Direk olarak almak istediğim elbiseyi satan mağazanın, Nişantaş'ı şubesine götürdüm onu. Nereye gittiğimizi anlamıştı.
— 25 tane doğum günü, bayram ve yılbaşı elbisesi var alamadığım. Biliyor musun her doğum gününde pastaneye özel pasta yaptırıp, tek başıma senin doğum gününü kutlardım. Üzerinde bir elbise hayal ederdim.
Bayramlarda erkenden kalkıp yanıma geldiğine yemin edebilirim. Narin Hanımı o yüzden çok kıskanıyorum. Özür dilerim hırçınlığım için beni affet, dedi mağazadan içeriye girmeden.Affetmem gereken o kadar çok şey vardı ki, gönlüm o kadar geniş miydi?, bilemiyorum. Kıskançlığını anlayabilirdim ama annemi kırmasını asla. Hırçın olabilirdi evet ama bu sevdiğim adama hakaret etmesi gerektiğini göstermesizdi.
— Yavaş yavaş tüm taşlar yerine oturacak Neslihan Anne, zamanla, dedim telefonum çaldı. Annem arıyordu.
— Efendim annecim, diye şakıyarak açtım telefonu.
— Kızım ne yaptınız? Merak ettim, dedi fısıldayarak. Muhtemelen, sesini Neslihan Hanım duymasın diye fısıldıyordu. Elimde olmadan gülümsedim.
— Annecim mekan çok güzel ama nişanı değil de düğünü orada yaparız, diye düşündüm. Nişanı muhtemelen Şahin'in restoranda yaparız, nasılsa oranın daha açılış olmadı, dedim neşeli bir şekilde.
— İyi düşünmüşsün. Eee şimdi ne yapıyorsunuz?, diye sordu. Onu da getirmediğime pişman oldum ama bugün peşimde onu sürüklemek ona haksızlık olurdu. Neslihan Anneyle paylaşılacak kozlar, sorulacak hesaplar vardı. Evet zehirimizi biraz akıtmıştık ama daha yaranın içi doluydu.
— Beğendiğim bir elbise vardı da onu almaya geldik, dedim ama sesim baya bir mahcup çıkmıştı.
— Kızım, baban sana alırdı yani biz neden...
— Annem şimdi kapatayım ben sana eve gelince daha detaylı anlatırım, deyip telefonu kapattım. Annemin, Neslihan Anneyi destekliyor olmasının, onu kıskanmadığı anlamına gelmediğini böylece anlamış olmuştum.
— Annemin selamı var, dedim gülümseyerek.
— Aleyküm selam. İçeri girelim, dedi ilgisiz bir şekilde.
Beğendiğim elbise, içerideki mankenin üzerindeydi. Yardımcı olmak için gelen danışmana gösterdim. Bizi, direk elbisenin olduğu reyona götürdü. Refleks olarak, hemen etiketine baktım. Düşündüğümden çok yüksek bir fiyatı vardı. Danışman kıza teşekkür edip, mağazadan çıkmaya hazırlanırken, Neslihan Anne beni durdurdu.
— Sana yapamadıklarımın yanında küçük bir bedel, dedi ve kıza dönüp;
— Bedenine uygun olan elbiseyi verir misiniz?, üzerinde bir görelim, dedi. İçerisi birden ısınmış gibi geldi, yanaklarım kızardı. Her ne kadar kapris yapacağım, şımarık yanımı da görsün, desem de maddi olarak birinden bu kadar pahalı bir hediye almak, bana göre değildi.
Babamın ailesinin zengin, bizim aslında durumumuzun benim bildiğimden daha iyi olduğunu öğrenmiştim ama ben yine eski bendim. Bence para amaç değil, sadece araçtı.
— Neslihan Anne, bir gece için çok pahalı inan gerek yok, dedim kulağına fısıldayarak.
— Bırak da ona ben karar vereyim, lütfen, dedi ve beni kabine tıktı. Pudra rengi, uzun bir elbiseydi. Boyundan kalın askılı, hafif göğüs dekolteliydi. Etekleri ve bedeni saten üzerine tülden oluşuyordu. Tülün üzeri ise çiçeklerle bezenmişti. Göğüs altından, içindeki satenden, kalın bir kurdele ile kemer yapılmıştı. Çiçeklerler etek uçlarına doğru daha büyük ve gösterişliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZLENEN AŞK(Tamamlandı)
General FictionÖzlenen Şenyüz 22 yaşında iri gözleri ve gülen yüzüyle sevimli ve sempatik bir kızdır, Yekta Ateşoğlu ise 27 yaşında yeşil gözlü, yumuşak kalpli bir işadamı. İki genç tamamen tesadüf eseri tanışırlar. Birbirlerini tanımaya ne zamanları olur ne de fı...