İSTANBUL

10.5K 829 205
                                    

Evlatlıktım. Bunca yıldır bildiğim her şey yalandı. Anne bildiğim kadın aslında bir yabancı baba dediğim adamsa başka birisiydi. Gerçek annem beni evlilik dışı bir ilişkiden peydahlayıp, aldıramadığı için doğurmuştu. İşin aslı kendidini düşünmüştü. Başka çocuğu olmayacak diye beni doğurmuş ve beni yabancıların kollarına bırakmıştı.

Ya annemle babam, yıllarca benden gerçekleri saklamışlardı. Bana sahip olabilmek için her şeylerini değiştirmişlerdi. Peki ya benim duygularım. Peki ya ben. Fark ettiğim zaman yaşayacağım travmayı hiç mi düşünmemişlerdi. Küçükken söyleseydiler ben öyle büyüseydim ne olurdu sanki? Neden çekindiler? Ağzıma tuzlu bir tat gelince ağladığımı fark ettim. Bara gittim sek bir viski istedim ve tek seferde shut yapıp, anonsla beraber uçağa ilerlerken, herkesten intikam almak istercesine, Şahin'e uçuş bilgilerimi atıp "Beni karşıla" yazdım ve telefonumu kapattım.

Uçakta servis vardı ama hiçbir şey yemek ya da içmek istemiyordum. Valizim küçük olduğu için onu da bagaja vermemiş, yanıma almıştım. Viskinin etkisi vücudumu ele geçirirken, İzmir'de yaşadıklarımı düşünmeye başladım.

En çok da Yekta'ya içerlemiştim. Yekta'nın yüzünü bile görmek istemiyordum. Eğer o hayatıma girmeseydi, yalanda olsa yaşadığım, bildiğim bir hayat vardı. Babamın bana inşaa ettiği sırça köşkümde mutlu mesut yaşıyordum. Yekta önce kalbimi çalmış, sonra Şahin'i bahane ederek onu kırmış ki ben Şahin'i refüze etmiştim. Onu geri çevirmiştim. Kininde boğul Yekta. Senin yüzünden hayatım alt üst oldu. Evet belki altı üstünden daha güzeldir ama şu anda bana çok kötü geliyor. Doğru bildiğim her şey tuzla buz oldu. Sen görürsün ilk fırsatta istifamı vereceğim Yekta ve senden sonsuza dek kurtulacağım. Kulağının arkasını görürsen, bir gün beni de görürsün. Diye kendi kendime içimden söylenirken iniş anonsu yapıldı.

Alana indiğim zaman valiz beklemeden, ağır adımlarla çıkışa doğru gittim. Endişeli gözlerle beni bekleyen Şahin'i gördüm. Hemen yanıma geldi ve bana sarıldı;

— Özlenen ne oldu bebeğim, dedi sesi yine ipek gibiydi.

— Bildiğim her şey yalanmış, dedim ve ağlamaya başladım.

— Ağlama miniğim lütfen ağlama. Bak ben yanındayım. Ben gerçeğim sus lütfen. Ne yaptı o şerefsiz sana, dedi bana mümkünmüş gibi daha sıkı sarılarak. Ben de beline sıkı sıkı sarıldım. Kendimi ona iyice yasladım. Gerçekten beni seven bir tek o varmış, onu anladım.

— Sana gidelim, dedim fısıldayarak. Burada anlatmak istemiyorum.

— Tamam güzelim de annenler merak ederler, dedi başımın üstüne minik bir öpücük bırakıp.

— Onlar döndüğümü bilmiyor Şahin, dedim umursamaz bir şekilde.

— Tamam o zaman, dedi otoparka kadar beni bırakmadı.

Arabaya bindik, elimi tuttu, başımı omzuna yasladım ve usul usul ağladım.

— Anlatmayacak mısın?, diye sordu elimin üstünü öperken.

— Şimdi değil. Şu anda sadece kendimi güvende hissetmenin keyfini çıkartmak istiyorum, dedim emniyet kemerine inat ona iyice sokulurken.

Arabayı yavaş yavaş kullanıyordu. Sanki yaşadığımız anın bitmesini hiç istemiyormuş gibi bir hali vardı. Bilmiyordu ki şu anda ondan başka kimsem, gidecek yerim yoktu.

Evine geldiğimiz zaman ayakkabılarımı çıkartıp, kendimi en yakındaki koltuğa attım. Yanıma geldi, bana sarıldı.

— Anlat artık, dedi yalvarırcasına.

ÖZLENEN AŞK(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin