Artık canıma tak etmişti. O inat ben ondan inat en iyisi evlenip, bu işi kökten çözmekti. Artık evimizde kozlarımızı paylaşırdık.
Maç biter bitmez direk eve gittim. Babamla konuşmam gerekiyordu. Hayatımdaki erkekler beni darlama konusunda birbirleriyle yarış halindelerdi.
Duşumu aldıktan sonra annemi yanıma çağırdım. Yatağıma oturttum. Yazık kadıncağız eli yüreğinde bana bakıyordu.
-- Anne Şahin Yarın akşam ailesi ile beraber gelecek, yani anneciğim Süheyla Teyzeler beni istemeye geliyorlar, dedim. Önce bir durdu sanırım dediğimi algılamaya çalıştı. Sonra da önce güler gibi oldu da babam aklına geldiğinden herhalde yüzü ağlamaklı bir hal aldı.
-- Kızım baban hayatta izin vermez. Bak benden söylemesi. Kavga çıkacak, dedi dişleriyle dudaklarını ısırırken.
-- Annem sen şimdi yatak odasına geç ve babamla beni yalnız bırak. Biz baş başa bir konuşalım, derdi neymiş ben anlayayım, dedim gözlerinin içine bakarak.
-- Emin misin kızım? Bak baban kızınca biliyorsun...
-- Annem kızdırmadan halledeceğim, merak etme sen. Hadi ya mutfakta otur ya da odanızda, dedim ve üzerimi düzeltip, mutfağa geçtim, annem fırtınadan en uzağa, yatak odasına geçti. Babamla ikimize bol köpüklü kahve yaptım ve maç yorumlarını dinleyen babamın yanına geçtim.
O saatte beni elimde kahveyle görünce bir şey olduğunu anladı. Televizyonu kapattı ve kahvesini alıp, bana döndü;
-- Anlat bakalım, dedi kahvesini sehpaya bırakırken..
-- Babacım, ben yani biz biliyorsun Şahin'le işte, en yakın zamanda gelecekti. Biz bu akşam beraber basket oynadık. Senin iznin olmadan ben yarın akşam istemeye gelin dedim. Biliyorum sen... diye kıvranırken ben babam elini kaldırdı;
— Sadece tek bir soru soracağım. Emin misin? Yoksa bir öncekinde olduğu gibi kafanda soru işaretleri var mı?, diye sordu babam yüzüme bakarak.
— Baba ben Yekta'yı size anlatırken, ondan da emindim. Düzgün bir ailesi, güzel bir işi olan yakışıklı bir adamdı Yekta. Bir de kapanmamış bir mevzu vardı aramızda, İzmir'den kalan.
Ben onu beyaz atlı prens zannettim ama adam kara şövalye çıktı.
Şahin ise mahallemizin ağır abisi. Dürüst, aklı başında ve utanarak söylüyorum ama ilk aşkım. Yani bu sefer mantığım biraz kullanım dışı baba. Hem onun hem de kendi duygularımdan kesinlikle eminim, dedim utançla bakışlarımı yere indirip, kızararak.— Peki madem ilk aşkın Şahin ise Yekta ile neden beraber oldun?, diye sordu babam biraz sert.
— Baba, Şahin bana asla açılmadı. Ben onun duygularını asla bilmedim. O benim için ulaşılması zor bir ünlüydü. Biliyorsun bizim sitede bir şanı var adamın.
Yekta ile de dediğim gibi İzmir'de yarım kalan bir hikaye vardı. Yaşanmamış, adı konmamış. Teklif edince de kabul ettim ama yanlış bir hareketti. Birbirimizi tanımadan sevgili olduk. Sonrasında araya Şahin girdi gibi oldu ve biz aslında birbirimize hiç de uygun olmadığımızı anladık.
En son karşılaşmamızda bana "Ben kendime hayat arkadaşı arıyorum. PES oynayacak partner değil" manasında bir şeyler söyledi.
Yani ben pek onun aradığı özelliklere sahip değildim ama Şahin'le öyle değil. O beni tanıyor, nasıl biri olduğumu biliyor.
Yekta gibi beni yargılamıyor, yadırgamıyor. Kısaca babacım Yekta doğru adam sandığım için birlikte oldum ama değilmiş, dedim üzgün bir sesle.-- Tamam kızım tamam. Ben seni çok iyi anladım. Zaten Veysel Amcan bugün telefon açtı, Şahin artık yılmış. "Erkan kıralım saralım, biran önce yuvalarını açalım", dedi ben de peki dedim, deyince ben şok oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZLENEN AŞK(Tamamlandı)
Ficción GeneralÖzlenen Şenyüz 22 yaşında iri gözleri ve gülen yüzüyle sevimli ve sempatik bir kızdır, Yekta Ateşoğlu ise 27 yaşında yeşil gözlü, yumuşak kalpli bir işadamı. İki genç tamamen tesadüf eseri tanışırlar. Birbirlerini tanımaya ne zamanları olur ne de fı...