Normalde Neslihan Anneyi tanımak için can atan Şahin, Yekta ile karşılaştırılınca delirdiğinden mütevellit yemek kısa sürmüş, biz mekandan neredeyse kaçarcasına çıkmıştık. Şahin arabaya biner binmez;
— Özlenen bu kadının, yani işte annenin teklifini neden kabul ettin? Ne gerek vardı kızım, diye söylenmeye başladı.
— Madem kendisi bana annelik yapmak istiyor, yapsın bakalım?, dedim kahkaha atarak. Onun burnundan bu nişan organizasyonunu getirmezsem bana da Özlenen demesinler, diye de ekledim hemen.
— Nasıl yani?, diye sordu şaşkınlıkla arabayı deniz kenarına çekip, durdururken.
— Şöyle ki canım, o beni daha hiiç tanımıyor. O melek gibi çılgın, deli dolu Özlenen'i tanıyor. Bir de babası tarafından şımartılan Özlenen var içerde bir yerlerde. Hani sana şu yemini ettiren Özlenen. Bir de onunla tanışsın bakalım da boyunun ölçüsünü alalım, dedim sırıtarak.
-- Diyorsun ki sana kusturduğum kanları, misliyle ona yedireceğim. Bana uyar. Şuraya bak ya kadın resmen yüzüme yüzüme seni değil, Yekta dingilini damat olarak istiyordum, dedi. Oldu canım başka derdi. Neyse sevgilim ben anacığını sana havale ediyorum, lütfen beni karıştırma, dedi ve elimi alıp öptü. Beni işe bırakıp, o da kendi işlerinin başına döndü. Vakit kaybetmeden Neslihan Anneyi aradım.
-- Merhaba, dedim içten olmasına dikkat ettiğim, bir tonda.
-- Sana da merhaba. O kaba nişanlı adayınla konuştun mu? Ne diyor, dedi Neslihan anne biraz asabi. "Sevgilin" demeye bile dilinin varmadığını Şahin duysa, iyice triplere girerdi, kesin.
-- Konuştum anne. Biz o mekanı çok beğendik ve nişanı senin yapmanda da bir sorun yok, dedim kibarca.
-- Kızım sen emin misin? Bak bu adam bildiğin bir çeşit mağara adamı. Sen bununla bir ömür nasıl geçineceksin?, diye sordu üzgün bir sesle.
-- Neslihan Anne ben o ve onun gibilerle büyüdüm hatırlarsanız, dedim hafifçe dişlerimi sıkarken.
-- Nasıl unutabilirim ki ben seni Narin Hanımın kollarına bırakırken, onların yaşam tarzını da göz önünde tutarak almıştım kararımı. Nereden bilebilirdim ki onların seni böylesi bir varoşta büyüteceklerini, dedi tiksinircesine.
-- Neslihan Anne, nasıl baktığınızı bilmiyorum ama sitemiz oldukça nezih ve kibar insanlarla doludur. Birinin başı sıkışsa, mutlaka komşuları yardımına koşar. Çoğu doktor, mühendis ve pilotlardan oluşur site sakinlerinin. Bir de işte babamlar gibi emekliler vardır, yıllardır oturan, dedim hırsla.
-- Tamam kızım neden sinirleniyorsun ki sonuçta boğaz kenarında bir yalı dairesi değil, büyüdüğün yer, dedi ukala bir şekilde.
-- Neslihan Anne, biz nişandan konuşalım çünkü bu konuşma benim için gittikçe kırıcı olmaya başlıyor , dedim buz gibi bir sesle.
-- Tamam canım tabii sen nasıl istersen, dedi panik bir şekilde.
-- Ben yarın sabahtan programımı boşaltacağım, beraber gider tesisle konuşuruz, dedim ve başka bir şey söylemesine müsaade etmeden "Hoşça kalın", diyerek telefonu kapattım.
Ertesi sabah erkenden onu aradım, öyle ki muhtemelen daha salyalarını toparlayamadan telefonu açtı.
-- Günaydın Neslihan Anne, ben yarım saate gelip sizi alacağım, dedim ve yine bir şey demesine fırsat vermeden telefonu kapattım.
Babam bile isteye beni çok şımartmıştı. Annem de iyi niyeti ve zarafeti aşılayıp, benim şımarıklığımı törpülemişti. Anaokulu zamanlarım bittiğinden beri benim bu şımarık hallerimi gören kimse Şahin dışında yoktu. O halimi Yekta'ya bile göstermemiştim. Demek ki ona o kadar çok güvenememiştim ya da zaman yetmemişti, bilemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZLENEN AŞK(Tamamlandı)
General FictionÖzlenen Şenyüz 22 yaşında iri gözleri ve gülen yüzüyle sevimli ve sempatik bir kızdır, Yekta Ateşoğlu ise 27 yaşında yeşil gözlü, yumuşak kalpli bir işadamı. İki genç tamamen tesadüf eseri tanışırlar. Birbirlerini tanımaya ne zamanları olur ne de fı...