrafa göz attım. Zaman öyle hızlı geçmiştiki saat 3 civarı olmuş. Bana bakan Taehyung'la karşılaştığımda gülümsemiş ve yanına gitmiştim. "Hoşgeldiniz Bay Kim."

Bana kare gülümsemesini sundu. "Hoşbuldum, ilk günün nasıl gidiyor?"

"Yani...bazı şeyler hariç iyi gidiyor."

Tek kaşını kaldırdı. "Ne gibi şeyler?" Bileğimden kavradı ve beni ofisine götürdü.

Offladım. "Sanırım Bay Min cidden sevmiyor beni."

Güldü. "Yine ne oldu?" Ona sabah olanları kısaca anlattığımda gülmüştü. "Tamam, ona neden sana kötü davrandığını soracağım. Bu arada akşam çalışanlarla beraber bir restorana gitmeyi düşünüyoruz. Gelir fazla olduğu için arada böyle kaçamaklar yapıyoruz, sen gelecek misin?"

Bana beklentiyle baktığı için biraz kızarmışım. "Bay Min gelecek mi?"

Histerik bir kahkaha attı. "Yoongi hyung seni yemez merak etme. Hem gelirsen tanışamadığın garsonlarla tanışırsın."

"Pekâlâ, geleceğim."